MUĞLA YÖRÜK TÜRKMEN ŞENLİĞİ Uluslararası boyuta taşınan ve her yıl geleneksel hale gelen Muğla Yörük-Türkmen Şenliğinin 11.si Düzeyn Yaylasında gerçekleştirildi. T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Valiliği, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Menteşe Belediyesi, Muğla Yörük Obaları Derneği, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası ve Türk Boyları Konfederasyonu tarafından düzenlenen bu şenliğe, en büyük katkıyı her yıl olduğu gibi yine Muğla Büyükşehir Belediyesi yaptı. Muğla Yörük Obaları Derneği Başkanı Sayın Orhan Akcan ve arkadaşları etkinliğin güzel geçmesi için çok çalıştılar. Kendilerinden tüm gayretleri ve emekleri için teşekkür ederiz. Şenliğin ilk günü olan 12 Mayıs Cumartesi günü Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Gökçe Hocamız ve arkadaşları (Naim Durmaz- Halil Can Akgül ) tarafından ‘’ Düzeyn Yaylası Çadırda Yörükler ve Türk Dünyası Paneli’’ düzenlendi. Panele konuşmacı olarak; Doç. Dr. Mustafa Gökçe, Prof. Dr. Adnan Çevik, Yazar arkadaşım, Kırım Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi , Kırım Tatar Edebiyatı ve Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi , Araştırmacı yazar, gazeteci Dr. Zelfira Sukurcıyeva – Kırım, Zhantegen Kharzhaubay- Kazakistan, Farhad Maksudov- Özbekistan ve Türk Boyları Konfederasyonu Genel Başkanı Durhasan Koca katıldı. Sevgili arkadaşım MUSANDER Başkanı Sadettin Özbek ile paneli baştan sona zevkle izledik. Farhad Maksudov ve Zhanten Kharzhaubay, daha çok Orta Asya’da göç yolları ve göçün nedenleri ile Türklerin dünya üzerinde hangi yollarla göç ederek yerleşim yerleri kurduklarını ve akabinde devletleşmesini anlattılar. Türklerin tarihsel yolcuğunun nedenlerine ilişkin çok yararlı ve aydınlatıcı bilgiler verdiler. Prof. Dr. Adnan Çevik, Türklerin Anadolu’ya gelişlerini ve Menteşe (Muğla) yöresine ne zaman ve neden geldiklerini bizlere anlattı. Can kulağıyla Adnan Çevik hocamızı dinledik. Sağ olsun. Çinli bayan konuşmacı Araştırma Görevlisi Lingmeli Lin, Çin’in Sincar ve diğer bölgelerinde arkeolojik kazılar sonucu bulunan antik döneme ait küpe örnekleri üzerinden tarihi bilgiler verdi. Orta Asya medeniyetini, takılardan ve küpe tasarımlarından bir ölçüde öğrenmiş olduk. İlgi çekici bir sunumdu. Dr. Zelfira Sukurcıyeva, konuşmasını Gaspıralı İsmail’in ‘’Kırım’’ adlı şiirini okuyarak başladı. Daha sonra gelenekleri, görenekleri ve töreleri hakkında uzun uzun bilgiler verdi. Kırım Tatar kültürünü, sanatını ve edebiyatını tanıttı. Hem sözlü hem de görsel olarak anlattıklarından çok etkilendik, duygulandık. Zelfira Sukurcıveya Hanım’a katılımından ve sunumundan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Kardeş topraklara Kırım’dan hoşluk ve güzellikler getirdi. Son olarak ekranda izlediğimiz ‘’ Ey Güzel Kırım’’ adlı dokunaklı şarkı bizleri çok hüzünlendirdi. Bu şarkı bana iki gün sonra (18 Mayıs ) Kırım Tatar sürgünü ve soykırımının 74.yıldönümü olduğunu hatırlattı. Ölen ve soykırıma uğrayan Kırımlı soydaşlarımız için üzülmemek elde değil… Acıları acımızdır. 18 Mayıs 1944 tarihinde (Sovyetler Birliği Stalin döneminde) 423 bin Tatar Türkü bir gün içerisinde Orta Asya ülkelerine haksız yere sürgün edildi. Üstelik o dönem binlerce Tatar Türkü, Alman Ordusuna karşı Sovyet Ordusunda görev yapıyordu. Kazakistan, Özbekistan, Sibirya ve diğer ülkelere sürgüne gönderilen Tatar Türkleri, 1980 yılında (250 bin civarı) Kırım’a geri döndüler ve yeniden Anavatanlarında yaşamaya başladılar. Tabi olarak zorluklar içinde geçen yılların acısı da hiç unutulmadı. Binlerce insan öldü ve soykırıma uğradı. Ruhları şad olsun. Işıklar içinde uyusunlar. Hepsini saygıyla anıyoruz.
Panel iyi dileklerle ve verilen plaketlerle sona erdi. Panel sonrası Eskişehir’den misafir olarak gelen iki Tatar Türkü, Zelfira Hanım’a duygu yoğunluğu içerisinde hatıra olarak bilezik hediye ettiler. Zelfira Hanım, çok mutlu oldu, sevindi, sarmaş dolaş oldular. Türklerin kardeşliği işte böyle güzeldir…Ne Mutlu Türküm diyene…Şenlikte ve panelde emeği geçen kurum, kuruluş, konuk ve kişilere tekrar teşekkür ederiz. Seneye de bekleriz efendim…