ÇOK MU DÜŞÜNÜYORLAR ÇOCUKLARI YOKSA?
Egemen anlayış ve onlar adına söz söyleyenlere bakılırsa çocuklarımızı çirkin yayınlardan korumak için bir sürü önlemler alınıyor, bir sürü insan da bunun için epey yüklü maaşlar alıyorlar devletten.
Bu korumanın nasıl olduğunu anlamak için ünlü gazeteci Hıncal Uluç'un her hafta yayınlanan bir programında çok açık ve net olarak görüyoruz.
Örneğin 10 veya 11 şubatta yayınlanan programda futbol sahalarında sergilenen rezaletlerden bir kez daha söz ederek RTÜK diye bir kuruluşun bunlara seyirci kaldığını anlatıyordu.
Bunun yanında Futboldan sorumlu kişi ve kuruluşların da suskunluğunu eleştiriyordu.
Sayın Uluç yaklaşık iki yıldır yakındığı konuya ses çıkaracak bir yetkilinin bulunmadığını her programında dile getirmektedir
Özellikle TFF'nin birinci lig maçlarında yaşanan rezilliklere değiniyordu.biz de bu köşede benzer yakınmalarımızı uzun bir süredir sürdürmekteyiz.
BU maçlarda futbolcuların yeni eski delimle topçuların sahte kokan davranışları her hafta izlemek mümkündür.
Nedir bu sahtelik bilir misiniz?
Topçu yere düştüğü zaman çimleri öylesine yumrukluyor ki sanırsınız artık bu kişi bırakın koşmayı ayakta kalmayı bile başaramayacaktır.
Kimi zaman iki eliyle kimi zaman bir eliyle çimleri dövmekte ama göz ucuyla hakemini kararına da izlemektedir.
Çimleri yumruklayan o topçu ayağa kalktığı zaman ise fişek gibi fırlayıp topun peşinden gitmektedir.
Ayakta bile duramazsa dediğiniz adam birden canlanıp fırlayabiliyor.
Bu olay hemen hemen her maçta birkaç kez yinelenebilmektedir.
Örneğin 13 Şubat'a tarihli bir akşam maçında şöyle bir sahne sergilendi ünlü bir topçu tarafından.
Maçın son saniyelerinde yere düşen topçumuz birden çimleri sağlı-sollu dövmeğe başladı. Yüzündeki ifadesi ise bu adam bir daha Asya yürüyemez dedirtecek bir görüntü taşıyordu.
O yürüyemez diye düşündüğünüz adam hakemin maçı bitirdiğini gördüğü anda birden gülerek ayağa kalktı ve arkadaşlarına galibiyet sevincini paylaştı.
Bu sahneyi tüm ilgili ve yetkililer gördü ama o topçumuzu kimse bir şey demedi.
Arkadaşlarıyla güle güle soyunma odasına doğru yürüdüler
Bu tür maçları binlerce çocuk izliyor.
Bu çocukları kandırmaya yönelik bu tür hareketler her maçta birkaç kez yineleniyor.
Başta RTÜK denilen kurum da haftalardır bu sahtekarlıkları izliyor bir şey yapmadan bekliyor.
Sayın uluş çocukların bu sahtekarlardan korunması için rtük ve Kötekli ilgili kurumlara neden seyirci kaldığını soruyordu.
Eğlence mekanlarındaki kadehleri buzlanmaktan vakit bulamayan ilgili kuruluş çocukların bu şekilde kandırılmalarına da seyirci kalıyor.
Daha ne kadar seyirci kalınacak bu sahtekarlıklara acaba?