EĞİTİMDE BÜYÜK YALANLAR
Her halde ben değilim bunları diyen.. Köy Enstitülerinin kapatılması bu büyük yalanlara dayanır. Tüm eğitim programlarıyla ilgili düzenlemeler hep bu yalanlarla yapıldı bu güne dek. Üstelik bu yalanlar sunulurken herkes eğitimde reformlardan söz etti. Üstelik bunları söyleyenler sıradan insanlar değil devlet adamlı kimliği taşıyan etkili ve yetkili kişilerdi. Bunlara söyleyenler gazeteci, yazarlar veya karşı düşünenler olsaydı YALAN diye geçiştirebilirdik ama söyleyenler devlet adına birileri söylüyordu. O zaman ne yapmamız gerekir acaba? Bunu da yalanları söyleyenlerin açıklaması gerekir..
Yalan olan neydi dersiniz? Yalan olan her bakanın yaptığı değişiklikleri EĞİTİMDE REFORM olarak sunmasıdır bana göre..
Bakınız, dün bir milyondan fazla öğrencimiz LGS diye bir sınava girmişti. Oysa daha birkaç yıl önce ekranlarla bir büyük yalanla sarsılıyor öğrenciler ve veliler sevinçten neredeyse uçuyordu. Yalanın adı böyle bir sınavın kaldırıldığını öğrencilerin bundan sonra LGS diye bir seçme sınava girmeyeceklerini herkesin bir şekilde bir okula yerleştirileceğini söylüyorlardı.. Hatta bunu söyleyen zamanın yetkili kişisi bu gün bu sınavın da yetkilileri arasında bulunuyordu. Yani beş yıl kadar önce sınavın kaldırıldığını söyleyen kişi sıradan biri değildi. Eğitimin önde gelen planlayıcılarından biriydi. O zamanın yandaş gazeteleri bu büyük yalanı büyük puntolarla bunuyorlardı.. O zamanın yandaşları bu gün neden o zamanlarını hatırlamak istemediler? Sınavlar kaldırıldı derken kullandıkları dili neden bu gün hatırlamak istemiyorlar. Hafıza kaybı mı yaşıyorlar yoksa
İlkokuldan eri yaşamımızı eğitim camiası içinde geçti. Kimi öğrenci olarak kimi de öğretmen olarak sürekli eğitimin içinde bulunduk. Bu süreçte en büyük korkumuz birilerinin çıkıp da eğitim adına reformlardan söz etmesiydi. Çünkü her söylem eğitim gerçeklerinden eğitimi uzaklaştırıyordu. Çünkü egemen anlayışların üstesinden geleceği bir plan ve programları yoktu ,Tüm plan ve proğ3ramları egemen siyasetin arzuladığı insan modelini yaratmak üstüne kuruluydu. Hem bizdeki hem dünyadaki geri kalmış ülkelerin eğitim planları. İstedikleri insan modelini yaratmak için de sürekli eğitim programlarıyla oynamak zorundaydılar. Bunu yaparken de en iyi eğitim anlayışlarının kendilerinde bulunduğunu söylemek zorundaydılar. Yani yalan söylemek zorundaydılar ve o yalanlara uygun planları programları yapmak zorundaydılar.
Gerçekte eğitim sistemleri öngörülen insanı yetiştirmek üstüne kuruludur. Örneğin Cumhuriyetin ön gördüğü insan modeli ile öteki modeller hiç bir zaman aynı değildir. Cumhuriyetin eğitim modeli FİKRİ HÜR,İRFANI HÜR,VİCDANI HÜR insandır. Cumhuriyet bu insanı yaratmak için eğitim planlamalarını programlarını yapmıştı. Öteki sistemlerin hiç bir böyle bir modeli öngörmüyordu. Çünkü böyle bir modeli öngörselerdi kullanabilecekleri insan örneklerini yaratamazlardı. Nitekim son yıllarını eğitim anlayışları sunulurken dindar ve kindar nesillerden söz edilmişti. Fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür bir anlayışla istenen dindar ve kindar insan modelinin yaratılması asla mümkün değildir. Bunun için yalan söylemek zorundaydılar işte.