Özgün Türk Filmlerini Özledik !..
Yani doğal, bize özgü, katıksız, taklit olmayan, müziği-senaryosu-sanatçıları hep kendimize ait olan filmlerimizden bahsediyorum!.. Örneğin; Ahmet Mekin'in başrolde olduğu "Haram Lokma" filmi, Fikret Hakan'ın harika filmi "Toprağın Kanı" filmi, Hülya Koçyiğit ve Erol Taş'ın "Susuz Yaz" filmi, Yılmaz Güney'in şahaseri "Sürü" filmi, Şener Şen ve Uğur Yücel'in oyunculuk zirveleri olan "Eşkıya" filmi... bunlardan birkaçı...
Şimdi de duydum ki, son yılların en özgün filmlerinden olduğu söylenen, Meryem Uzerli'nin başrol oynadığı "KOVAN" filmi vizyona giriyormuş, sabırsızlıkla bekliyorum!.. Uluslararası festivallerde ödüller alan bu film; Almanya'dan bizim güzel ve doğa harikası Artvin İlimize gelip, burada yaptığı naturel 'Arıcılık' ile toplumda yer edinmeye çalışan doğa tutkunu güzel bir kadının öyküsünü anlatıyormuş...
Filmi daha görmedim ama, Artvin İlimizle ilgili bir film olur da, konusu arıcılık ve bal üretimi olur da, bu İlimizde bulunan sevimli 'Ayılarımız' da, umarım ki bu film sahnelerinde epeyce yer almışlardır? Aksi halde, Kamber'siz düğün olmayacağı gibi, işin içinde Artvin ve bal üretimi varsa, bu iş bizim sevimli Ayılarımız olmadan olur mu hiç?
Geçen yıl öğretmen emeklisi bir büyüğümüzün haberi vardı: Artvin'de arıcılık yapan öğretmen büyüğümüz, dağ evinde kendisini her gece ziyarete gelen Ayılar üzerinde bir deneme yapmak istemiş... Bir tabağa bol şeker yedirdiği arıların balını, bir tabağa 'Çiçek Balı', bir başka tabağa da 'Çam Balı' koymuş... Ayılar en önce çam balı olan tabağı bulup, yalaya yalaya yerlerde sürüdükten sonra, ikinci olarak çiçek balı olan tabağa yanaşmışlar, şeker balına hiç dokunmadan çekip gitmişler!..
İşte görüyorsunuz, Ayılar bile naturel (doğal) yiyecekleri bulup, onları tüketiyorlar!.. Ya bizler? Daha çok verim alalım, daha çok kazanalım diye, kendi yerel geleneklerimizi ve tohumlarımızı kaybettik, eloğlunun türettiği 'Piç' tohumları satın alarak, bütün 'Hibrit' sebze, meyve ve tahılları milletimize yedirmeye başladılar!.. Öyle hale geldik ki; zati balların çoğu sahte de; Buğdayı, Mercimeği, Pamuğu, Mısırı, Zeytinyağını, Patatesi, Ayçiçeğini ve hatta 'Samanı' bile ithal eder, dövizle satın alır hale geldik!..
Halbuki bizim bereketli Anadolu toprakları, özellikle 'Buğdayı' bütün dünyaya yayan ve öğreten topraklardı!.. Şimdilerde son çare olarak, başta bizim Muğla Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere, bazı Belediyelerimiz yerli tohum ıslâhı ve çoğaltılmasına çalışıyorlar!.. Cahilce uygulanan 'Tarım Politikaları' yüzünden bugünkü hale bizi düşürenler utansınlar!..
Neyse, bu konuda hepimiz çok dolu olduğumuz için konuyu yine nereden alıp, nerelere getirdik? Özgün filmlerimizi ziyadesiyle özledik!.. Son yıllarda TV dizileri bile sosyal hayattan iyice koptular, hiçbir halta yaramayan "Zengin Kız, Fakir Oğlan veya Zengin Oğlan, Fukara Kız" senaryolarına dayalı, gerçek ve doğal yaşamımızla zerre ilgisi olmayan 'Masa Başı' dört duvar arası filmler çekmeye başladılar, izlenme oranlarında da tabii ki dibe vurdular!.. Bazı diziler iki-üç bölüm sonrası hemen yayından kaldırıldı, dünya kadar zarar ettiler!..
İşte, "Kovan" adlı özgün ve ödüllü bir film gösterime girince, ben de duygu ve düşüncelerimi bu köşeye taşıdım, tabii ki patronun bize gazete köşesinde ayırdığı arsa payı kadar yazabiliyoruz!.. Çok yetenekli genç oyuncularımız var!.. Bunları özgün senaryolarda değerlendirip; yeni, doğal ve toplumsal filmler yapmalarını bekliyoruz!.. Bu konuda sürç-ü lisan eyledik isek de, affınızı bekliyoruz... Sakin KOŞAR...