Turhan Akıncı'nın Sözcü Gazetesi'nin eki olarak verilmekte olan, 3 Mart 2025 eki Yemen Cephesini konu ediyor.
2 Ağustos 1914 tarihinde seferberlik ilan ediyor. Genelkurmay Başkanı Enver Paşa, 6 Eylül 1914 tarihinde 7.Kolordu Komutanlığına görüş sormuş. Vali Mahmut Nedim' in gerektiğinde Aden ve Sana bölgelerini ele geçirebilmesi için ne kadar kuvvete gerek duyduğunu sormuş, yerli halktan yaralanma imkanını sormuş. Kolordu Komutanlığı valilikten, askerlere maaş yerine kesinlikle erzak verilmemesini, maaşlarının verilmesini ya da maaş cetvellerine kaydedilerek sonradan verilmesini istemiş.
Vali Mahmut Nedim bu yazıya 7 Ağustos 1914 tarihinde cevap vermiş, Yemen'e üç yıldır yağmur yağmadığı için topraktan ürün alınamadığını, bu yüzden bölgede kıtlık yaşandığını ayrıca askerlere uzun süredir maaş verilmediğini anlatmış. Eğer valilik olarak askere erzak vermezse o bölgede isyan çıkacağını da söylemiş.
Emekli Edebiyat Öğretmeni Ömer Kamil Yılmaz'ın " Muğla Tarihine Katkı Yapan Savaş Anıları " kitabının 189- 193 arasında " Kısıtlı Hayatlar" başlığı altında dedemlerin öyküsü yer alıyor.
"Eskiden Muğla'ya bağlı olan Kale'de yaşayan Sabanoğulları'ndan Mustafa çiftçidir, Mustafa, Şefika Hanımla evlidir. Halil ve Abdullah (Apti) isimli iki oğlu vardır. Mustafa Balkan Savaşları'na katılmış, köyüne dönünce, eski işi olan çiftçilikle uğraşmaya başlamıştır.
Mustafa'nın bacanağının adı da Mustafa idi, o da Şefika Hanımın küçüğü Şadiye ile evlidir. Şadiye'nin de iki çocuğu vardır, Hakkı ve Edeviye. Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla bacanaklar askere alınır. İkisi de Yemen'e giderler. Çöl hayatı, savaş ortamı derken sıkıntılı günler geçirirler. Çarpışmalarda bacanaklar şehit düşerler.
Aradan geçen zaman eltileri Muğla'ya göçmeye zorunlu kılar. Muğla'ya gelenler grupların başında Muğla'yı tanıyan, bilen kişinin olması lazım, o günlerde Kale-Muğla arasını iyi bilendir.
Şefika'nın büyük oğlu Halil Tabakhanede çalışmaya başlar, küçük oğlu ise ilkokula gider, daha sonra sanat öğrensin diye, bir kundura yapan ustanın yanına verilir. Şefika ise o zamanlar meşhur olan ev yıkamalarına gider, o zamanlar ahşap ağırlıklı evler vardı, Muğla'da.
Zaman içinde Tabakhane Çıkmazında ev alır, Şefika Hanım ve kardeşi Şadiye de Kızıldağ'dan ev sahibi olur. Çocuklarını büyütürler evlendirirler. Maliyeden emekli Ali Soysal şehitlik maaşını bağlatır, babaanneme ve Şadiye Teyzeme.
Babaannem Şefika ile Şadiye Teyzemi ben İstanbul'da öğrenci iken kaybettik.
Ben de emekli oldum, 2010 yılında belediyeden.
Emekli Edebiyat Öğretmeni Ömer Kamil Yılmaz her anının sonuna kendi yazdığı şiiri koymuş. Ben de yazımın sonuna koyuyorum, şiiri.
Verdiler elimize kâğıdımızı
Yazdırmışlar İçine talihimizi
Bildirmedik kimseye ahvalimizi
Yolumuzu çizmişler savaşla bizim
Yemen için savaştık çok uzun yıllar
Dönüşümüz zor oldu bitmedi yollar
Güçsüz düştük tutmadı çok şeyi kollar
Çok zorlu hayatımız olmuştu bizim.
Aylarımız geçti topla tüfekle
Bahsedilmez çevredeki sinekle
Karşı durduk mangal gibi yürekle
Namımız kaldı, Yemen'de bizim
Çanakkale ötesi büyük bir deniz
Cepheler bırakmadı bet ile beniz
Savaşarak kazandık bu yüzden şeniz
Yiğit olduğumuzu gördüler bizim.