"KİM NEYLER YALOVA KAYMAKAMINI!?"

 

  "KİM NEYLER YALOVA KAYMAKAMINI!?"

Yıllardır anlatılır durur ya; "Yıllar önce İlçe olan Yalova'ya bir Kaymakam atanır... O kişi için o kadar gurur verici bir görevdir ki bu, günlerce sevincinden içi içine sığmaz!.. Gider görevine başlar, sık sık sokağa çıkar, bir kulağı telefondadır, tebrik edeceklerin sıraya girdiğini filân sanır? Ama onun istediği sayıda kendisini kutlayan olmaz!.. Birkaç gün sonra kalkar İstanbul'a gider, oradaki kalabalıklar içinde gezerken, gözünün tuttuğu herkese sorar; 'Yalova'ya bir Kaymakam atanmış, duydunuz mu?' diye... Orada zati herkesin işi başından aşkındır, genellikle omuz silkip uzaklaşırlar!.. İskelede, iyi giyimli ve kravatlı birine varıp; 'Yalova'ya bir Kaymakam atanmış beyefendi, duydunuz mu?' diye sorunca, adam giden yolcu vapurunu gösterip, biraz da kızgınca; 'Bana ne Yalova Kaymakamından kardeşim, zati vapuru kaçırdım çok önemli bir ihaleye katılamayacağım, burada kim neyler Yalova Kaymakamını yahu!" deyip, yürüyüp gider... Çiçeği burnunda genç Kaymakam da, artık ünlü ve herkesin tanıdığı biri olduğuna dair bütün umutlarını yitirmiş olarak Yalova'ya geri döner ya...

İşte şimdi 'İL' olup, o aynı yerin "Yalova Üniversitesi İslâmi İlimler Fakültesi"nin bir öğretim görevlisi olan sayın Doç. Dr. Ebubekir Sifil, hiç gereği yokken, durduk yerde, hiç de üstüne vazife değilken, tam da 'Devrim Şehidi Kubilay'ın 90'ıncı Yılını Anma Günü'nde, Diyanet İşleri Başkanlığı'na seslenip; "Gazeteci Yılmaz Özdil ile TELE-1 sunucusu Cüneyt Akman'ın cesetleri camilere sokulmasın, cenaze namazları da kılınmasın!" diye bir çağrıda bulunmuş... Hemen Ayasofya Camii Başimamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın da bu çağrıyı doğru bulup; "Allah'ın ayetleriyle alay eden, dolayısıyla 'Küfür' suçu işleyen bu kişiler hakkında Ebubekir Sifil Hoca doğru söylemiş" diye açıklama yapmış, iyi mi?

Bu gelişmeler üzerine sayın Yılmaz Özdil de hemen bir açıklama yaptı ve dedi ki; "Bunların esas amacı, tam da Kubilay'ın katledilişinin yıldönümünde bu saçma açıklamayı yapmaları tesadüf değildir!.. Bizi terör örgütlerine hedef gösteriyorlar, susturmak istiyorlar!.. Ayasofya İmamı'nı Allah ıslâh etsin, böyle önemli bir camiye, böyle adamların atanmış olması, Cumhuriyetimizin ne kadar çok tehdit ve tehlike altında olduğunu da gösteriyor!.. Onlara hakkımı helâl etmiyorum, ne kadar kızarlarsa kızsınlar, biz hep doğruları yazarak, halkımızı çağdaş bilgilerle aydınlatmaya devam edeceğiz!" dedi...

Diyanet İşleri eski Başkanı sayın Mehmet Nuri Yılmaz, bu haber üzerine; "Din adamları ortamı gerecek açıklamalar yapmaz, her konuda yatıştırıcı olurlar; ne yazık ki bunlar kutuplaşmaya neden olmuşlardır, hiç yakışmadı" dedi...

Diyanet'in ilk 'Kadın Din Hizmetleri' ve ilk 'Kadın Eğitim Uzmanı' olan sayın Ayşe Sucu da; "Bu ünlü kişiler hangi ayetle dalga geçmişler, kiminle alay etmişler, belgeyle açıklanması lâzım; ama öyle bir kanıtları yok!.. Söyledikleri her şey bir devlet memuruna, bir din görevlisine hiç yakışmıyar!.. Böyle görevliler birilerini hedef göstermekten ve kesinlikle siyasetten uzak kalmayı da bilmelidirler!.."

Şimdi gelelim esas meseleye: Bu adamların ikisi de kendilerini bir vesileyle öne çıkarıp, birilerinin gözüne girmeye veya bir diyeti ödemeye, bunun için de birilerini 'Kurban' etmeye çalıştıkları apaçık belli!.. Yoksa, durduk yerde 'delik dondan çıkar gibi' çıkıp, hiç gereği yokken bu boş lâfları ederler mi?

Yasalarımızda 'halkı kin ve düymanlığa tahrik veya aşağılama' suçunu düzenleyen TCK'nun 216'ncı maddesi; "Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimseye, 1 ile 3 yıla kadar hapis cezası verilir" diyor... Ayrıca bu kişi veya kişiler 'Kamu Görevlisi' iseler, 'Görevi kötüye kullanmaktan' da ayrıca cezalandırılırlar!.. Söylemleri ayrı suç, çağrıları da ayrı suç oluşturur çünkü... Hepimiz bekliyoruz, bakalım bu kendilerini eski 'Yalova Kaymakamı' gibi görenleri ne yapacaklar, bekliyoruz...           Sakin KOŞAR...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI