BİZ UYANDIK GARİ SAYIN BAKANIM !..

 

           BİZ UYANDIK GARİ SAYIN BAKANIM !..

"Hazine ve Maliye Bakanı sayın Nureddin Nebati demişti ya; "Şimdi gözlerinizi kapatıp uyuyun, 6 ay sonra her şey çok farklı olacak" demişti ya? Zati başka yapacak bir işimiz kalmadığı için, biz de gözlerimizi kapattık, -tıpkı ayıların 'Kış Uykusu' gibi- 6 aylık uykuya daldık, zamanın dolduğu şu günlerde uyandık!..

Evet, sayın Bakanımız çok haklıymış, gerçekten her şeyin çok farklı olduğunu kendi gözlerimizle görüp, kendi kulaklarımızla duyduk:                                                                                                                                                        ---Litresi 14,27 TL olan mazot ve benzinin litresi 29 TL'yi geçmiş!..                                                                                   ---Çeyrek altının fiyatı 1.198 TL, gram altın da 702 TL idi, bir uyandık ki; çeyrek altın 1.860 TL, gram altın ise 1.168 TL'ye fırlamış.                                                                                                                                  --- Doların fiyatı Ocak ayında 13,42 TL idi, şimdilerde 17, 39 TL'ye çıkmış!..

Bunları gördükten sonra, benim gibi 'uykuculardan' bazıları hemen semt pazarlarına ve marketlere koştuk!.. Etiketlere bakınca inanamadık; bir litre süt 23 TL, bir ekmek 4 TL, normal bir peynirin kilosu 136 TL, yumurta 2 TL, etin kilosu 175 TL, tavuğun kilosu 55 TL'ye fırlamış!.. 15 ile 20 TL'den aşağı meyve yok!.. Kadınlar, meyve tezgâhları önünden geçerken, çocuklarını adeta bir tehlikeden korur gibi, arkalarına saklayarak geçiyorlardı!.. Maazallah çocuğu muzları, kirazı bir görürse, hemen almasını isterler diye ödleri kopuyordu!..

Evet sayın Bakanım, dediğinizi yaptık, uyuduk-uyandık-gördük ki, artık yönettiğiniz bu ülke, bizim gibi emekli ve garibanlar için yaşanamaz bir hale getirilmiş!.. Biz sorumluların kim olduklarını hâlâ bilemiyoruz, yoksa 20 yıldır aynı iktidarı başımıza mı getirir dururduk!.. Şu esas sorumluların kimler olduğunu siz bari söyler misiniz sayın Bakanımız!?

Uykudan uyanınca gördüklerimiz sadece bununla kalsa iyiydi, ama şu "ev sahibi - kiracı" meselesine ne diyeceğiz!? Dün İstanbul'dan bir haber düştü, deniliyordu ki; "Kiracısından üç kat kira isteyen ev sahibi Şenel Tombul'u, kiracısı olan Hamza K. silahla öldürdü!.." 6 aylık uykudan sonra bunları da görmeye başladık sayın Bakanım, ya buna ne diyeceksiniz: Asgari ücretin iki-üç katı kira isteyen ev sahiplerine ne cevap vereceksiniz acaba?

Artık 'cep delik, cepken delik' haldeki bizler bunlarla uğraşırken, normal yaşamımızı bile sürdüremez, bazı müjdeli haberlere bile sevinemez olduk!.. Örneğin; bizim Almanya'daki gurur kaynaklarımız Prof. Dr. Özlem Türeci ile eşi Prof. Dr. Uğur Şahin, Covid-19 aşısından sonra 'Kanser' aşısını da bulmuşlar, bu habere ülke insanları olarak yeterince adapte olup da sevinemedik!.. Cübbeli Ahmet Hocamız da bu fahiş zamlardan çok mustarip, çok üzgünmüş, onun bu üzüntüsüne bile ortak olamadık, onunla birlikte mendiller dolusu gözyaşı döküp de ağlayamadık!.. Çıkmış bazı gazeteler, sağlık köşelerinde sanki en sevdiklerimize küfredercesine şu haberi ısrarla yayımlıyorlar: "Strese karşı her gün bolca SÜT içiniz, Anzer Balı yiyiniz!" diye yazıyorlar!.. Yahu, o balın ve sütün fiyatının kaç lira olduğunu biliyor musunuz, siz bizimle dalga mı geçiyor, kafa mı buluyorsunuz!? Biz bunlara bile yeterli tepkiyi gösteremedik!.." 

(Yukarıdaki yazım 16 Haziran 2022 günü yayımlanmıştı, şimdi 25 Eylül 2023... Bugünkü fiyatlarla bir kıyaslar mısınız şu yeni uykulu fiyatları sevgili dostlar!..)

Neyse, ben ihtiyar dallama yazarınız olarak geç de olsa, şu 6 aylık uykudan sonra, yine de hepinize 'Günaydın, İyi Sabahlar' demek istiyordum ama, bir altı ay daha uyumuşum!.. Kalktığımda ise tepelere çıkmış fiyatları da, bize bu 'Uykuyu' tavsiye eden Bakanımızı da ortalıkta göremedim!.. Sahi, nerelere gitti o sayın Bakanımız!? Neyse, yazımızı bizim deli Orhan Veli'nin "Yaşamak" adlı şiiriyle bitirelim bari, bu yazıya iyi gider:

"Biliyorum, kolay değil yaşamak/ Gönül verip türkü söylemek yâr üstüne/ Yıldız ışığında dolaşıp geceleri/ Gündüzleri Gün ışığında ısınmak/ Şöyle bir fırsat bulup yarım gün/ Yan gelebilmek Çamlıca Tepesi'ne/ -Bin türlü mavi akar Boğaz'dan-/ Her şeyi unutabilmek maviler içinde!..// Biliyorum, kolay değil yaşamak/ Ama işte/ Bir ölünün hâlâ yatağı sıcak/ Birinin saati işliyor kolunda/ Yaşamak kolay değil ya kardeşler/ Ölmek de değil/ Kolay değil bu dünyadan ayrılmak!.."                                Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI