"DOĞAL DENGE", ASLINDA 'HAK-HUKUK-ADALET' DEMEKTİR !?

 


Hiç düşündünüz mü bilmem; her 'İlkbahar Mevsimi' geldiğinde bütün gökyüzünde uçuşan Kırlangıçlar, ağaçlara-çatılara yavrulamak için yuva yapan çeşit çeşit kuşlar, eski yuvalarına geri dönen Leylekler, geceleri harekete geçen Yarasalar ve Baykuşlar olmasaydı eğer, biz insanların, bizim ürettiğimiz ve kullandığımız hayvanlarımızın (Koyun-Keçi-İnek-At-Eşek-Katır-Develerin) halleri nice olurdu acaba?

Gün boyunca Kırlangıçlar, gece boyunca Yarasalar, sıcaklar artınca her gün milyarlarca üreyen Sinekleri yiyerek; Leylekler de yeni üreyen Kurbağa-Yılan-Balık ve diğer Sürüngenleri avlayarak, bunları yavrularına yedirerek çoğalırken, biz insanlar için zararlı olanları tüketerek; Baykuşlar da çok aşırı üreyen Fareleri geceleri avlayarak, hem 'doğal dengeyi' sağlarlar, hem de biz insan ve büyük hayvanların huzurlarının kaçmasını önlerler!..

Yine İlkbahar geldi, çevrede sulak alanlar çoğaldı, sinekler milyarlarca yumurtalarını buraların çevresine ve açık bıraktığımız Çöplüklere bıraktılar, her gün de milyonlarcası yumurtalarından çıkıp, bizim yiyeceklerimize ve burunlarımıza konmak için koşuyorlar!.. Bir düşünün; sadece bir tek 'Sivrisinek' bile yatak odanıza girip de onu avlayamadığınızda, tam siz uykuya dalacağınız sırada kulağınızın dibinde 'Vıınnn' dediğinde, uyuyabilmeniz mümkün olur mu? O küçücük belâdan hepimiz ürperir, güzel uykumuzu da kaçırırız değil mi? Hele çocuklarımız ve bebeklerimizi ısırdıklarında, onları ve dolayısıyla da bizleri ne kadar rahatsız ettiklerini bilmeyen var mıdır!?

Aşırı üreyen farelerin, yılan ve diğer sürüngenlerin bizleri ne kadar rahatsız edeceğini, özellikle en değerli yiyeceklerimize (Buğday-Peynir-Tavuk-Yumurta gibi) bunların ortak olduklarını bir düşünsenize!? Evlerimizin içinde ve dışında, çocuk-çoluğumuzla hiç huzur ve güvenliğimiz kalır mı? İşte geceleri Baykuşlar ve Yarasalar, gündüzleri de Leylekler ve Kırlangıçlar bunları avlayarak, bir yandan kendilerinin ve yavrularının karınlarını doyururken, bir yandan da bize çok büyük iyilik edip, doğal dengeyi koruyarak, rahat ve huzurlu yaşamamızı sağlıyorlar!..

Bunların ayartına bir türlü varamayan eğitimsiz ve liyakatsiz yöneticiler, akılsızca bu 'Doğal Dengeyi' bozarak, hızla bu bizim bildiğimiz 'Tek Yaşanabilir Dünyamızın' hızla sonunu hazırlıyorlar: Buzullar eriyor, hava kirleniyor, hastalık çeşitleri artıyor, gıda üretimi azalıyor! Peki, bunu nasıl yapıyorlar? Bilim insanlarının sürekli uyardığı zararlı madde ve gazlarla üretim yaparak, 'Orman-Göl-Nehir-Otlak' gibi bu doğal yaşamın devamını sağlayan değerlerimizi, üç kuruşluk 'Rantlar' uğruna betona boğup, güzelim çevreyi Cehenneme çevirerek yapıyorlar tabii !.. Bu eğitimsiz ve liyakatsiz insanlar, hep sonradan görme, hayatı 'Yeşil Dolar' çerçevesi arkasından bakan, çağımızda asla yaşamaması-olmaması gereken 'Yaratıklardır' ve bizler de bunlar yüzünden geleceğimize umutla bakamaz olduk!.. Bunun sonucunda da, alışık olduğumuz ve anlattığımız doğal yaşam sekteye uğruyor!..

Son günlerde ortaya çıkan "Monaco'da Istakoz Yiyen Bayan, Kolunda Rolex saatli Bay Vekiller" ile "Maldivlere tatile giden, kolunda 52 Bin TL'lik ithal çantalı Belediye Başkanı adayı ve Meclis Üyeleri" haberleriyle, bizim siyasi hayatımızın 'Doğal Dengesinin' de iyice bozulduğu; gelir adaletsizliği, 91 puanlı başarılı insanlar yerine, söz verilip de bir türlü kaldırılmayan o meşhur 'Mülâkatlar' sonrasında 60 puanlı başarısız, ama kendi partili insanlarını işe alımlarla, bu dengelerin altüst olduğunu herkes görmeye başladı!.. Bu gidiş hiç de iyi gidiş değil, bir 'Koca Gidişe' benziyor artık!?

Bir fıkrayla yazımızı bitirelim: Meclis kürsüsünde bir muhalefet milletvekili iktidarı eleştirirken, iktidar Vekillerinden biri öfkeyle ayağa kalkıp; "Sen de Cehenneme git, e mi!?" diye bağırmış... Muhalif Vekil hemen Meclis Başkanı'na bakmış, Başkan kürsüdeki konuşmacıya; "Siz devam ediniz sayın Vekil, İç Tüzüğe göre Cehenneme gitmeniz zorunlu değil efendim, lütfen devam ediniz!.." demiş...                         Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI