BRİTANYA ADALAR TURU

MUTLU KÖŞE                                                                                                                 TURGAY MUTLU

                                     BRİTANYA ADALAR TURU

                  Britanya Adalar turundan döneli bugün tam bir hafta oldu. Yorgunluğumuzu yeni yeni atlattığımız için geziyle ilgili izlenimlerimizi ancak paylaşabiliyorum. Vertigo Tur sayesinde gerçekleştirdiğimiz en kapsamlı ''Britanya Adalar'' turu,  11 gün 5 ülke (İngiltere, Galler, İrlanda, Kuzey İrlanda ve İskoçya), 15şehir (Londra, Bath, Cardiff, Fıshguard, Rosslare, Dublin, Belfast, Glasgow, Edinburgh, Manchester, Liverpool, Chester, Liecester, Stratford Upon Avon ve Oxford), toplam 2500 km otobüs yolculuğu ve 6 saat süren feribot yolculuğuyla Londra Luton Havaalanından dönüşle sona erdi. Gezi boyunca 80 sayfalık gezi notları tuttum. İleriki yıllarda tüm bunları çıkaracağım gezi kitabımda zevkle yazarak siz sevgili okurlarımla paylaşacağım. Hoş bu geziye kadar daha önce 36 ülkeyi gezip görmüştüm. Britanya turu ile birlikte bu sayı 41 ülkeye çıktı. ''41 kere maşallah deyin''  bana. Dünyada Birleşmiş Milletlere bağlı tam 193 ülke var. Benim hedefim 101 ülke görmek. Kaldı 60 tane. Sağlığım elverirse gezip görmek istiyorum. Gezi delisiyim. Değişik ülkeler ve kültürler gördükçe bilgim, görgüm artıyor. Britanya turunda her akşam otel odamızda o günkü gezi izlenimlerimizi yazarak anı güncellemesi yaptım. Harika bir geziydi. Başta Vertigo tura, çalışanlarına ve gezi boyunca bizi sabırla yoldaşlık eden ve tatlı yüzüyle bilgiler veren rehberimiz Fatih Çopuroğlu'na çok teşekkür ederiz. Ayrıca bizleri gezi boyunca eşlik eden sevgili Silvia hanımefendiye ve otobüs şoförü Marian Benescu beyefendiye de teşekkür ederiz. Emeklerine saygı duymalıyız.

                Bu yazıda, turda her bir detaya fazla girmek istemiyorum çünkü bir kitap olabilecek gezi  notlar tuttum. En çok İngiltere'yi merak ediyordum ve bu merakımı da bir ölçüde giderdim. Üzerinde güneş batmayan krallık neden denilmişi ve Anadolu'muzdan kaçırılan tarihi eserleri çok merak ediyordum?  Doğudan batıya (Yeni Zelanda, Avustralya, Bahamalar, Belize, Kanada, Solomonlar ve daha birçok küçük ülke) tam 53 ülkeyi etkisi altına alan birleşik bir krallık. Kraliçe Elizabeth,  İngiliz Milletler Topluluğu üyesi elli üç ülkeden on dördünün kraliçesi. İngiltere dönemin hegemonya  gücü olmasının en önemli nedeni sanayi devriminin buradan başlamasının sebebiyle ülkenin zengin kömür yataklarına sahip olmasıymış. Sanayi devrimiyle buhar gücü kullanılmaya başlanmış ve makineleşme sürecine girilerek insan gücü de eklenince bütün dünyaya hakim olmuşlar. Londra'da Kraliçe Viktorya  döneminin izleri fazlasıyla görülüyor. Üzerine güneş batmayan imparatorluğun başkenti Londra, hem nostaljiyi hem de ilerlemeyi yaşayan bir şehir. Modern çağın doğduğu şehirde turistlerin, zenginlerin ve dışarıdan gelmiş fakirlerin (Sömürge ülkelerden gelenler) buluştuğu ana caddeler, Buckingham Sarayı, Londra Parlamento Binası, Big Ben Saat Kulesi, Westminster Köprüsü, Trafalgar Meydanı, London Eye(Dönme Dolap), Hyde Park, Picadilly Meydanı, Tower Bridge( Kuleli Köprü), Thames Nehri ve ST Paul Katedrali'ni gezdik gördük. Saraydaki askerlerin nöbet değişimini izledik. Lady Diana'nın yaşadığı Kensington Sarayını uzaktan gördük. Diana, İngiltere de halen daha çok seviliyor. Londra'nın her bir yerinde izlerini ve halkın sevgisine şahit olduk.  Adına birçok yerde ve yolda nişaneler var. Bol bol anı fotoğraflarını çektik. Halkın sevgisine nail olmak ne güzel bir duygu.

                  Dünya tarihinin bir özeti niteliği taşıyan British Museum , dünya üzerinde en çok bilinen ve ziyaret edilen müzelerden biri. Birçok uygarlığa ait önemli eserleri bünyesinde barındıran müzede en çok ilgimi çeken 21 nolu salonda Anadolu'muzdan getirilen eserler oldu. Başlıca şunlar; Bodrum'daki Karya dönemi Mausoleion'dan Anıtlar(Artemis ve Mausolos),  frizler, Antalya sınırları içindeki Ksanthos  Nereidler Anıtı, Datça Knidos Aslanı, Samsat Steli, Troya Antik kentinden sikkeler, Zeugma Mozaikleri, Hitit Kabartması, Altın Hitit Heykeli, Mermer Sunaklar, İznik çinileri ve Afrodit heykeli. Diğer salonları da gezdim gördüm. Mısır Rosetta Taşı, Ramses heykeli, tabutlar ve mumyalar mutlaka görülmelidir. Türkiye'den kaçırılan eserleri gördükçe içim acıdı. Çok üzüldüm. Oysa eserler çıktığı yerde sergilenmeli ve orada müze açılmalıdır. Dünyanın her yerinden aşırmışlar, çalmışlar ve burada bunları utanmadan sergiliyorlar.Tarihi eserlerimizin Londra'da ne işi var? Umarım gelecekte ait oldukları topraklara geri dönerler. İngiltere'de müzeler ücretsiz gezilebiliyor. İngiltere müzelerinin zenginliğini Oxford'taki Ashmolen'de dahil sömürgelerine borçludur. Özellikle uzak doğu ve Ortadoğu ülkelerine misyonerlik faaliyeti altında giden din adamları eserlerin Avrupa'ya gitmesinde rol oynamışlardır. Bugün British Museum'da  bulunan eserlerin sahibi olan ülkeler eserlerini geri alsa müzede eser kalmayacaktır. Bu müzeyi bir hafta boyunca gezseniz bitiremezsiniz.

             Sırasıyla diğer ülke ve şehirleri yazsam uzun bir yazı olacak. Birleşik Krallığı, üç kelime ile anlat derseniz; Yeşil, Yeşil, Yeşil.Tüm ülkede müzelerin ve tuvaletlerin bedava olması, çeşmelerden akan suların içilebilir olması da gezi notlarımın içinde yer alıyor. Bath, Edinburg, Dublin ve Chester şehirleri harika. Tarih kokuyor. Adamlar tarihi binalarını korumuşlar. Ayrıca bar ve pub'ların güzelliğinden de etkilendim. Gezi arkadaşlarım donanımlı, kültürlü ve hoş sohbet kişilerdi. Şimdiden hepsini çok özledim. Buradan sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Başka gezilerde buluşmak dileğiyle.

YAZARIN DİĞER YAZILARI