Kamer Genç meclis kürsüsünde Gülene konuşurken, bir grup vekil efendi kürküye doğru yürümüştü. K.Gençe Gülen heyranlağını eleştiriyordu ve bunun sakıncalarından söz ediyordu. Neredeyse linç etmeğe hazır bir kalabalık birikmişti kürsünün önüne..
" kürsüye yürüyen herkes siyasi kişiliği olanlardandı ama bu tartışmalar sırasında kimse bunlara değinememişti "Siyasi Ayak "tartışmalarında demek ki hocalarını savunmak için kürsüye yürüyenler içinde siyasiler yoktu..
Yani bunlar SİYASE AYAK değil de siyasi parmak oluyordu galiba..
Hafızayı kurcaladığımız zaman nümüze gelen bir görüntü var. Doğuda bir ilin gazetecisi ilk kez FETÖ adını kullandığı için başına gelmedik kalmamıştı . Nasıl olurdu da sıradan bir gazeteci kendilerinin çok değerli saydı bir hoca efendiye böyle hitap edebiliyordu?
Hani masallarda vardır da "GEL ZAMAN GİT ZAMAN" dedikleri bir döneme girilmişti. O dönem yaşanırken bu , birilerinin efendisi ,sınırlarımızın ötesinde okullar, kurslar, olimpiyatlar düzenleme aşamasına geçiyordu. Birileri de bu hayırlı hizmet için yurt dışında yaşayanlara, Görev yapanlara bu kurslara, olimpiyatlara katılması için yazılar bile yazıyordu.,. Çünkü yapılan çok hayırlı bir hizmetti görünüşte..
Bu arada bir çok yeni yapılanmalar .yapılar ortaya çıkıyordu. Örneğin bu adamın bankası bile olmuştu ve bankanın açılışında dönemin ne kadar önde gelen siyasileri varsa hapsi açılışlarda boy gösteriyordu. Bu adamın karesinde yer alabilmek için neredeyse birbirini eziyorlardı
O gel zaman git zaman bir başka şeyi de getiriyordu bu.. Böylece bankanın reklamı yapılıyordu ve insanların ilgi göstermesi isteniyordu bu şekilde.
O zaman bu bankaların açılışlarında görev lanlar mutlu pozlarıyla resimlerde hala boy gösteriyorlar ama..
Bankaya para yatıranlar sorgulandı sonradan .Yani birileri devlete güvenerek para yatırdı diye sorgulanırken bu bankanın reklamında yer alan siyasilerden hiçbiri sorgulanmıyordu
Belleğimizi kurcalarken bir de SINAV SORULARIYLA İLGİLİ bir şey çıkıyor önümüze.
Çeşitli sınavlarda soruların önceden birilerine verildiği kuşkusu önemli bir yer tutuyor bizde. Ama sadece o soruların korunmasıyla ilgili sorumlu olanların buna inanmadığını ve hatta bunun yalan olduğunu söylediğini görüyoruz. Bu sözde yalanların da araştırılmaması için herhalde birilerinin önemli parmağı vardı ki ancak yıllar sonra bu ortaya çıkıyordu..
Merak ediyoruz bu gün.
Acaba o zamanın koşulları içinde büyük destekler sunanların bu gün vicdanlarında bir sızı duyabiliyorlar mı acaba?