---Danimarka'dan gelen haber çok ilginçti: Danimarka İstihbaratının başındaki Lars Findsen, çok gizli belgeleri Amerikalılara sızdırmakla suçlandı ve bu adam bir ABD ajanı olmakla suçlanmış, 04 Şubat tarihindeki duruşmaya kadar tutuklu kalmasına karar verilmiş, iyi mi? Bir ülkenin istihbaratı bu hale düştüyse eğer, geride kalanlarını Allah kurtarsın artık.
---İngiltere Kraliçesi Elizabeth, tahta çıkışının 70'inci yılını kutlamaya hazırlanırken, halkından bir 'soğuk duş' haberi geldi: "Cumhuriyet" adlı bir gurup, bir açıklama yaparak, artık Kraliyet ailesi istemediklerini, Monarşiye son verilmesini, bir 70 yıl daha bunlara katlanmak zorunda olmadıklarını duyurdu, İngiltere'de yer yerinden oynayıverdi!.. Aynı gurup; "Bundan böyle Kraliçe yerine 'Cumhurbaşkanını' biz seçeceğiz!" diye bir açıklamada bulundular. İngiltere tahtı da sallanıyor mu, ne!?
---Amerika'da ilk defa, en çok kullanılan madeni para '25 Centler' üzerine Zenci bir kadının fotoğrafını koydular!.. Kim bu Zenci kadın biliyor musunuz? Hani size çok ilginç ve çok seksi bir şiirini defalarca yazdığım ünlü ve Zenci 'manken-şair-yazar' olan "Maya Angeleo" isimli kadın!.. Bana da bu şiiri merhum Prof. Dr. Şadan Gökovalı hocam göndermişti, hatırladınız mı şimdi: Şiirinde; "Kalçalarını oynatarak yürüyen/ O harika kadın benim işte!.." diyen şair, işte o kadındı.
---Tıp uzmanları bunu da yaptılar: ABD'de durumu çok ağır ve acil olan kalp hastası bir adama, 'Domuz Kalbi Nakli' yaptılar, iyi mi!? Son çare olarak uygulanan bu yöntem sonucunda, adam da hayli sağlıklı görünüyormuş, bu da iyi mi? Bu durumun, sürekli arayış içinde olan Tıp Biliminde çığır açacağını herkes dillendirmeye başladı!..
İnsan ve domuz!? Hıristiyanlar için bir sorun yok da, biz Müslümanlar arasında bu durum nasıl kabul görecek acaba? Öyle ya; domuz bizde hep haram ve murdar bir hayvan olarak görülür ya? Eşini kıskanmayan tek yaratık olduğu için hiç saygı görmez; eti yenmez, derisi de asla giyilmez ya!?
Ama hiç merak etmeyiniz, böyle zamanlarda herkesin imdadına yetişen bizim aslan 'Diyanet İşleri Başkanlığımız' hemen bu konuya da el atmış, herkesi rahatlatan bir açıklama yapmış: "Çok zaruri hallerde, başka bir çözüm kalmamış ise, domuz kalbi hastalara monte edilebilir!" demiş. Açıklama da, "Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı" nın internet sitesinde yayımlandı, merak eden orayı açıp okuyabilir. Orada öyle yazıyor da, mahalle arasındaki Hocalar bu işe ne diyecekler, çok yakında bunu da görür, bu işin kabul görüp görmediğine tanık oluruz nasılsa!? Ben olumlu karşılanacağını hiç sanmıyorum ya, neyse!?
---İngiltere'de, enerji fiyatlarından şikayetçi olan abonelere, bir Enerji Şirketi şu tavsiyelerde bulunmuş: "Madem fiyatlardan şikayet ediyorsunuz, kısın evdeki enerjinizi; kedi ve köpeğinize sarılarak, evde göğe göğe zıplayarak, kalın giysiler giyerek ve yulaflı yiyecekler yiyerek ısınmaya çalışınız!.." denilmiş. Hemen kamuoyundan ve hükümetten aşırı tepkiler gelince de, şaka yaptıklarını, özür dilediklerini açıklamışlar!..
Ulan bu Batılıların hiç kafası çalışmıyor yahu!.. Sarılacak kedi ve köpekten başka bir şey kalmadı mı kardeşim!? 'Karınıza, sevgilinize sarılın' veya bunlar yoksa, 'sokakta şey yapanlara filân sarılın' deseniz var ya, vallayi bu kadar tepki almazdınız!.. Siz işi bilmiyorsunuz ki!.. Neyse, bugün de yazımızı Cahit Sıtkı Tarancı'nın 1935'te yazdığı 'Madem Ki Vakit Akşam' şiiriyle bitirelim... (Ancak şunu belirteyim ki; rahmetli şair bugünlerde sağ olaydı eğer, bu acayip içki pahalılığında böyle bir şiiri nah yazardı!?)
"Madem ki vakit akşam/ Madem ne evim-barkım/ Ne de bir tek âşinam/ Açılsın gizli sofram/ Gelsin kadehte rakım/ Dostum, neşem ve şarkım/ Madem ki vakit akşam!.." Sakin KOŞAR.