GÖK BİLİMİ ÇALIŞMALARI


Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden Prof. Dr.Hüseyin Gazi Topdemir'in Bilim ve Teknik Dergisinin Ocak 2025 sayısında " Antik Yunan Döneminde Gökyüzü " makalesi vardı, yazıma konu olan.

" Eski Yunanlılar Mezopotamyalılar mirası devraldı ve bu mirası geliştirme yoluna gitti. Bu konuda  başarılı olan Aristotales olmuş. Düşüncelerinde iki hususu görürüz. Birincisi, olup bitenleri tamamen doğa olayları ve yasaları ile açıklama girişimi,  ikincisi ise Yer'in küre şeklinde olduğu kabulü.

Ay tutulması esnasında Yer'in Ay'ın üzerine düşen gölgesinin daima yuvarlak olduğunu farkeden Aristotoles, bunun ancak Yer'in bir küre biçiminde olabileceğini anlamıştı. Ö zamandan beri Yer'in küre şeklinde olduğun

u bilen Yunanlılar, gökyüzünün de küresel olduğuna ilişkin düşünceler geliştirdiler. Her zaman gök kürenin yalnızca yarısını gördüklerine göre, Yer de onun tam merkezinde olmalıydı. Böylece merkezinde küresel Yer'in bulunduğu bir evren.

Aristoteles kişisel gözlemlerini ve felsefi birikimini de dahil ederek, Isaac Newton (1643-1727)  zamanında bile Cambridge'de okutulmakta olan, gökyüzüne ilişkin kapsamlı bir kuram oluşturdu. Evreni dikkatli gözlemleyen Aristoteles, evrenin merkezinden başlayarak Ay'a kadar uzanan bölge ile Ay'ın ötesindeki bölgenin birbirlerine benzemediklerini dikkate aldı ve gerekçeler tamamen algısal olsa da evreni, yapısında değişimin söz konusu olduğu merkezden Ay'a kadar olan "yersel  bölge "  ve yapısında değişimin olmadığı Ay'dan sabit yıldızlara kadar olan "göksel bölge " diye ikiye ayrıldı.

Merkezinde Yer   kürenin olduğu yersel bölge su,hava ve ateş kürelerinden oluşmaktaydı.

Aristoles'e göre nesneler bu unsurların değişen oranlarda karışımından meydana geldiğinden, serbest bırakılan bir nesne, kendisini oluşturan unsura doğru düz bir doğrultuda hareket ediyor. Esası toprak olan taşın Yer'in merkezine doğru, esasını ateşin oluşturduğu alevin ise merkezden öteye düz bir çizgi boyunca hareket etmesinin nedeni de buydu. Ateş kürenin hemen ötesinde, hareketlerin döngüsel olduğu ve bu nedenle maddenin özünde bir değişimin oluşmadığı göksel bölge  başlıyor.

Gökyüzünün sınırında ise birbirlerine göre konumları asla değişmediği için "sabit" şeklinde adlandırılan, sayısız yıldızın bulunduğu bir küre vardı. Sabit olmayan yıldızların sayısı sadece yediydi. Yer'den başlayarak Ay, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn.

Bunlar arka planı oluşturan sabit yıldızların aksine gökyüzünde hareket ettikleri için "gezginler" yani "gezegen" olarak adlandırılmışlardır. Bu kuram o dönem insanların evrene dair sorularını yanıtlıyor gibi görünüyordu. Mesela gezegenler, yasaların geçerli olduğu bir evrende hangi yasaya göre hareket ediyordu?  Hareketleri göründüğü gibi hep düzenli miydi? Bu türden çok sayıda soru gündemdeydi. "

Gökyüzü ile ilk çalışmaları ele alan bu yazıda "Antik Yunan Döneminde " Muğla Üniversitesi'nden Prof.Dr. Hüseyin Gazi Topdemir o çağda yapılan bilimsel çalışmaları ele almıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI