AMERİKA'NIN VAHŞİ DAVRANIŞLARI / AMERİKALILARIN ŞIMARIKLIĞI

                AMERİKA'NIN  VAHŞİ  DAVRANIŞLARI / AMERİKALILARIN ŞIMARIKLIĞI

Filistin Devlet  Başkanı  Mahmud  Abbas'a  TBMM'de  bir konuşma yaptırıldı. Bu konuşma özgün bir davranış değildi, bir taklitti. Netanyahu  ABD  Temsilciler  Meclisinde  konuşturulduğu için ona  karşılık  olarak bu konuşma  düşünüldü. Aslında  Netanyahu'nun  orada  konuşturulmasının hiçbir önemi yoktu.  Bu  konuşma  Amerikalıların kendi aralarında çalıp oynamalarından başka bir şey değildi. Abbas'ın  TBMM'de  konuşmasının  da  Filistin sorununa bir katkısı olmadı. Soruna katkısı olmayan bir etkinlik bir zaman kaybından başka bir şey değildir.  İsrail ile ticaretin sonlandırılması özgün bir davranıştı ancak yeterli etkisi olmadı..

                ABD'nin pervasız  davrandığı  ve rakipsiz olduğu bir Dünya'da  İsrail'e karşı bir ülkenin etki yapabilecek bir davranışta bulunması  herkesin görebildiği gibi imkansız  gibidir. Uluslar Arası Adalet Divanında  İsrail'in soykırımına karşı açılan davaya Türkiye'nin de taraf olması hiçbir olumlu sonuç sağlayacak bir etkinlik değildir. Bu davadan bir sonuç çıkmayacağını bilen ülkeler soykırıma karşı olsalar da davaya taraf olmadılar çünkü bu dava işlevsizdi.  Adalet Divanında ki dava uzun zamandır sürmektedir ve daha uzun süre sürecektir. Şu da bilinmelidir ki  Adalet  Divanının bir yaptırım gücü yoktur. Kararı kabul etmeyen taraf kararı Güvenlik Konseyine götürür. Güvenlik Konseyinde  ABD'nin vetosu bu anı karşılamaya hazır beklemektedir. Görüleceği üzere Adalet  Divanı'nda bu davanın  görülmesi  Batı'nın kendi denetiminde ki uluslar arası kuruluşlarda kendi aralarında çalıp oynamalarından başka bir şey değil. Üstelik Batı'dan olmayan kimseleri de kendileriyle  birlikte oynatarak.

                ABD'nin  Ankara  Büyükelçisi  Flake bir  Amerikalı  olarak ABD  Büyükelçiliğinde gazetecilerimizle görüştü. " Gazze'de süren savaş hepimiz için acı verici" diyerek söze başladı Flake. Olup bitenleri  görenler  için bu acı inandırıcı olmadı. ABD için olumlu düşünmemizi sağlamak istediği değerlendirilebilir. Türkleri etkilemek için, bazı  söylemlerde bulundu ayrıca.  Ateşkesin  ardından  bölgesel  güç Türkiye'nin pozitif şekilde meseleye girmesi gerektiğini vurguladı.  "Bir çok Filistinli barış istiyor. Türkiye'nin ev sahipliği yapacak olması bence harika." dedi.  Burada  Flake,  bizim henüz bilmediğimiz,  AKP hükümetiyle yapılan bir anlaşmayı mı ağzından kaçırıyor? Gazeteci , 'ev sahipliği' konusunda,  parantez  içinde (Abbas'a)  diye ekleme yapmış ama söylenenden  kime  ev sahipliği yapılacağı tam  anlaşılmıyor. Bizim için sıkıntılı bir başka ev sahipliği olmamasını  umut edelim.

                Flake,  Filistin sorununun  çözümü  için ABD'nin yaptığı  çabalardan söz etti. "İsrail'i sivil can kayıplarını sınırlamaya teşvik ediyoruz.", " Burada ki ortaklarımızı gerilimi düşürmek için gayret göstermeye  teşvik  ediyoruz." gibi sözler.  Ancak bu teşviklerle birlikte ABD'nin İsrail'e 20 milyar dolarlık çatışmayı devam ettiren yeni silah satışı da var.  ABD'nin bölgede ki müttefiklerinden ateşkesin sağlanması  konusunda  yardım  istediğini  ve  ABD'ye durumu sakinleştirmesi için yardımlarını beklediğini  söyledi.  Bunları söyleyerek  ABD'nin,  Filistin'in yola getirilmesini  onlardan beklediğini  kastediyor. ABD'nin son zamanlarda bölgede oluşturduğu askeri  yığınağa değinen Flake, " ABD'nin bir bölgede ki ortaklarını etkileyebilecek bir tırmanma gördüğünde oraya askeri varlıklar gönderdiğini ve böylece gerilimi düşürmeyi başardığını belirtti. Korkutarak vazgeçirmeyi uyguladığını söylüyor. ABD'nin  derdinin  İsrail'in yaptığının yanına kalması olduğu  açık. Sovyetler Birliği zamanında Arap ülkeleri  Sovyetlerin koruması altında idi.  Şimdi ki tek kutuplu Dünya'da yalnızca ABD'nin korumasında ki ülkeler korunuyor. Büyük ülkeler  korunur da diğerlerinin korunması,  BRİCS'in gelişerek ortaya çıkmasıyla, çift kutuplu  Dünya'nın başladığı gün gerçekleşecek. Ve biz,  Flake'lerin şımarık konuşmalarına sinir olmayacağız. O günler bitecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI