AYKIRI ANLAYIŞ
Her yerin kendine övgü dili vardır. Siz sokakta kullandığınız dili evde, siyasette aynı şekilde kullanamazsınız. Çünkü kullandığınız dil sizin ne ve nasıl olduğunuzu gösterir. Dili herkes en iyi şekilde kullanmak zorundadır. Ancak bu herkeslerin arasında özellikle siyasetin önce olması gerekir. Siyaset öyle bir dil kullanmalı ki çocuklar bunun kendilerine örnek alabilmelidir. Siyaset dili "yanlış anlaşıldım"lara izin verecek biçimde kullanamaz. Yanlış anlaşılmayı getirecek bir dil kullanımından uzak durmak zorundadır. Siyasette ilk eleştiri dilin yanlış kullanımından doğacak anlayışlara yapılır.
60'lı yıllara kadar bilim siyaset dili edebi ağırlıklı olmuştur. Çünkü siyasetçilerin arasında oldukça yazarlar, edebiyatçı denilenler yer almıştı. Ancak zamanla bu gelenek değişti ve sıkça doğruyu anlatamayan bir dil kullanılır oldu. Bu ara eleştirilere de YANLIŞ ANLAŞILDIM veya ONU DEMEK İSTEMEMİŞTİM TÜRÜNDEN SAVUNMALAR KATILDI. Oysa yanlış anlaşılmaya uygun bir dil kullanılırsa elbette yanlış anlaşılma doğacaktır,
BİAT VE İTAAT KÜLTÜRÜNÜN insanları dili kullanımda da bu kültüre bağlı olmak zorundadır. Biat ve itaatın gördüğü dışında bir şey söyleme seçenekleri olmadığı için pek çok yanlışa. Çelişkiye ,eleştirel bakışa hedef olurlar.
Örneğin geçtiğimiz yıl bir yargından sonra ilgili kişinin söyledi şu sözü hayretle karşılayanlar çok olmuştu, diyordu ki o kişi..
Sayın Cumhur başkanının emir ve talimatlarıyla yangını söndürdük..
Geçmişte ünlü yazar A.Nesin bir orandan söz etmişti. İşte tam da buna örnek gösterilecek bir söylem olmuştu bu söz. Yangını emir yine kullandığı dil yanlış oluyordu emirle yangını söndürme, yangını söndürmek için görevli bir kişinin böyle konuşması normal akıl için mümkün değildir. Neden çünkü o kişi yangını söndürmek için bir makamı işgal etmektedir.
Aynı talihsiz ifade bu kez Antalya'daki yangın için kullanıldı. Sayın Cumhurbaşkanının talimatıyla geldik..
Bunu söyleyen doğrudan yangını söndürmekle yükümlü bakan değildi ama..
BİR UZAYLIYA BUNLARI ANLATSAK ACABA NE DÜŞÜNÜR BİZİM İÇİN?
Buradan şöyle bir sonuç çıkarmak mümkün değil mi?
Kullandığı dili en uygun en doğru biçimde kullanmak en başta siyasetçilerin görevidir.
Aslında herkes için geçerlidir bu ama özellikle siyaset için da çok gereklidir.
Çünkü tüm dünya aynasının önündedir siyasetçiler.
Onların doğruları -yanlışları tüm dünyaca görülmektedir.