Suriye millet meclisi seçimleri 5 Ekim'de yapılacak. Bu seçim çok önce yapılmalıydı. Demokratik bir seçim ve oluşacak demokratik bir meclis Suriye'yi bölmeye çalışan sayısız düzen karşısında Suriye Yönetimi'ni çok güçlü bir araç sahibi yapardı. Yönetim Kürtleri, Dürzileri, Şiileri siyasi partilerini kurmaya hızla yönlendirmeliydi. Olabildiğince güvenli bir seçimin her bölgede kendi insanlarınca yapılmasını sağlamalıydı. Mecliste yer almak, yasaların yapılışına katılmak bölgelerin başka arayışlar karşısında önlerinde güçlü bir seçenek olarak yer alırdı.
Ancak yapılacak seçimler pek demokratik görünmüyor. Bazı yerlerde seçim yapılmayacak, ancak diğer yerlerde yapılacak olması da pek olabilir görünmüyor. Çeşitli çatışmalar nedeniyle Dürzi'lerin bölgesi Suveyda'da seçim yapılmayacak. Kürtlerin yönettiği Rakka ve Haseke'de seçimler yapılacak, ancak bu zor gibi gözüküyor. Meclis 210 üyelik olarak düşünülmüş. Üyelerin üçte birini Ahmet Şara atayacak. Bu hiç hoş değil. Böyle bir meclis benimsenen bir meclis olamaz ve Yönetim'e bir güç sağlamaz.
Ülkemizde bakanlarca ara sıra Kuzey Suriye'ye bir askeri saldırı yapılacağı ve bunun an meselesi olduğu söyleniyor. Bu açıklamalar halkı kandırma açıklamalarıdır. Arapların katılmayışı ile 20 binlik olacak bir savaşçı güce karşı an meselesi bir saldırı yapılamaz. 5-6 bin Kürt'ün savunduğu Afrin'e yapılan saldırıda sınıra yığılan ordu güçleri belleklerimizdedir. Türkiye doğrusu Kuzey Suriye'ye saldırmayı düşünmüyor, çünkü bunu yapmaması ABD'ce Erdoğan'a söylendi. Bu konuda anlaşma yapılmamış olsaydı bu son gezisinde Trump Erdoğan'a fazlaya kaçan bir sevgi göstermezdi. Trump Yahudi Netenyahu'ya yaptığı gibi Erdoğan'a da oturması için iskemlesini tuttu.
Suriye Kürtleri ülkenin bölünmesini gerçekleştirme amacıyla Süveyda'da olan çatışmalar sırasında Dürzi'lere dayanışma amaçlı silah ve benzeri yardımları taşıyan araçlar göndermişlerdi. Gerçekleşmedi deniyor ama bu gönderim gerçekleşti. Türkiye bu araçları vurmalıydı. Türkiye ayrıca Suriye Kürt'lerinin denetimi altında olan ve onlara gelir de sağlayan Türkiye'ye olan sınır kapılarını kapatmalıdır. Türkiye'nin onların gücüne hiçbir katkı yapmaması gerekir. Fakat AKP'nin Suriye'nin bölünmesinden kaygı duymadığı anlaşılıyor.
Trump basına " Erdoğan Beşar Esad'ın yıkılmasındaki başarının sorumlusudur" dedi. İlk başkanlığından sonraki yitirdiği başkanlık seçiminde hile yapıldığını ileri sürdü. Ardından Erdoğan'ı parmağıyla göstererek "Hileli seçimleri herkesten daha iyi bilir" dedi! Trump'ın Erdoğan'ın yaptıklarını hep açıkça söylediği görülüyor, şaşırtıcıdır ve Türkiye'de demokrasinin güçlenmesine yaptığı güzel bir katkıdır bu söz.
Avrupa'da hemen bütün ülkelerde Doğu ülkeleri dışında İsrail'e karşı çıkan onbinlerce kişilik gösteriler düzenleniyor. Çok zor bu aşamaya geldiler. İsrail'in nedensiz insan kıyımları ve yapıları sebepsiz yıkımı başlayalı on iki ay oluyor. Hem bu gösteriler yararsız çünkü hükümetlerini eyleme geçirmiyor. Hükümetler, Filistin'i tanımaya başladılar, fakat bu yalnızca bir kandırmaca. İsrail'i durdurmuyor. Hükümetlerin İsrail'i durdurma davranışları henüz yok.