Bir baba ve oğlu, otobüste yaşlı bir çifti döğmüşler.
Gerekçe neymiş biliyor musunuz?
Yaşlılardan kadın olan ön koltuklarda oturan iki kişiye burası bizim için değimli diye sormuş ve kalkmalarını istemiş, Baba oğul kalkıp arkalara geçiyorlar .Ama bir süre sonra oğul yerinden kalkıp ihtiyarlara saldırıyor yumrukluyor. Yaşlı erkek da bastonuyla cevap veriyor. Ama bu sırada oğlanın babası da saldırıya geçiyor ve ihtiyarın sırtına binerek onu yumrukluyor. Yolculardan biri de olayın filmini çekiyor. Araya insanlar giriyor ve polisler gelip saldırganları götürüyor.
Anlaşılıyor ki bu baba bir okulun müdürüymüş.
Oğlu da öğrencisiymiş. işte burası çok önemli ve aynı zamanda çok çok vahim bir görüntü. Çünkü okul müdürünün yaptığı sıradan insanların yaptığı değil asla yapmaması gereken birinin davranışları. Bunları sergileyen Müdür bir anlayışın temsilcisidir burada. NEDİR BU ANLAYIŞ? Bir eğitim anlayışının temsili olmasıdır .
Cumhuriyetin eğitim anlayışı cumhuriyete en uygun insan modelini yaratmaktı ana hedef. Bu modeli yaratmak için felsefe FİKRİ HÜR.VİCDANI HÜR,İRFANI HÜR TEMELİNE dayanacaktır
Oysa bu saldıran müdürün dayandığı felsefe. Cumhuriyetin felsefinden bambaşkadır. Bu eğitim mantığı ise şuna dayanıyor: DİNDAR VE KİNDAR NESİL YETİŞTİRMEK..
Bu iki farklı görüş değil farklı ve birbirine zıt iki anlayıştır.
Otobüste yaşlıları saldıran baba ve oğul çok farklı anlayışlara sahip iki kişidir. Yani tam istenildiği gibi KİNDAR BİR ANLIYIŞLA saldırmaktadırlar. Dindar olup olmadıklarını bilemiyoruz ama kindar oldukları kesin.
Otobüste ihtiyar karı kocaya saldıran okul müdürü görevden alınmış ama ama tek tek kişileri değil onlara rehberlik eden mantığı okullardan almak gerekir.
Yoksa o müdür gidecek yerine gelecek olan da farklı olmayacaktır.
O Felsefeyi yok etmeden müdürlerin değişmesi asla işe yaramayacaktır.