İNANILIR GİBİ DEĞİL AMA

                              

  Yaşadığımız toplumda öylesine ilginç olaylar yansıtılıyor ki basına insanın  "Yok yahu bu kadarı olmaz" diyesi geliyor.

Bu insanların akılları bu kadar kıt mı yoksa, diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ben böyle bir toplumun üyesi miyim diye kendinizi sormaktan edemiyorsunuz. Çünkü örnekler bu toplumdan çıkıyor karşımıza..

     En son medyada yer alan bir haberi görünce bunları düşünme korunda kaldım. Haber şu: Terkedilen sevgilileri buluşturan. Kaçan eşleri geri getiren ve bunları büyü ile yapan bir dolandırıcı yakalanmış bir büyük kentimizde. İnternet üzerinden kendini tanıtan bir dolandırıcı büyü yaparak bunları gerçekleştirdiğini açıklıyormuş. Bu büyülerinden de duaları koyuyormuş vitrinine ve bunlarla insanları kandırıyor. Elbette bu "ALİM" bilgisini satarken de epey yüklü bir para kazanıyormuş.

    Ee hakkı değil mi ki?

Adam bunca duaları boşuna mı üretmiş..

Elbette bunların karşılığında  emeğinin hakkını"!" alacaktır.

Nitekim öyle de yapmış. Örneğin kandırdığı bayanlara kredi kartı çektirerek binlerce lire kazanmış. Kimilerini ise 500 binlerle ifade edilecek paralarla dolandırmış. Neden dolandırmış?

Kimisinin küsen nişanlısıyla barıştırmak için kimisini evini terk eden  eşinin yeniden eve getirmek için..

Bu ara özel müşterileri arasında yer alan bazı kadınların özel bilgilerini de edinerek  onlardan başka şekilde yararlanmasını da sağlamış..

   EEE.internette bunca dualarını boşuna yayınlamamış bu dolandırıcımız. Onlar sayesinde bir çok insanı kandırmasını başarmış. Bu ara ünü gittikçe yayılmış çevresinde RANDEVU  ile çalışmağa başlamış..

   İnanılır gibi değil ama yakalanmış sonuçta ve inanmak zorundayız hepimiz. Adamın yalanlarına değil elbet adamın böyle bir anlayışla insanları kandırabildiğine şaşarak bakıyoruz. Acaba bu tür dolandırıcılara inanıp Kendine dolandırılmış insan diye gösteren bu örnekler neden sıkça yaşanıyor bu toplumda?

İnsanlarımız neden kanıyor böylelerine? İnsanlarımız neden inanmak durumunda oluyor bu tür dolandırıcılara?

Bu nasıl bir akıldır bu nasıl bir düşüncedir ki bir türlü önüne geçilemiyor?

   Geçtiğimiz yıllarda bir doğu ilimizde şöyle bir olay yaşanmıştı: İlinde bulunan bir delikli taştan geçmeyi başaranın öğrenciler üniversiteyi mutlaka kazanır.

Bu öyle yaygın bir inanç olmuş ki yakın illerden sınav zamanı arabalar vızır vızır öğrenci taşıyormuş.

Bunların arasında  şişman bir genç de şahsını denemek için delik taştan geçmeyi denemiş ama sıkışıp kalmış.

Ne çıkabiliyor ne geriye gidebiliyor.

Sonuçta ilin itfaiyesi devreye giriyor ve genci sıkıştığı delikten kurtarıyor..

        Son yıllarda saadet zincirleri bolca yaşandı bu toplumda. Bu zincirlerin halkaları aynı alma her zaman farklı renklerde boyanarak sunuluyor insanlara ve insanlarımız da bu boyalara kanabiliyor..

Çünkü emeksiz kazanma, hak edilmemiş  varsıllıklar düşleme mantığı iyice yerleştirilmiştir birilerini kültür anlayışlarında..

Böyle olunca da insanları kandırmak kolay olmaktadır galiba..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI