O Soytarıya da 'Turist' ve 'Misafir' mi Diyeceğiz Yani !?

 

        O Soytarıya da 'Turist' ve 'Misafir' mi Diyeceğiz Yani !?

Herhalde çoğunuz 04 Mayıs 2021 tarihli bütün gazetelerimizde yer alan şu haberi okumuşsunuzdur: "Antalya'ya gelen Litvanya asıllı "İngiliz Turist Dmitrijs Solovjavs (34)" sokakta maskesiz, gömleksiz, ayağında sadece bir şortla gezerken, biri kadın iki Polisimiz tarafından durdurulup, maske takması için uyarıldı... Bu uyarıya aldırmayan turist, erkek Polisimize dönüp, bayan Polisimizi işaret ederek; 'Bunu beğendim, onu bana göndersene!' demiş... Erkek Polis biber gazını çıkarınca da, elindeki cep telefonu ile görüntülerini çekip, kendine ait sosyal medya hesabından yayına başlamış, Polisler de onu çekmişler, daha sonra da bu dallama turisti karakola götürmüşler" haber bu kadardı...

Hayret, bunu yapan bizlerden biri olsaydı neler olabilirdi acaba??? Herhalde; "Bu bir yabancı turist, buraya döviz bırakmaya gelmiş, böylelerinin bizim gibi ülkelerde dokunulmazlıkları var" diyerek, yasaların elverdiğince nezaketli davranıp, kılına dokunmadan mahkemeye sevk etmişlerdir, kim bilir? Öyle ya, bu zamanda bizim kendi vatan topraklarımızdaki evlerimizden dışarı çıkmamız yasak, gezmek yasak, denize girmek yasak, içki almak-satmak yasak ya!? Bu Coronavirüs denilen mikrobik hastalığı sadece bizler bulaştırıyoruz, turist hazretlerinde bu mikroplar bulunmuyor ve boş sokaklarımızda yularsız taylar gibi dolanıyorlar ya (!?)

Sizleri bilemem, ama ben haberi okuyunca epeyce yamuldum; tüylerim diken diken oldu, hani o dallama İngiliz turist önümde filân olsaydı var ya, yemin olsun hiçbir şansı yoktu!.. Polislerimiz çok iyi tahammül göstermişler, sabırlarına hayran oldum, kendilerini yürekten kutluyorum!.. Öyle ya; biri sizin yanınızdaki bayana bakıp, barbarca; "Bunu beğendim, onu bana gönderin!" deyince, bu ahlâksız teklife can dayanır mı dostlar!? Ulan Allah'ın dallaması İngiliz, sen kimsin!? Burası bir Muz Cumhuriyeti, sen de haremine kadın seçen bir Suudi Arabiyya Kralı mısın, nesin lan!?

Şu dış borçlarımızın gözü kör olsun!.. Üç kuruş döviz kazanacağız diye, bu şımarık İngiliz gibi turistlerin her pisliğine katlanıyoruz ya, işte bizler buna tahammül edemez olduk gari!.. Daha dün Yüce Atatürk'ümüzün sopayla kovduğu işgalciler değiller mi ulan bunlar!? Borçsa borç, bunların önünde bu kadar eğilmek biz Türklerin karakterine uyuyor mu!? Bence hiç uymuyor!.. Tez bu işe bir çare bulunsun, yeter ama yahu!..

Şimdi oturup da, bir de o Polis kızımızın psikolojik durumunu düşünün bakayım: Evli mi, çocukları var mı, nişanlısı mı var, yoksa bekâr mı, bilmiyoruz!? Adam kalkmış, pazardan mal seçer gibi işaret edip; "Bunu beğendim, bana gönderin!" diyebiliyor!.. Bu Türkiye Cumhuriyeti toprakları bir 'Köle Pazarı' mı ulan dallama turist!? O elindeki üç-beş Doları var ya, kıvırıp kıvırıp da münasip yerlerine sokmasını da biliriz biz de!.. Biliyorsunuz, zamanında yapmıştık, bir daha yaparız, ölümden ötesi mi var ulan!?

Fotoğraflarına bakıyorum, 'Harman yerinde dirgen yemediği' belli oluyordu!.. Böyle poktan adamlara sırf paraları için katlanmak mümkün mü!? Bu ahlâksızlar ekonomik durumumuzu düzeltecekse, eksik olsun!.. Çünkü bunların ne kendilerinden, ne paralarından, ne de insan kılıklı görünümlerinden hayır gelir!.. Görüldükleri yerde gereği derhal yapılmalıdır!.. Bir kadının hukukunu hiçe sayan adama, hukukun gereği mi yapılırmış!?

Bugün hiç olmadığım kadar sinirliyim, biraz ağız bozduysam eğer, değerli okuyucularımdan özür dilerim!.. Biraz da bunları 'yazana' değil de, 'yazdırana' bakmak yerinde olur sanırım!?

Yazıdaki öfkeli sözlerimizi bir Orhan Veli mısralarıyla bitirelim: 'Sokakta Giderken'...

"Sokakta giderken, kendi kendime/ Gülümsediğimin farkına vardığım zaman/ Beni 'deli' zannedeceklerini düşünüp/ Yine gülümsüyorum!.."           Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI