'ANTİK MISIR'DA, M.Ö. 15. YÜZYIL !?
Onun adı Hatşepsut'tu ve 21 yıllık hükümdarlığı boyunca elde ettiği başarılar, onu Mısır'ın en büyük firavunları arasına yerleştirdi. Ancak ölümünden hemen sonra yürütülen acımasız bir sansür kampanyası, varlığının tüm izlerini ortadan kaldırdı.
3 bin 500 yıl boyunca tarihin karanlıklarında kalan Hatşepsut; aslında o meşhur KLEOPATRA'dan çok daha önemli bir figürdü. Hükümdarlığı sırasında Mısır'a barış ve refah getiren kadın firavun, Krallar Vadisi yakınındaki Deir el-Bahri gibi görkemli anıtların inşasına öncülük etti...
Ancak yönetme hakkı, o dönemde çok zayıf temellere dayanıyordu. Hatşepsut; babası Thutmose I ve annesi Ahmose'un kızı olarak doğmuş, üvey kardeşi Thutmose II ile evlenerek kraliçe olmuştu. M.Ö. 1479 yılında kardeşinin ölümüyle, henüz tahta çıkacak yaşta olmayan üvey oğlu Thutmose III için naip olarak Mısır tahtına atandı...
Genç kralın büyümesiyle iktidarı bırakması beklenirken, Hatşepsut bambaşka bir karar aldı ve kendini 'Firavun' ilan etti. Ölümüne dek tahtta kalmayı başaran Hatşepsut, krallık iddiasını güçlendirmek için kendini 'erkek kıyafetleri ve sakallı' olarak tasvir ettirdi...
Hatşepsut'un Başarıları: Krallığını sağlamlaştıran en büyük unsur ise liderlik yetenekleriydi. En büyük başarılarından biri, Kızıldeniz yakınlarındaki Punt diyarına düzenlediği başarılı seferdi. Bu seferden altın, fildişi ve çeşitli egzotik hayvanlar gibi sayısız zenginliklerle döndü... Ancak, Hatşepsut'un ölümünden sonra Thutmose III iktidara geçtiğinde, onun anısına yapılan 'tüm anıtları yok ederek' adını tarihten silmeye çalıştı. Aslında kendi askeri başarılarıyla da ünlü olmasına rağmen Thutmose III; üvey annesinin başarılarını da kendi efsanesine katmak istemişti...
Hatşepsut'un adı, 1822'de Deir el-Bahri'deki hiyeroglifler çözüldüğünde, Mısır tarihi adeta yeniden keşfedildi... Bu keşif, Thutmose III'ün yarattığı tahribatı onarma sürecinin başlangıcı oldu ve antik Mısır'ın en güçlü kadınının hikâyesi de yıllar sonra parçalar halinde bir araya getirilebildi...
Ünlü Mısırbilimci Howard Carter, 1903 yılında Krallar Vadisi'nde bu ünlü kadın firavunun boş lâhitini buldu. Ancak mumyalanmış bedeni, yakınlardaki küçük bir mezarın zemininde yüzyıl sonra keşfedilebildi... O zamandan beri arkeologlar, Hatşepsut'un adını taşıyan ancak tahrip edilmiş birçok anıtın kalıntılarını da buldu. Genellikle bu isimler, bir erkek firavunun adıyla kazınmış veya üzeri örtülmüş haldeydi...
Sonuç olarak Thutmose III; üvey annesinin olağanüstü yükselişini ortadan kaldırmak yerine, onun mirasını daha da güçlendirmiş oldu... Bugün, Hatşepsut'un cesurca iktidara yükselişi, antik Mısır tarihinin en dikkat çekici bölümlerinden biri olarak kabul ediliyor...
Şimdi bana belki diyeceksiniz ki; "Ulan ihtiyar dallama yazar; bu ülkenin şu sıralarında başında bir sürü derdi varken, ortada da fol yok-yumurta yokken, elin Mısır'ının tarihinden ve 'karnı bozuk' Firavunlarından bize ne!?" Bunu ben de biliyorum da; hani daha birkaç yıl önceleri, Mısır'ın şimdiki lideri 'SİSİ' için; "Eli kanlı, darbeci Sisi !.." diyenler, şimdilerde "Kardeşim Sisi" diyorlar ya? İşte ben o ülkenin yöneticilerinin, bir zamanlar aile yakınlarına bile neler yapabildiklerini kendi tarihleriyle bir kez daha hatırlatmaya çalıştım hepsi buydu; başka ne amacım olabilirdi ki !? Sakin KOŞAR...