Emekli Tuğgeneral Nejat Aslan Cumhuriyet'te ki bir yazısında Trump için 'Züccaciye Dükkanında ki Fil' demiş! Trump'ı yerinde ve çok iyi anlatan bir tanımlama bu. Karşılıklı anlaşmalar ile ince ince düzenlenmiş uluslar arası ilişkiler düzenini bencil, kaba saba, insanlıktan ve ahlaktan uzak, açgözlü davranışlar ile kırıp döken Trump bundan güzel anlatılamaz. Şimdi biraz da kendi sözleri ile tanıyalım Trump'ı. Trump "Bazı ülkeler tarife müzakeresi için bizi arıyor, kıçımı öpüyorlar. Bir anlaşma yapmak için can atıyorlar. 'Lütfen efendim, bir anlaşma yapın. Her şeyi yaparım efendim' diyorlar." Uluslar arası siyasette terbiyeden uzak bir dil ile konuşmak ve karşında ki ülkeleri bunca aşağılamak, Dünya'nın zor bir çağı yaşamakta olduğunu gösteriyor.
ABD'nin bir fil olduğu doğru. Onu biraz zayıflatmak, küçültmek gerekiyor. Ülkeler için O'na cevap verilmezse, karşı konulmazsa, aynısı ve hatta daha fazlası yapılmazsa bu aşağılanma ve yalvartılma sürecektir. Uluslar onurlarını korumalıdır. Bazı kayıplara katlanılmalıdır. Toplum içinde bile bazı bedeller ödenmeden yaşanılmıyor. Kendine ekonomik darbeler vurulan Küba, Rusya ve İran yıkılmadı. Karşılık vererek tek doğru davranan ülke Çin oldu. Uluslararası ilişkilerde fiyatların yüksek olduğu ABD'ye mutlaka öğretilmeli.
Günümüzde Batı'nın ekonomik düzeninden zararlar görmekte olan ülkeler aralarında dayanışmaya girmektedirler. Aralarında kendi paraları ile alışveriş yapmakta, mal alımlarında birbirlerini yeğlemektedirler. BRİCS ülkeleri arasında iyi dayanışmalar var. Türkiye, özellikle yanlış söyleniyor, 'ortak ülke'liğe istenmesine karşın BRİCS'e başvuruda bulunmamıştır. BRİCS'in üyeliğinin NATO üyeliğiyle aynı anda olması olanaksızdır. Fakat 'ortak ülke'lik türü üyelik NATO açısından sakıncalı değildir. Çünkü BRİCS askeri bir örgüt değildir ve ortak ülkeler yalnızca BRİCS'in ekonomik dayanışmalarından yararlanmaktadırlar. BRİCS'in ekonomik ilişkiler düzeninde eşitlik isteme, tepki gösterme gibi siyasi olarak tanımlanabilecek görüşleri vardır, ancak ortak ülke'lerin bunlara katılma zorunluluğu yoktur. Katılmamak onların NATO kişiliğinden uzaklaşmadığını gösterir. Bu gerçeğe karşın AKP'nin Batı'dan çekindiği anlaşılıyor. BRİCS artık başka bahara kaldı.
ABD 'den ve Türkiye'de AKP'den Trump ile Erdoğan'ın dost oldukları, iyi anlaştıkları söyleniyor. Bu sevinmemiz gereken bir durum değil. Nelerde anlaştıkları bilgimizde yok. Çoğumuzda Erdoğan'a karşı tam bir güven oluşmadığından aralarında ki iyi anlaşmadan dolayı rahat değiliz. Bir kez ABD'den Türkiye'ye karşı fayda gelmez. Öte yandan Erdoğan siyasal islamın Türkiye'nin çıkarına olduğu düşüncesinde yanılmaktadır. Kendi yasal olmayan başkanlığının devamı ve siyasal islamın Türkiye'de egemenliği uğruna, taahhütlerde bulunabileceğinin olası olduğunu düşünmekteyiz. Ülkenin yararına olmayan bazı durumlarla karşı karşıya kalabiliriz.
İstenmeyen olayların yaşanmaması için bir çatışmazlık mekanizması kurulması konusunda İsrail ile ilk görüşme yapılmış bulunuyor. ABD'nin isteğiyle bu görüşme yapılmış olmalıdır. Türkiye'nin İsrail ile bir çatışmasızlık görüşmesi yapması bir güçsüzlüktür. Çatışmasızlık Türkiye'nin değil İsrail'in sorunu ve dikkat etmesi gereken durumdur. Türkiye zaten ABD korkusundan Suriye'de bir saldırıda bulunamamaktadır. Suriye'de daha saldırılarda bulunacağı anlaşılan İsrail Türkiye'nin alacağı önlemlerden kaygılanmaktadır. İsrail kendini bir şey sanmamalıdır. Türkiye bu görüşmeleri bırakmalıdır. Palmira bölgesinde ki T4 hava üssü gecikmeden kurulmalıdır. Türkiye Suriye'nin yararına davrandığı için her istediğini yapabilir. Kendine karşı tedbirler alınmasını istemeyen İsrail kendi topraklarında sakin bir yaşam sürmeyi seçmelidir. Suriye'ye zarar vermeyi bırakmalıdır. Dünya böyle bir Dünya ise bir gün ona da yaparlar. "ABD'nin yanında olmayacağı günü nasılsa göreceğiz İsrail."