'ARŞİMET VE HAMAM' HİKÂYESİ !?


Yıllardır anlatılıp duran bu fıkrayı herhalde çoğunuz duymuşsunuzdur: "Matematik ve fizik bilgini Arşimet'in bir gün hamama gideceği tutar. Her daim olduğu gibi, hamamda kurna başında yıkanırken de, kafası yine bir sürü problemin çözümü içinde dalgın haldedir!.. Hamam tasıyla küçük havuzdan su alıp tepesinden döker, boş tası havuzdaki suyun üzerine bırakır, bakır tas yüzmektedir!.. Biraz sonra bu tasa su doldurup, yine havuzdaki sıcak suyun üzerine koyar, bakır tas yine yüzmektedir!..

Arşimet'in kafasında şimşekler çakar, tası alarak ayağa fırlar, o sırada üzerindeki havlu düşer, Arşimet hızla hamamdan dışarı fırlayıp, sokakta delicesine koşarken, bir yandan da 'Evreka!.. Evreka!.. (Yani Türkçesiyle Buldum!.. Buldum!..) diye bağırmaktadır!.. Hamam tasını götüren Arşimet'in arkasından da hamam sahibi koşmakta ve bir yandan da ona; 'Nereden buldun ulan onu yalancı herif, o hamam tası kırk yıldır benim tasımdır, hemen geri getir onu!..' diye bağırmaktadır!.. Cahil hamamcı nereden bilsin Arşimet'in çok önemli bir buluşa imza atıp da, devasa gemilerin yapımında, dünyanın gelişmesindeki en önemli katkıyı sağlayacağını?.. O sadece üç-beş kuruşluk bakır tasının peşindedir!..

Arşimet, aslında Grek (Yunan) kökenli bir ailenin çocuğu olarak, İtalya-Sicilya'da M.Ö. 287 yılında doğmuştur. Babası çok tanınmış bir Astronom olan 'Phidias'tır!.. Arşimet, babasının ünü sayesinde o zamanlarda çok önemli bir eğitim şehri olan 'İskenderiye'ye gönderilip, orada Matematik ve Fizik üzerine eğitim görmüştü.

Bir gün Kral II. Hieron Arşimet'i çağırtıp, eline bir 'altın taç' verip; "Ben bunu en usta kuyumculara yaptırdım, ama altının içine gümüş karıştırdıklarından şüpheye düştüm, sen şunu bir araştır bakayım hile yapmışlar mı?" demiş. Arşimet günlerce uğraşıp, sonunda hileyi çözmeyi başarmış; Su içine atılan her cismin, özgür ağırlığı farklı olduğu için, farklı miktarda su taşırdığını tespit etmiş, bu altın tacın içine ne kadar gümüş kattıklarını hesaplayıp, Kral'a bildirmiş, ülkedeki ünü daha da artmış.

Ölümü hakkında ise çeşitli rivayetler vardır, ama en akla yatkını şudur: Sicilya, Romalıların eline geçince, şehrin savunmasındaki olağanüstü katkıları yüzünden Romalıları epeyce zayiat verdiren askeri buluşları ve işgali geciktiren bu Arşimet'i hemen bulup getirmeleri için Roma Komutanı 'Marcellus' emir vermiş, Roma askerleri de onu bir arazide toprak üzerine çeşitli garip çizimler yaparken bulmuşlar!.. Teslim olmasını istediler ise de, buradaki işini bitirmeden gitmeyeceğini söylemesi üzerine sinirlenen askerler, oracıkta kılıçla vurarak öldürmüşlerdir!..

Şimdi bazılarınız kalkıp da bana; "Bayram değil, seyran değil, bu Arşimet mevzusu nereden çıktı bre dallama ihtiyar!? Yani şu memlekette başka yazacak bir şey kalmadı da, elin taa M.Ö. 287 yılında doğmuş Arşimet'inin hamam tası mı kalmıştı!? Ulan benzin ile mazotun litresi kaç liraya fırladı!? Et, tavuk, yağ, ekmek fiyatları satın alınamaz rakamlara çıktı!? İki ayda tam 93 kadın daha öldürüldü!? Burnumuzun dibindeki savaş en çok bize zarar verir oldu!.. İşsizlik ve parasızlık tavana çıkmadı, tavanı da delip geçti!.. Bütün bunlar dururken, sen kalkıp bize Arşimet masalları mı anlatıyorsun!? Bir daha senin yazılarını okursam Roma Kilisesine Papaz olayım ulan!.." diyebilirler? Aslında çok haklısınız, yani siz de sitem edecek, sinirinizi çıkaracak birini arayıp da, bula bula hep beni mi buluyorsunuz bilader!? İsterseniz siz de anadan üryan halde, elinizde bu gazete ve gözlükle apartmanınızdan fırlayıp da, tıpkı Arşimet gibi; "Buldum!.. Buldum!.. Gerçek Suçluyu Buldum!.." diye sokaklara fırlayın bari.

Yahu bu zamları ben mi yapıyorum!? Yahu bu kadınları hep ben mi şiddet uygulayıp, öldürüyorum!? Milleti ben mi işsiz bırakıp, 'cep delik, cepken delik' halde ben mi bırakıyorum!? Yahu son seçimlerde siz bana mı oy vermiştiniz de, benden hesap soruyorsunuz kardeşim, yeter ama yahu!..                       Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI