MECLİSİN " RAPORDAN KAÇIRILMASI "MI YAŞANDI YOKSA
Demokrasilerde meclisler ve çalışmaları önemlidir. Ülkede yaşanan önemli sorunları ele almak için bu meclis raporlarının önemi büyüktür. Bir sorun varsa ve bu meclisin raporlarına konu edilirse, meclise geldikten sonra o artık devletin resmi belgelerinden sayılır. Raporlar mecliste yer alan farklı siyasal partilerin ortaklaşa çalışmasıyla hazırlanır. Rapor hazırlandıktan sonra meclis başkanlığına bunulur. Meclis başkanı da bunu meclise sunarak üzerinde konuşulmasını tartışılmasını sağlar. Böylece artık o rapor devletin arşivleri arasında yerini alır. Yüz sene geçse de bu rapor belge olarak tarihte yer almış olacaktır. Böylece yıllar sonra bile aynı konu ile ilgili tartışmaların yapılması sağlanır.
MECLİSLERİN HAZIRLADIĞI RAPORLAR İKTİDAR PADTİSİ VE ÖTEKİ PARTİLERİN TEMSİLCİLERİNDEN OLUŞUR. Böylece konu ile ilgili tüm meclisin görüşleri çıkar ortaya..
Hatırladığım en son meclis raporu 1990lı yıllarda meclis araştırma komisyonu tarafından hazırlanan bir rapordur. Bu yıllarda oluşturulan FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU raporudur. YILARCA BU RAPORDA YER ALAN PEK ÇOK GERÇEĞİN TARTIŞILMASINI SAĞLAMIŞTIR BU RAPOR. Hatta 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra bir raporun hazırlandığı bilinmektedir. Ne var ki bu raporun resmi bir özellik kazanması önlenmiştir. Şöyle ki: Bir raporun resmi kemlik kazanması için geçmesi gereken yollar vardı. Bu rapor meclis başkanlığına sunulur önce. Başkan bu raporu meclise sunar. RAPOR KONUSUNDA GEREKLİ GÖRÜYMELER KONUŞMALAR YAPILIR. Meclisin raporla ilgili görüşmesinden sonra artık o rapor resmi bir belge olarak kalır. Fakat bu darbe girişimiyle ilgili rapor bu yollardan geçmeden kaybolmuştur. Yani meclis başkanı tarafından meclise sunulması gerekirken bu yapılmamış ve akibeti bundan sonra ne olduğu bilinmemiştir. Bundan sonra ortaya çıksa bile artık o resmi bir belge olmaktan çıkmış olacaktır.
Bu gün raporla ilgili söylemler sadece geçmişte böyle bir rapor vardı ama içinde ne olduğu belli değil türünden bir varsayımdan ibaret olacaktır. Birileri bu raporun ortaya çıkmasını engellemiştir. Devlet isterse bunu ortaya çıkarabilir ama bundan sonra kimileri inanır kimileri kabul etmez. Çünkü artık o bir belge değildir.
Bu raporda varolduğu ileri sürülenlerden biri FETO adı verilen kişinin sıradan bir din adamı olarak görülmesinden nasıl olur da FETO düzeyine geldiği işleniyormuş. Bu sıradan insanın bu noktaya kadar getirilmesinde hangi örnekler hangi olaylar yer almıştır? Bu adamın FETO mertebesine getirilmesinde kimler destek vermiştir? Bu adamın siyasi anlayışlar arasında aygın bir yere sahip olmasını getiren nelerdir/Bu adamın derneklerinde, dersanelerinde eylemlerinde kimler yardımcı olmuştur? Kimler bu adamla aynı fotoğraf karesinde yer almak için birbirini ezmiştir?
Bu adam hangi akademik özellikleriyle uluslararasında Türkçe olimpiyatları düzenleyebilmiştir/Bu olimpiyatlarda boy göstermesini sağlayan kuvvetler nelerdir?
Eğer bu rapor o zaman gerekli yollardan geçip devlet arşivlerinde eyer alabilseydi bu gün sorulabilecek tüm soruların yanıtları bulunabilirdi. Ama nedense bir el bu soruların gerekli yanıtı bulmaması için bu raporun kaybolmasını istemiştir
Böylece FETÖ öcüsü yaratılmış oldu. Öylesine ki bu adamın nasıl biri olduğunu ilk kez yazan bir yazarımız bile bu suçlamanın hedefi yapılmıştır.