30 MART 2023 TARİHLİ 'AYTUNÇ ERKİN' YAZISI !?

 

                   30 MART 2023 TARİHLİ 'AYTUNÇ ERKİN' YAZISI !?

Bundan tam 23 yıl önce duyduklarımızı ve gördüklerimizi bir hatırlayalım: Tarih '17 Ocak 2000. Uzun zamandır Devletin Emniyet Güçlerinin çok gizli takip ettikleri ve raporlarını hazırladıkları "Hizbullah Terör Örgütü" için operasyon emri verildi!.. İstanbul-Beykoz'daki Hizbullah'ın hücre evi için düğmeye basıldı. Bu çok önemli operasyonu o gün Emniyet Müdürü sayın Niyazi Palabıyık yönetiyordu!.. Hücre evinde örgütün lideri Hüseyin Velioğlu öldürüldü, aynı örgütün siyasi kanat sorumlusu Edip Gümüş ile askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar da canlı olarak yakalandılar!..

Ancak, ne olduysa oldu, Edip Gümüş04 Ocak 2011 tarihinde cezaevinden salıverdiler. İktidarda yine AKP vardı ve Başbakan da sayın Recep Tayyip Erdoğan idi!.. Halbuki bu adam, Hizbullah'ın işkence ile öldürdüğü tam 250 kişinin ölümünden sorumluydu!.. Operasyonu yapan sayın Niyazi Palabıyık; 180 Bin sayfa dokümanı, hücre evinden çıkan tüm görüntülü işkence videolarını, bu rezil adamların öldürülen rehinelere yaptıklarını çeşitli raporlarla ve belgeleriyle devlete teslim etmişti. Serbest bırakılan 250 kişinin katili Edip Gümüş ise, hemen yurt dışına tüymüş, bugün de İran'da yaşamaktadır, iyi mi? Niye bu belgelere bir kere olsun bakılmıyor, yeniden incelenmiyor ve onların uzantıları bugün seçim sayesinde 'Gazi Meclis'e taşınmaya çalışılıyor!?

Sonra ne oldu biliyor musunuz? Bu başarılı Emniyet Müdürümüz sayın Niyazi Palabıyık, 2003 yılında, zamanın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu marifetiyle merkeze alındı, 2015 yılında da emekli edildi!.. Bu değerli Emniyet Görevlisi bunun üzerine hemen Ankara'ya gidip, kendisine bu yapılanlara isyan etmişti, hatırladınız mı?

Şimdi de 30 Mart 2023 tarihli Sözcü Gazetesi'nin manşetine bir göz atalım: Batman'da Hizbullahçı olduğunu söyleyen sakallı-takkeli bir adam, şehir meydanında aynen şöyle bağırıyor: "Biz Hizbullahçıyız!.. Kılıçdaroğlu ile Akşener kim oluyor!? Cihada hazırız, Erdoğan'a dokunurlarsa eğer, gerekirse kafalarını keseriz!.." diyor!.. Ve gazete 12 Cm büyüklüğündeki harflerle yazılmış şu cümleyle soruyordu: "Cumhuriyet'in Savcıları, Neredesiniz!?" diyor, o adam hakkında suç duyurusunda bulunup, hemen oradaki Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyordu!..

Eğer bu ülkedeki siyasiler gerçekten demokrasiye inanmışlarsa, en büyük gücün seçimdeki  'halk iradesi' olduğunun ayartına varabildilerse, kendileri nasıl bu demokratik seçimlerle göreve geldilerse, aynı seçim sonuçlarıyla adam gibi gitmesini de bilmeleri gerekir, değil mi? Bir sürede koltuklarda kalabilmek için, akla-hayale gelmedik yasa ve hukuk dışı işler yapmaya kalkarlarsa eğer, daha önce buna teşebbüs edenlerin akıbetlerine uğramaları kaçınılmaz olur, üstüne üstlük alınlarına bir de 'demokrasi ve halk düşmanı' damgası yemeleri işten bile değildir!.. İşte 'Tarih' denilen geçmişe dair bilimsel-belgeli gerçekleri, sırf bu yüzden tüm siyasetçilerin ezbere bilmesi, hiç de akıllarından çıkarmaması gerekir!.. Uzun soluklu bir iş olan siyaset, 'kısa gün ticareti hesapları' ile sırf bu yüzden yapılmaz, yapılmaya teşebbüs bile edilmez!.. Yine biliyoruz ki, böyleleri çok kısa zamanda bir 'saman alevi' gibi parlayıp, yine kısa sürede bu er meydanlarında yok olup giderler!..

Bizler daha kaç yıl ülkenin güzel ve çağdaş geleceğini düşünmeyen, ufku olmayan, bilgi ve bilim yoksunu, bu çıkarcılardan çekeceğiz!? Ne zaman bizim iyi ve mutlu günlerimiz olacak!? Yoksa, bu umutsuz devran böyle mi devam edip gidecek!? Bazı cahil, kör, okumayan, sorgulamayan akılsızların verdikleri kontrolsüz oylar yüzünden yazık olmuyor mu bizlere? Yetmedi mi!? Bu yazımı da yine Orhan Veli'nin birkaç mısraıyla bitireyim bari:

"Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/ Nasırından çektiği kadar/ Hatta çirkin yaratıldığından bile/ O kadar müteessir değildi/ Kundurası vurmadığı zamanlarda anmazdı ama Allah'ın adını/ Günahkâr da sayılmazdı!../ Yazık oldu Süleyman Efendi'ye!.."            Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI