Son yılların en çok tartışılan konulardan biri de YALAN HABER konusu olmaktadır. Son günlerde yine getirilmek istenen düzenlemelerin nedenlerinden biri yalan haber olmaktadır. Ancak bu yalan haberin ölçüsünün ne olduğunu anlamak mümkün değildir. Egemen siyaset adına konuşanlar sürekli kendilerine aykırı buldukları haberleri yalan haber olarak kabul ederler. Dünyanın değişmez gerçeklerinden biridir bu.
Bir değişmez gerçek de gelişmemiş demokrasilerde ve hukuk devleti ile ilgili kuşkuların söylendiği devletlerde bu anlayış, basın-yayının sansürü için en çok kullanılan bir gerekçe olmaktadır. Çünkü bir haberin yalan olup olmadığını gösteren bir ortak ölçüsü yoktur insanların. Siyaset adına söylenenlerin, siyaset adına konuşanların, egemen anlayışlar adına söylenenlerin doğru olduğu kabul edilir. HELE AZ GELİŞMİŞ DEMOKRASİLERDE VE HUKUK ANLAYIŞI UYGULAMALARINDA BU DAHA BELİRGİNDİR. Az gelişmiş siyasetin her zaman doğruyu karşıt olanların ise hep yalan söylediğini varsayarlar.
Yalanın ölçüsü egemen siyaset adına söylenenler midir? TARİHE BAKTIĞIMIZ ZAMAN BÖYLE OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ. Örneğin bakın bizde yaklaşık elli yıl kadar önce ne büyük yalanlar söylendi halkımıza. Ülkemizin bu gün yaşadıklarının nedeni işte söylenenlerdir aslında.. Çünkü onların hiç biri ne doğru idi ne de gerçek.. Baştan sona dek yalandı. Bu yalanları devlet kullanılarak söylendi halkımıza.
Gençler hatırlamaz ama biz yaştakiler dün gibi hatırlıyoruz. ÇÜNKÜ UNUTMAYALIM DİYE EKRANDAN BİR KALEM SALLINIYORDU GÖZÜMÜZE. Özelleştirme denilen soygun ve vurgunu birileri kurtuluş reçetesi olarak sunuyordu halımıza..
ÖZELLEŞTİRME ile önce işsizlik bitecek. Yeni iş alanları yaratılacak
Özelleştirme ile üretim ve kalite artacak dünya piyasasında yarışma şansımız artacak
Özelleştirme ile devletin iç ve dış borçları azalacak ve zamanla bitecek
Özelleştirme ile devletin zenginliği yerine milletin zenginliği gelişecek
Özelleştirme sonucu devletin gelirleri artacağı için dışarıdan ucuz alma devri açılacak.
O zaman Dünyada bunu üstlenmiş bir kuruluş vardı. Adı IMF idi bunun. Bu kuruluşu bizim gibi ülkelerde köylü üretim yapmasın diye dönüm başına paralar bile dağıt. Ama bu kuruluşun asıl dağıttı dünyada bunu savunacak basın yayın organları ve siyasilere olmuştu. Hatta bunu ortaya çıkardığı için bir memurunun bile işinden uzaklaştırmıştı.
Bu söylenenlerin hiç birisi gerçekleşmedi. Çünkü bunlar halkları uyutmak için ileri sürülmüşlerdi ve bunun böyle olduğunu bilenler de vardı. Ancak onların tüm uyarılarına o zamanın devlet gücünü kullanan siyaset yalanlara karşı duranları susturuyordu. Onların devlet düşmanı olduğunu söylüyordu
Dünyada böyle de bizde farklı mıydı? Devletler dünyanın neresinde yalanları savunduysa bizde de savundu. Bu söylenenlerin yalan olduğunu söylemek suç sayılıyordu.
BU YALANLARI, DEVLET YALAN SÖYLEMEZ DİYENLER BİLMİYOR MUYDU YOKSA? Bal gibi biliyorlardı ve onları halktan gizlemek için çalışıyorlardı. Bu yalanları söyleyenler kendi adlarına değil devletleri adına söylüyordu.
Daha dün 400 ton şeker ithal eden o yalanları söyleyenler değil devlet değimliydi? Yani onlar o yalanları kendileri adına değil devletleri adına söylüyorlardı. Hani devlet yalan söylemezdi? KİM SÖYLEDİ BU YALANLARI/Bu yalan haberi söyleyenleri bulup cezalandıralım hep beraber bu gün..