ÜLKE UÇURUMUN KENARINDA, ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

ÜLKE UÇURUMUN KENARINDA, ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

 

YSK, 5 Eylül 2025 tarihinde verdiği "sade suya ,tirit" niteliğindeki kararı ile, İstanbul'da kongrelere devam dedi.

Ancak Anayasa'nın 79. Maddesine göre,seçimler konusunda "yetki bizdedir,45. Asliye Hukuk Mahkemesi bu konuda yetki aşımı yapmaktadır" diyemedi.

Ya da CHP İstanbul İl başkanlığı'na "bir yerel mahkeme kararı ile kayyum atanamaz" diyemedi.

Yargıtay ve Danıştayın kendi üyeleri arasından seçtikleri üyelerden oluşan, seçimlerin yargısal denetimini de sağlayan karma egemen bir üst yargı mercidir YSK.

Anayasa koyucu, YSK kararlarının kesin olmasını ve bu kararlar aleyhine başka merci ve kanun yollarına başvurulmamasını öngörmüştür. Buna göre, YSK kararlarının Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuruya konu olması mümkün değildir.

YSK kararları aleyhine başka hiç bir merciye başvurmazken ,bir yerel mahkeme,saraydan aldığı yetkiyle,YSK kararlarını bozabilme yetkisini kendinde bulabiliyor.

İşin garabeti şurada; sarayın yetkilendirdiği, sırtını sıvazladığı bir yerel mahkeme,Anayasayı ayaklarının altında pas pas haline getirirken, amiyane tabirle hukukun ırzına geçerken,bir tek yargı mensubu çıkıp da ,bu hukuksuzdur bu yapılamaz diyemiyor.

Anayasa ortada,kanunlar, yetki sınırları ortada ama hukukun üstünlüğünü güya savunan hiç bir yargı mensubundan itiraz yok.

İtiraz ettiklerinde başlarına gelecekleri onlar da biliyor elbet.

Anında görevden alınır, görev yerleri değiştirilir, açığa alınır ya da sürgün edilirler.

Elbette ki herkes kendi ailesini, yaşam standardını, geçimini,geleceğini düşünmek zorunda.

Bu savcılar,hakimler için de geçerli.

Ama anayasa  bu denli ihlal ediliyorken susuyorsan, hukuk ayaklar altına alınıyorken sen halâ kafanı kabuğundan dışarı çıkarmamakta ısrar ediyorsan, sen mesleki ve vicdani olarak neye ya da kime hizmet ediyorsun?

Türkiye'de görev yapan bilmem kaç savcı, bilmem kaç hakim, mesleğinizin omurgası olan "hukuk "çökmüş durumda ve bu umurunuzda değilse,belki de limon satıp,onurlu yaşamak ile sessiz kalmak arasında bir seçim yapma zamanı gelmiştir.

Bir üçüncü seçenek;sesinizi bu haksızlık ve hukuksuzluklara karşı yükseltmektir.

Haksızlığa,Adaletsizliğe karşı susan dilsiz şeytan değil midir?

Ülke ,uçurumun kenarında,şimdi değilse ne zaman?

YAZARIN DİĞER YAZILARI