BİRÇOK SÖZCÜĞÜ YANLIŞ YERDE KULLANIYORUZ !?
Son yıllarda iyice zıvanadan çıkan iktidar yanlısı bazı gazeteciler için, muhalif kesim "Yandaş, Yalaka, Yağdanlık" yakıştırmalarını yapıyorlar. Çok şükür özgür bir memlekette yaşadığımız içün, tabii ki herkesin eleştiri, düşüncesini açıklama özgürlüğü vardır da, bunları söylerken özellikle Türkçemizi ve Arapça-Farsça-İngilizce-Fransızcadan dilimize girmiş birçok sözcüğü de doğru yerde kullanarak bunu yapsınlar.
Mesalâ, (yok yok, Öz Türkçe olarak) Örneğin; bizi yetiştiren, büyüten birçok ebeveynimiz, "Mahrem" sözcüğünü hep yanlış anlamda kullanırlar!.. Bir kadının açık yeri için; "Şişşttt, oraya bakma, o namahremdir!" derler. Örneğin; oğluyla evli olan gelininin yatak sırlarını konuşanlar için; "Susun, o işler namahremdir!" derler. Burada kullanılması gereken doğru sözcük ise; 'Mahrem' dir.
Halbuki, Arapça bir sözcük olan 'Mahrem' demek: "Başkalarına söylenmeyen, gizli" anlamında bir sözcüktür!.. "Namahrem" ise bunun tam tersidir, yani mahremin tam karşıtıdır!.. Örneğin; 'Mağlup' sözcüğü 'Yenilgi' demek ya; "Namağlup" sözcüğünün de, 'Hiç Yenilmeyen' anlamında kullanılması gibi. Yani, tam karşıtı anlamında.
Yazımızın başına dönersek; bu gazeteci arkadaşlar için sıkça kullanılan "Yağdanlık" sözcüğü de doğru yerde kullanılmamaktadır!.. 'Yağdanlık' demek; "Makineleri yağlamakta kullanılan, ince, uzun bir borusu olan yağ kabı" demektir!.. O arkadaşların bu metal aletle bir alakaları yok ki!? Açılmayan kilitleri, gıcırdayan menteşeleri, sökülemeyen vidaları bu 'Yağdanlık' açmıyor ki? Ya bu işleri başaran nedir; bitkisel veya madenî 'YAĞLAR' dır!.. İnce dokusuyla o küfler ve dişlilerin arasına girip de, onları yumuşatan, gevşeten, kolayca açılmalarını ve dönmelerini sağlayan, esasen o yağlardır!.. O halde, bundan böyle bu arkadaşlara da 'Yağdanlık' değil, 'Patron Yağı. İktidar Yağı' dememiz daha doğru olmaz mı!?
Yine yaygın şekilde halk dilinde 'Motor' kelimesi çok yanlış yerlerde kullanılır!.. Örneğin bizimkiler; Traktöre de, Motosiklete de, Su Motoruna da, odun kesen El Hızarına da, hep "MOTUR" deyip geçerler!.. İyi de, 'Motur' dediğimizde biz bunların hangisini anlayacağız arkadaşlar!? Hani bu sözcüğü daha başka türlü yönlere çekenler de vardır da, bunlarla bizim gibilerin asla bir işi olamaz tabii!..
Kutsal dinimizin Üçüncü Halifesi olan Hz. Ali, özellikle 'Mahrem' olabilecek işlerden uzak durulması için bizlere şu sözünü kulağımıza küpe olması içün söylemiştir: "Eline, diline, beline mukayyet ol !.." Ama son yıllarda bu 'İktidar Yağı' olan arkadaşlarımız, hiç de elleri ve dillerine sahip olamaz hale geldiler!.. Her gün köşelerinde yazdıkları ve TV'lerde söylediklerinden, artık hepimize gına geldi!.. Örneğin; 31 Mart gecesi saat 05.00 sıralarında, İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı Binasına üç kurşun atılmış, ikisi binaya isabet etmiş. İktidar Yağı olan gazeteciler, bu olaya toptan ve Bremen Mızıkacıları gibi hep bir ağızdan "Faili Meçhul Olay" derlerken, ünlü gazeteci-yazar Yılmaz Özdil çıkıp şöyle demişti: "Bu olay faili meçhul değil, FAİLİ MEŞHUR bir olaydır!" demişti, hatırladınız mı?
Faruk Bildirici ve Fatih Çelik isimli iki gazeteci hiç üşenmemişler, "İktidarın En Gözde Gazetecileri" araştırmasını yapıp, isimlerini internetten yayınladılar, siz de açıp bakabilirsiniz!.. Vallahi ben uydurmadım, işte verdikleri isimler: İlk Üçe Girenler: "Zahit Sobacı, Serdar Karagöz ve Bahattin Duman." Sonra şu isimleri sıralamışlar: "Şebnem Bursalı, Belkis Kılıçkaya, Ünal Kaya, Hilal Kaplan, Taha Dağlı, Hakan Çelik, Zafer Şahin, Hande Fırat, Abdülkadir Selvi, Ahmet Hakan, Ayşe Böhürler!.." Bunlar içinden bazılarını 'Umre' ye bile götürmüşler ama, ayıp kaçar diye ben onları burada yazmıyorum!..
Siz, siz olun; sakın yazı ve konuşma dilinde bazı sözcükleri yanlış anlamlarda kullanmayın, tüm işlerinizde de, böyle 'Patron Yağlarını' kendinizden hep uzak tutun, e mi !? Sakin KOŞAR.