BİR KAÇ KEZ YAZMIŞTIK AMA

                   BİR  KAÇ KEZ  YAZMIŞTIK   AMA

Çokça yazdığımız konulardan biri, istiklal marşı okunurken her yerde saygı duruşuna gelmez. Örneğin  anıta çelenk koyuluyor ve arkasından istiklal marşı başlıyor. Bunu duyan adam özgürlük meydanında tuvaletin yanındaki oturaklardan kalkıp hazır ola  geçiyor. Bunun bir kuralı yok mu? Bu kuralı bilmeden hazırda bekleyen adam başkalarına ne gözle bakıyor. Üstelik kimi öğretmenler de aynısını yapıyor. Hatta bir öğretmene sorduğumda  böyle öğretiyoruz diye yanıt verdi. Kimi de ayağa kalksan ne zararı var diyor. O zararı bile algılamayan insanların yaptıklarını yapmak zorunda kalıyoruz. Polislerin çoğu da taksi durağının yanında olmasına rağmen selama duruyor.

  Özgürlük meydanından söz etmişken burayı mekan tutan bir kavalcıdan da yeniden söz edelim. Sabahın dokuzunda başlıyor sözde kaval çalıyor veya  şarkı okuyor ama yaptığı bir şeye benzemiyor. Kim onun çaldığına  para veriyor ki? Oysa oraya bazen öğrenciler de gelip kısa bir süre çalıp söylüyorlar. Onları    dinlemek bile ister insan. Hiç rahatsız edici değil yaptıkları müzikleri

 Bir de sıkça yazdıklarımızdan biri şu futbol maçlarını ekranlardan izlerken yaşananlar oluyor. Özellikle birinci lig maçlarını sıkça izlerim ama bir türlü maç izlediğimin farkına varamıyorum. Çünkü   futbolcu diye top koşturanların bizleri enayi yerine koyduklarını görüyoruz. En ufak bir dokunma ile karşılaştıkları anda birden fazla takla atanlar, yerleri yumruklayanlar, eyvah öldü mü yoksa diyebileceğimiz numaraları çekenler bizim gibi izleyenleri tam anlamıyla aptal yerine koyuyorlar. Hele önceki hafta bir maçta  kale çizgisine yakın yere düşen futbolca önce kafasını sonra belini tutarak iki-üç takla atmış. Hakem sahanın dışına çıkmasını söylemişti ama sedye gelince hemen ayağa kalkmış ve maça devam etmek istemişti numaracı futbolcu. Hakemin ısrarı üzerine saha dışına çıktı ama hemen elini kaldırıp girmek istediğini söyledi. Bir dakika bile dışarıda beklemeden sahaya girdi. Hakem de farkında olmasına rağmen bir şey yapamadı bu harekete..

  Altı haftadır Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri istisnasız tüm birinci lig maçlarında buna benzer görüntüler yaşanıyor .Bir kaç takla attıktan sonra durabilen  önce bir anda çırpınan ama hemen arkasından ayağa kalkabilen bu numaracılara karşı ilgili kişilerin ne önlemleri alacağını merak ediyoruz, Geçmiş yıllarda bu kadar sahtekarlıklar yoktu şu futbol maçlarında. başını tutarak düşen  adama bir de bakıyorsunuz ya belini tutuyor ya omzunu.. Düşerken de  çevresini kontrol ediyor. Acaba bu düşmeye ne ceza verilecek diye merak ettiği belli.. Geçtiğimiz yıl H.Uluş bunları eleştirirken şunları söylemişti. Futbolcular bu numaraları yaparken onların çalıştırıcılarından icazet alıyor gibi. Çünkü hiçbir çalıştıran kişi bunlara ses çıkarmıyor. Galiba haklıydı sayın Uluç.. Aynısı bu yıl da devam ediyor. Ve biz yericileri aptal yerine koyuyorlar

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI