19 MAYIS 1960 KONUŞMASI

19 MAYIS 1960 KONUŞMASI

 

19 Mayıs Gençlik Bayramı Milli Eğitim Bakanlığınca yasaklanmış olduğu için kutlanamamış, ancak  27 Mayıs Ihtilalinden sonra 26 Haziran 1960'da kutlama yapılabilmiş.

Demokrat Parti döneminde Vali Esat Kaya Ayman daha sonraki  R.Necdet Taşer'di

1959-1960 ders yılı ilk okula başladığım yıldı, Atatürk Ilkokuluna. O günleri hayal meyal hatirlayanlarimiz vardır. Ilk okul öğretmenimiz Feriha Gunsan'dı,eşi  Kocamustafendi Ilkokul Müdürü Osman Gunsan'di. Başöğretmenimiz Osman Kasapoğlu idi.  Kemal Akgüç, Tayyibe Cücen, Ali Ihsan Bey,Yerkesikli Şükrü Bey gibi öğretmenlerimiz vardı.

27 Mayıs 1960 Ihtilali olmuş,  Albay Alparslan Türkeş'in sesiyle, " Türk Silahlı Kuvvetleri devletin yönetimine el koymuştur. "  anons edilerek TRT  stüdyoları ele geçirilmiştir.

 Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes başkanlığında kabinesi görevden alınmış ve milli birlik komitesi  yönetimine el koymuştu.Ordu içindeki düşük rütbeli subaylardı, yönetime el koyan. Uzun süren mahkeme sonrasinda Başbakan Adnan Menderes, Dış Işleri Bakanı Fatin Zorlu ve Maliye Bakanı      Hasan Polatkan

 idamına karar verilmişti.

Bu sırada kurulan mahkemenin başkanı Salim Başol'dur. Cumhurbaşkanı Celal Bayar yaş haddinden dolayı   idam edilememişti.

Ahmet Selim Sarı'nın notları,

Ihtilal Senesi- 19 Mayıs kutlanmadı.

Ihtilalden sonra kutlandı şeklinde diye yazılmaktadır. Ahmet Selim Sarı'nın törendeki yaptığı konuşma metni  aşağıdaki gibidir.

Oradaki Konuşmam.

Ey Ulu Millet!

 

Sen o köşede ağlayan çocuk, istiklal harbinde kolunu kaybetmiş ihtiyar asker. Omuzlarında taşıdığı merminin izi silinmemiş ninem. Bu milletin efendisi köylü kardeş ve değerli büyükler sizi, Türk gençliğinin ruhundan gelen en derin hürmetle selâmlarım.

Ey asil millet! Bugün hepimizin benligindeki bambaşka duyguların coskunlugunda hayalimizdeki ufku bambaşka bir güneş aydınlatmakta Atatürk diyoruz, biz bu güneşe.

Karabulutlar sarmıştı Anadoluyu, karamsar düşüncelerin arasından bir güneş parladı. 

Sene 1919 Mayıs'in 19'zu duman sarmış dağ başlarını. Durmadan akan gümüş dereyi aydınlattı.

Bu doğuş Dünya tarihinde eşsiz zaferlerin sahibi Oğuzların, Cengizlerin torunları. Yokluklar içinde Çanakkaleyi yaratan Türk ulusunun Atatürk' e ilham ettiği hareketinin ilk basamağı idi.

Bundan sonra bizi cumhuriyete ulaştıran kongreler inönüler, sakaryalar, Dumlupinarlar müteakip yükseliş basamakları 7777 km2 alana kanımızla kemigimizle harç yaptık, temel attık.

Bunun üzerinde Atatürk devrimlerinden bir kaide, peşinden göklere tırmanan ve yetinmek bilmeyen hamlelerimiz yükselecek. Gayemiz ilim ve medeniyet alemlerine doğru olan yükselmemiz, muasır medeniyetler seviyesi üstüne çıkarmakta bu milletin gençliği olarak azimliyiz.

Bunu da sağlayacak olan beden ve ruh sporları gibi kafa sporlarında en yüce anlamda varlığını da geliştiren en ileri ulus Türk idealine bağlı olan Atatürk Gençliğidir. 

Çünkü gençlik olarak Atatürk Prensiplerinden ayrılmayacağız. Zaferimiz henüz tam değildir. Dah çok şeyler yapmak mecburiyetinde ce azmindeyiz.

Eğer hastalığımızı kökünden tedavi etmezsek mücadelemiz boşuna gider. Kara günlerin geri dönmemesi için uygar ve çağdaş bir Türkiye bulunduğuna bütün cihana isbat etmeliyiz. Ancak medeni bir millet olarak yaşayabiliriz.

19 Mayıs gençliği olarak bunlardan çıkardığımız netice şudur. Cumhuriyet devrimlerini yaşatmak, uzay çağına girmemizi sağlayacak yeni ekonomi ve kültür devrimleri yaratmaktır.

Dünya uygarlığının atası Türk ulusu behemehal en önde ve en ileride olmalıdır. Parolası Atatürk Bayrağı olarak yıldan yıla çağdan çağa akıp gidecektir. 

Ayrıca çağdaş insanlık alemine katılmak yolundaki bu yeni fikir ve yeni hayat savaşımızı engel olmak isteyenleri feda etmektir.

Tekrar edelim Atatürk güneşinin aydınlattığı yolda yürümeğe kararlıyız.

Işte misali 27 Mayıs bize 19 Mayıs bayramını yaptirmayanlara  Atatürk inkılaplarının çiğneyerek onun gösterdiği yoldan milletini çevirmek isteyenlere karşı bir inkılap.

Bu inkılap ki, Dünyada eşine rastlanmayacak kadar azametli.

Kudretini ihtirastan değil milletten alan, zulme değil adalete dayanan bir inkilap.

Ve arkasından ikinci cumhuriyet 19 Mayıs

gençliği girdiği milli birlik  ve 2. Cumhuriyet hayatının bütün kaynaklarını en sarp sarp dağ başlarındaki köylere varana kadar götürmeye azimli ülküsüdür.

Bu gün milletler insanlık tarihiyle başlayan evrensel bir koşunun atletleridir. Nesillerin devam ettirdiği ve kıyamete dek devam edecek bir yarış. Yarışı terk eden millet tarihin derinliklerinde kaybolur.

Şuna inanmak lazım ki, bugün çok gerideyiz. Fakat biz de gülleyi taşla tüfeği sopayla karşı koymuş bir ecdadın imanı var.

19 Mayıs gençleri tam ve kesin bir ülküye ulaşmaya kadar çalışmak, yoruluncaya kadar çalışmak. Hatta dava yolunda amaç uğrunda ölünceye kadar çalışmak ülküsundedir.

Vaadlerimizi yerine getireceğiz gençliğe inanıyoruz. Bakın Atatürk bu yolda nasıl haykırıyor..

" Her hangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey kendisi için değil kendinden sonra gelenler için

çalışmaktır. Makul bir adam ancak bu suretle hareket edebilir. 

 

Ahmet Selim Sarı (devam )

Hayatta tam zevk ve saadet ancak gelecek nesillerin varlığı şerefi için çalışmakla bulunabilir. "

Bir insan öyle hareket eder ki, benden sonra gelecekler böyle bir ruhla çalıştığımı farkeder mi? Diye düşünmelidir.  Hayatta en mesut olanlar hizmetlerinin bütün millerlerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır.

Atatürk amaçlarına inanmış ve ona aşık Türk gençliği gericilikleri yene  yene yok ede ede Misak-i milli Türkiyesini Cennet Türkiye idealine ulaşacaktır.

Ey asil millet, çalış ve yüksel.

Başarılarının sonsuzluğunu da seni omuzlarında taşıyacak bir gençliğin var.

Ne mutlu kendini her şeyiyle bu millete verene.

Ne mutlu Türküm diyene.

Ahmet Selim Sarı.

Bu yazıyı hazırlarken benzeri bir yazıdan faydalandığımı hatırlıyorum.

Bu yazıyı hazırlarken Öğretmen Evindeki  ağabeylerime sordum, hatırlayan olmadı.

Internette baktım, inceledim, Muğla'daki törenle  ile ilgili bilgi bulamadım.

O günlere ait bilgisi olan varsa, yazarlarsa öğrenmiş olacağız.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI