TOPLUMSAL VİCDANLA ÖRTÜŞMEZSE HUKUK

 

                                    TOPLUMSAL VİCDANLA ÖRTÜŞMEZSE HUKUK

         K imi hukuk kararları var ki toplumun çoğunluğu   "İŞTE ADALET BU"    diyerek onaylanır ama kimi kararlarda bunu demek olası görünmüyor. O zaman bu kararların toplumsal vicdanı yaraladığı kanısı oluşmaktadır. Oysa toplumsal vicdanla uyuşmayan kararları da sıkça rastlamak olasıdır. Bu olasılığın olması kimi insanlarda adalet denilen anlayışın gelişmemesi ve yerleşmemesi onucunu      doğurabilmektedir. Bu örneklerin artması ise adaletin  zayıfladığını düşündürebilmektedir her toplumda..     

   En çok rastlanan vicdan sızlatıcı örnekler de genellikle çocuklara karşı işlenen suçlarda görülmektedir. Örneğin çocuk tecavüzleri karşısında kimi zaman ortaya çıkarılan "İyi hal uygulamasını" kabul eden bir vicdan yoktur. Böyle bir örnek otaya çıkarıldığı zaman ise bir çok tepki sesleri duyulabilmektedir. Çünkü adalet hiç bir gölgeyi hiçbir olumsuzluk örneğini kaldıramayacak kadar hassasıdır toplumların. Kararların dayandığı gerekçeler insanların akıllarına ve mantıklarına aykırı geliyorsa orada toplumun yargısı bir hukuksuzluğun olduğu şeklindedir.

     Toplumsal vicdanların  en çok rahatsız olduğu olaylardan biri şu taciz olaylarında ileri sürülen İYİ HAL İNDİRİMİ anlayışı olmaktadır. Karar verici anlayış kendi anlayışından çok önündeki maddelerin  bakışı olmaktadır. Yani  hukuk maddelerini uygulayan anlayış gerekçe olarak kullanılabilecek kimi bakışlara göre kararını verir. Yani karar verilirken dayanılan mutlaka yasa maddeleri bulunur. İşte sorun buradan doğmaktadır. Karar verici kararına verirken hukukun önüne koyduğu maddelerden birine göre kara vermek durumundadır. Sorun da  o zaman çıkıyor. Karar veren akıl kararına gerekçe göstermektedir ve toplumun işte bu gösterilen gerekçeleri kabul etmesi zor olduğu için tepkiler ortaya çıkıyor. Örneğin ceza indirimi denilen uygulamalarda İYİ HAL GÖRÜNTÜSÜ diye bir gerekçe sunuluyor ama herkesin bu iyi hali kabullenmesi aynı olmamaktadır. Bu yüzden  iyi hal indiriminden yararlanma anlayışını herkes aynı şekilde kabul etmemektedir. Neden kabul etmekte zorlanıyoruz. Çünkü taciz-tecavüz gibi bir olayda unun uygulanması çok ama çok mantıksız görünmektedir. Tecavüzcünün iyi hali gibi akla aykırı bir görüntünün yaratılmasını kabul edecek bir tek koşu olamaz. Sadece burnu o suçla sorgulanan kişi ve yakınları kabul edebilir, Kaldı ki bir tecavüzcünün mahkemede iyi hal görüntüsü vermesinden başka bir seçeneği  de yoktur.

   Bir hırsızlık suçunun savunması yapılabilir. Çalan mecburdum diye kendini savunabilir. Bu doğru veya yanlış olabilir .Ama bir tecavüz suçlusunun kendini savunması, mecburdum demesi asla mümkün değildir. Bu mümkün olmadığı içinde toplum bu tür cezalarda uygulanacak iyi hal uygulamalarını asılı akla uygun bakamaz

  Nitekim son  olayın birinde ,yeğenine tecavüzden sorgulanan ama iyi hal değil de başka iyi görüntüsünden dolayı cezadan kaçınan bir adamın haberi yer almıştı geçtiğimiz günlerde. Mahkeme ceza indirimin iyi halden değil başka bir iyi görünüşe dayanarak verdiğini açıkladı..adı..Ama yine de toplum vicdanını yaralamıştır bu karar. Tecavüzcü 35 yaşlarında  biri  ve bunun çevreye pek zarar vermediği görüşü sunulmaktadır karar öncesi gerekçelerde. Buna kimsenin inanmasını beklemeyiz.

   Bir hukuk kararına gölge düşürebilecek her eylem ,söylem vicdanları sızlatır. Bu da adalet denilen anlayışı  yaralar..

YAZARIN DİĞER YAZILARI