SURİYE YUMUŞAMASI

       SURİYE YUMUŞAMASI

     Son günlerde önemli gündem maddelerinden  biri, geliştirilmesi düşünülen Türkiye-Suriye ilişkileri olmaktadır. Bu günlerde konu pek çok ekranda ele alınır oldu. En yetkili ağızdan yapılan açıklamalarda bu ilişkinin yeniden canlandırılması için gereken diplomatik ilişkilerini kurulmaması için sebep yok denilmiştir. Yani geçmişte bozulan ilişkilerin yeniden kurulmasına yeşil ışık yakılmıştır. Hatta geçmişteki aile ilişkilerinin bile yeniden kurulabileceğinden söz edenler de var. O zaman on yıldan beri yaşananların bir sorumlusunu aramak bulmak istemenin de anlamı kalmıyor. Bizim siyasette yerleştirdiğimiz bir anlayışı yeniden sürdürmek gerekir. Neydi o?

Dün dundu bu gün bu gün..

      Oysa baştan beri birilerinin görmekten kaçındığı bu Suriye sorunun neden ve nasıl ortaya çıkarıldı durup dururken çıkmadı bu sorun..

Birileri  bilmem hangi camide namaz kılmak istiyor diye de çıkmadı. Bu sorunun çıkış nedeni   BOP denilen bin öngörünün yaşama geçirilmek istenmesidir.

Ne diyordu o zamanın söylemine göre: Ortadoğu'da tam 22 ülkenin sınırları değişecek.. Bu öngörünün tasarladığı bir oluşumun adıydı Suriye. Komşu ülkelerin de bu öngörüye çeşitli katkıları oluyordu. Çünkü hiçbir devlet böyle bir öngörüye seyirci kalamazdı.

NİTEKİM Türkiye de seyirci kalmadı ve kalmayacaktı ki doğrudan kendi güvenliğini de tehdit ediyordu.

Böyle olunca da elbette bu değişim karşısında yapması gerekeni yapacaktı.. Olay burada kaynaklanıyordu.

   Ancak bu oluşumda başka bir şekilde yer alması mümkün müydü diye düşünülebilir.

Elbette olabilirdi ama Türkiye son 10 Yıldır yaşadığı uyguladığı siyasetin dışında duramadı.

Yani BOP denilen çizimin içinde yer almamayı  o zaman düşünememişti.

Bu da ona çok ama çok pahalıya mal oluyordu.

       Gerek Esad'ın gerek Türkiye'nin öngöremedikleri oluyordu ve bunlar emperyalizmin çizimine yanıyordu sadece. Ancak koşular öylesine değişiyordu ki iki ülkenin yanlışlarından dönmeleri gerektiğini veriyordu insanlara. Örneğin Esad şu günkü görüşme fırsatının doğuşunu şöyle açıklıyordu: Suriye Devletinin toprakları üzerindeki egemenliğine saygı duyulduğu  ve her türlü terörle mücadele esasına dayandığı sürece Suriye -Türkiye ilişkilerini ilişkin her türlü girişime açığız. Esad bunları  geçmişte diyebilseydi acaba bu süreçte yaşadıklarını yaşayacak mıydı. Elbette yaşamazdı. Toprak bütünlüğüne tehdit sağlayan bölücü örgüte böyle bakabilseydi örneğin..

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI