Hocamız yakın köylerdeki iki oğlunu ziyaret eder. Onlardan ayrılırken de istedikleri bir şey var mı diyo sorar. Çömlekçi oğlu anasına selam gönderdikten sonra: Anama söyle bol bol dua etsin. Çünkü yağmur yağmazsa işim çok zor olacak, der.
Öteki oğlunun yanından ayrılırken de onun isteğini sorar. Aldığı yanıt şu olur. Anama söyle bol bol dua etsin, Çünkü yağmur yağarsa işim çok zor olacak..
Hocamız ev gelince hanımına şöyle der: Çocukların sana bol bol selamları var. Ama yağmur yağsa da yağmasa da sen hep ağlayacaksın..
Eğer doğa olaylarını biz isteklerimize ,dileklerimize göre yaratabilseydik doğada var olan düzen bozulur. Yerine kaos geçer. Oysa doğadaki olayların ve varlıkların hiç biri insanların isteklerine dilek ve temennilerine, beklentilerine göre ortaya çıkmaz. Yine başka doğal olayların varlığına göre ortaya çıkar.
Doğada A'dan sonra B Beden sonra C olayları birbirine bağlı olarak ortaya çıkar. Olayının ortaya çıkabilmesi için A ve B olaylarının ortaya çıkması gerekir. Böyle bir işleyiş olduğu için biz doğa yasalarını bilebiliyoruz. Öbür türlü olsaydı hiç bir yasadan söz edemezdik ki..
Bizim isteklerimiz dileklerimiz getirseydi doğal olayları ne bilim ortaya çıkabilirdi ne de insanlık doğayı anlayabilecek ve tanıyabilecekti. Oysa şimdi bir olaydan sonra hangi olayın gelebileceğini gösteriyor bilim bize. Örneğin cep telefonu denilen araçtan hava durumunun izlerken gelecek günlerde ne kadar yağmur yağabileceğini bile öğreniyoruz. Sıcaklık soğukluk ne zaman nasıl değişecek diye öğrenebiliyoruz..
Bizim çocukluğumuzda ay tutulması sırasında silahlar atılır, gürültü çıkarırdık. Neden böyle yaptığımızı sorduğumuzda aldığımız yanıt ayı kurtarmak için oluyordu. Bu gün bile hala kimi yerlerde benzer örnekleri görüyoruz. Oysa bili ay tutulmasının güneş tutulmasının nasıl olacağını yıllar öncesinden gösteriyor. O zaman insanlar istiyor bir ayın tutulması önlenemez. Ama ilkel mantık önleyebileceğine inanıyordu..
Son yaşanan deprem olayını ilkel toplumlardan günümüze dek insanların çoğu tanrının gazabı olarak sunuyordu ve hala öyle görenler var. Örneğin depremin tanrının insanları cezalandırmak için olduğunu söyleyenler var. Tanrı denizin ortasındaki depremleri acaba oradaki balıkları cezalandırmak için mi veriyor?
Oysa bilim depremleri nasıl oluştuğunu kimsenin kuşku duyamayacağı şekilde açıklamaktadır bu gün. Ne cezalandırma olayıdır depremler ne insanlara ibret vermesi gereken olaylardır. Bilim bu olayın nasıl olduğunu gösterdiği gibi ona karşı alınması gerekenleri de gösteriyor bize.
O zaman şu ortaya çıkıyor: Bilime inanırsak bilimin verdiklerini görebilirsek kimse bizi yanlış bilgilrle kandıramayacaktır.
Bileme inanırsak kimse bize yalan da söyleyemeyecektir. Çünkü bilimde hep doğrular gösterilir insanlara..