Taş ocakları açmak için, maden, altın aramak için, çimento arları yapmak için ille de verimli araziler mi gerekli oluyor? İLLE DE AĞAÇLIK ALANLAR SULAK ALANLAR, ZEYTİNLİK ALANLARI, VERİMLİ TOPRAKLAR MI GEREKLİDİR? Bunları yapabilecek hiç boş yerlerimiz yok mu bizim? İlle de her bakımdan en verimli olabilecek alanları mı yok etmek gerekir?
Acaba en verimli alanların veya verimli olabilecek alanların seçilmiş olması bir rastlantı sonucu mudur? HAYIR. Bu planlı programlı bir öngörünün sonucudur. BU ÖNGÖRÜDE BU AYANLARIN BİLEREK YOK edilmesi mantığı vardır. Bu tercihlerde emperyalizmin çok önemli bir öngörü vardır. O da yavaş yavaş bu toprakları tüketmektir. Tıpkı Afrika'nın tüketilen ormanlık ve sulak alanları gibi.. Bunu daha iyi anlayabilmek için biraz tarihe bakmamız gerekir. Örneğin tarihte BABİL'İN ASMA BAHÇELERİNDEN. Bu ünlü bahçeler olduğu zaman Ortadoğu dünyanın en büyük şarap merkezlerinden biri oluyormuş. Ta Amerikalara kadar uzanan bir şarap ticaretinde. Üzüm mamüllerinin ticaretinden söz edilir. Ama birileri bu ticareti baltalamak için şarabın yasaklanmasını getirmiş. Bu İslamiyet'ten önce başlamış ve İslamiyet sonrası devam etmiştir. Böylece asma bahçeleri artık işe yaramaz olmaya başlamış. Anadolu'nun zengin alanlarında Taşocaklarının çimento fabrikalarının, maden arama sahalarının kullanılması tıpkı o asma bahçelerinin yavaş yavaş tüketilmesi gibi değimli size göre. Örneğin pek çok Avrupa ülkesinde çimento fabrikalarının ülke sınırları dışına çıkarıldığı bir dönemde bizde yapılmak istenmesini nasıl açıklayabiliriz. Bunun doğayı mahvetmekle ilgisi olmadığını söylemek için hangi zeka oranında yer almış olmak gerekir? A.NESİN OLSAYDI BU ORANI SÖYLERDİ AMA..
Geçtiğimiz yıl bölgemizde yine böyle bir Zeytinağacı katliamı yaşanmıştı (Manisa yöresinde) Ne demişti o katliamı yapanların şakşakçıları? Zeytin ağacı Müslümanların düşmanıymış.. YAHUDİ DOSTU OLUYDORMUŞ. Onun için kesilmesinden zarar yokmuş. İÇİMİZDE HANGİ ZEKA BUNU DÜŞÜNEBİLRİD ACABA? İşte Babil'in Asma bahçelerini yok eden anlayış bu gün bizde zeytin ağaçlarına yöneltmiştir kılıçlarını. Helal olsun bu kadar üstün zekalı bu insanlara demekten başka ne denilebilir ki? O yaş
illilkelir zeytin ağaçlarını onları yok etmek isteyenlerin dedeleri babaları tarafından dikilmedi. Onlar bu günün insanları için de dikilmedi. BİNLERCE YIL SONRA BURADA YAŞAYACAK CANLILAR İÇİNDİR O ZEYTİNLERİMİZ. BİRİLERİNİN ÇİMENTO FABRİKASI YAPMAK İÇİN YOK EDİLEMEZ. Onları yok etmek yüzlerce yıl sonrasının insanlarının Doğayı haklarını yok etmektir. Buna kimsenin hakkı olamaz. Sadece bu günün değil bundan sonraki canlıların malıdır onlar. Kimse ben hakkımı devrediyorum deme hakkına da sahip değildir. Bu hak asla devredilemez.
Zeytinlerimiz ağaçlarımız ormanlarımız sularımız bizim değil bizden çok sonraları bu topraklarda yaşayacakların doğal haklarıdır. Bizim bu hakları korumamız gerekir. KORUMAYANLAR İSE BUNUN HESABINI ÇOCUKLARINA TORUNARINA VERMELİDİR..