DEMİRİN KALBİNDE SAKLI SANAT


(Ahmet İftar: Demire Can Veren Adam)

                            Sadettin Özbek - MUSANDER Başkanı

Sanat. İnsanın var oluşuna kattığı en derin anlamlardan biri. Atatürk, bu hakikati en güzel sözleriyle dile getirmişti:

"Efendiler, hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz; fakat sanatçı olamazsınız."

Sanatçı olmak, yalnızca bir uğraş değil; bir ruh hâlidir, dünyaya başka türlü bakabilme yeteneği.

2023 yazı, 11 Temmuz sabahı. Sade bir kahvaltının ardından eşimle kahvelerimizi yudumluyorduk. O sırada telefonum çaldı. Arayan dostum, eğitimci-yazar İsmail Zorba idi. Sesindeki içtenlik her zamanki gibiydi:

"Sadettin Abi, Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi'nde 'Metal Atıkların Geri Kazanım Sergisi' var. Gidelim mi?"

Bu daveti sevinçle kabul ettim.

Galeriye adım attığımda, gözlerimin önünde olağanüstü bir tablo belirdi. Yorgun, artık işlevini yitirmiş demir parçaları; ustasının ellerinde adeta yeniden doğmuştu. Paslı demirin üzerinde bir ışık yanmış, kütleler birer sanat eserine dönüşmüştü. Hayretle baktım, kelimeler boğazıma düğümlendi.

Bu eserlerin ardında, Menteşe'nin sanayi sitesinde bir atölyede çalışan Ahmet İftar vardı. 35 yılını demire vermiş, çekicini yalnızca şekil vermek için değil; adeta ruh üflemek için kullanan bir usta. Onunla tanıştık, konuştuk, eserleri arasında gezindik.

Bir ara ona, "Serginizde tek bir eksik var," dedik. Gözleri merakla büyüdü:

"Nedir?" diye sordu.

"Burada demirden yapılmış bir Atatürk çalışması görmek isterdik."

Sözümüzü ciddiyetle dinledi. Sonra içten bir kararlılıkla, "Doğru, bu eksiklik. En kısa zamanda başlayacağım," dedi.

Ve sözünde durdu. O günden sonra demir, onun ellerinde Ulu Önder'in siluetini aldı. Atatürk, bu kez demirin ağır sessizliği içinde, ama aynı zamanda en görkemli haliyle yeniden hayat buldu.

Ahmet İftar, yalnızca metal şekillendirmiyor. O, sürdürülebilirliğin sessiz bir kahramanı. Atıkları sanata dönüştürerek hem doğayı koruyor hem topluma ilham veriyor. Demirden yükselen her figür, bir farkındalık çağrısı gibi karşımıza dikiliyor: "Tüketmek yerine dönüştür; yıkmak yerine üret."

Sanatın büyüsü işte tam da burada saklı. Hiçbir değer taşımadığı düşünülen bir parça, bir ustanın hayaliyle ebedî bir esere dönüşebiliyor.

Ahmet İftar'ın eserlerine baktığımda şunu hissediyorum: Demir soğuktur belki ama onun ellerinde bir kalp kazanıyor. Ve o kalp, bizlere insanın üretirken aslında kendini de yeniden inşa ettiğini hatırlatıyor.

Kendisine minnettarım. Onun emeğinde yalnızca sanat değil, aynı zamanda umut da var.

Sevgiyle kalın,

Sağlıkla kalın,

Sanatla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI