Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri sayın Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan ziyareti sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlarken, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili bir soruya cevaben şöyle demiş: "...Bence en hayırlısı, kendisinin bu görevden artık çekilmesidir... Benim karşımda tam 13 seçimi kaybetti, yani 13'te 13 yaptı!.. Göreve yine devam ederse 14, 15 de olabilir?" demiş...
Ancak, böyle bir Muhalefet Liderini bulmuşken, sayın Erdoğan'ın yerinde ben olsaydım, asla böyle bir isteği dile getirmezdim!.. Tam da dişine göre bir rakip bulmuş, onu tam 13 seçimde yenmişsiniz, onu küçük düşürmek uğruna böyle sözler edilir mi hiç!? Sizin sözünüz üzerine ya çeker giderse ne olacak!? Kılıçdaroğlu sonrasında, CHP içinden karşınıza bir merhum Süleyman Demirel, bir Necmettin Erbakan veya Osman Bölükbaşı gibi bir Muhalefet Lideri çıkarsa ne yapacaksınız!? Bu durum, olmayacak bir şey mi? Bu verimli Anadolu toprakları ne yaman, ne ele-avuca sığmaz insanları bugüne kadar piyasaya çıkarmadı mı!? Gene siz bilirsiniz ama; böyle alay edeceğinize, sayın Kılıçdaroğlu gibi bir rakibi bulmuşken, onu her zaman koruyup-kollamak içün 'pamuklara sarmanız' gerekmiyor muydu!? Peki, siz ne yapıyorsunuz? Adeta kendi ayağınıza kurşun sıkıyorsunuz efendim!..
Bakınız, CHP'den ayrıldıktan sonra epeyce gezip-tozan, karşısında parti kuran sayın Mustafa Sarıgül, tıpkı atalarımızın; "Tilkinin dönüp, dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır!" dedikleri gibi, sonunda partisini kapatarak Bay Kemal tarafından 'Erzincan Milletvekili' yapıldı, şimdilerde sayın Kılıçdaroğlu'nu adeta 'gözü gibi' korumaya almış durumda!.. Baksanıza, partinin en önemli isimlerinden Grup Başkanvekili sayın Özgür Özel'in, Kılıçdaroğlu karşısına 'Aday' olarak çıkmasına çok kızıp; "Eyy Özgür Özel, sakın Kılıçdanoğlu'nun karşısına çıkma, eğer çıkarsan, tam 950 Kurultay Delegesinin evlerine kadar gidip, senin aleyhinde, Kılıçdaroğlu'nun da lehinde propaganda yaparım!.. Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu partimizin başından bir giderse var ya, 'CHP Baraj Altında Kalır', siz bunu bari biliyor musunuz!?" dedi...
Fıkrayı bilirsiniz; Temel ile en iyi arkadaşı Dursun meyhaneye gitmişler, biraz kafaları çektikten sonra Temel; "Ula Tursun, içi kere içi kaç eder ula?" diye sorar, Dursun da hiç düşünmeden; "Ula Temal bunu herkes bilir, dört eder da..." deyince, Temel en yakın arkadaşını çekip tabancasını vurur!.. Başlarına toplanan herkes Temel'e; "Ula en yakın arkadaşunu ne diye öldirdün ki!?" diye sorunca da, Temel derin bir iç çekip; "Tursun çok şey bileyudu daa!.." demiş ya... Mustafa Sarıgül de çok şey biliyor, çok konuşuyor, her taşın altından çıkıp, nefesi yettiği kadar da sayın Kılıçdaroğlu'nu savunuyor!.. Bence sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, aslında bu arkadaşı da pamuklara sarıp, herkesten iyi şekilde koruyup-kollamalıdır diye düşünenlerdenim? Böyle faydalı Muhalefet adamlarını bir daha nereden bulacaklar ki? Sizler de öyle düşünmüyor musunuz Allah aşkına !? Benim dediklerimi onaylamıyorsanız eğer, ağız bozup da sövüp-siğmenize hiç gerek yok, iki defa öksürünüz, ben hemen anlarım efendim!..
06 Eylül günü nihayet merakla beklenen "ORTA VADELİ PROGRAM (OVP)" halka açıklandı!.. Orada denildiğine göre Enflasyon; 2024 yılında = % 33, 2025 yılında % 15,2 ve 2026 yılında da sadece % 8,5 olacakmış, yani baş belâsı Enflasyon artık 'Tek Haneli Rakamlara' inecekmiş!? Bunu gerçekten kendileri inandılar mı acaba? Ya aslan TÜİK inandı mı ki!? Baksanıza, daha birkaç ay önce, tam memur-emekli zamları yapılacağı sırada yayımladığı % 33 oranındaki enflasyon oranı, "Ağustos Ayında TÜİK rakamı % 58,9 açıklanırken, ENAG'a göre ise % 128 oldu!.. Yine halktan 'Sabır' istediler, yine ileride bir tarihte bu enflasyonun mutlaka 'Tek Haneli' rakamlara ineceği tekerlemesini bizlere masal gibi anlattılar!..
21 yıldır aynı söylem, aynı temenni, aynı sabır, aynı masallarla 21 yaş daha ihtiyarladık gari!.. Bir türlü o tek haneli enflasyon rakamlarını göremedik, borçlarımız azalmadı daha da arttı, işsizlik azdı, İcra Daireleri yeni borç takibi dosyalarıyla doldu, oturulacak yerler kalmadı!.. Büyüklerimizden bu masallar ne zaman son bulacak, ha!? Sakin KOŞAR...