Hollanda günlerimizin sonuna geliyorduk. Cuma günü Ayşegül'ün çalıştığı firmadan Ayşegül'e verilen arabayı almaya geldiler. Ayşegül'ün firması firmaya gidiş gelişleri için vermişti.
Aynı gün yeni arabalarını yani Tesla'yı teslim alacaklardı. Öğleden sonra Serhan'ın çalıştığı ASML'den iki arkadaşı ile arabayı almaya gittiler, Utrecht 'e. Tesla marka arabası olan arkadaş ve bir başka arkadaşı ile gittiler. Arabayı almışlar, arkadaşı kullanarak getirmiş, evin karşısındaki otoparka bırakmışlar, arabayı. Evden biz de gördük.
Türkiye'deki satılan Tesla'nın bir küçük modeli,
33.000 Euro. Yarısını peşin yatırmışlar, yarısını da taksitle ödeyecekler.
Bir de fotoğraf çekmiş Serhan arabasının başında, yazıda verdiğim.
Pazar sabahı Ayşegül'ün kullandığı arabayla Amsterdam Schiphol Havaalanına gittik.
Bu havaalanıyla ilgili 2.Dünya Savaşı sırasında Hollanda'yı işgal eden Alman askerleri, tuttukları Hollandalıları Schiphol'u söyleterek bulurlarmış. Almanlar Schiphol( Şipol) diye telaffuz ediyor, Hollandalılar ise Schiphol (Şikipol) diye.
Ayşegül ve Serhan bizi havaalanına bırakıp, Ayşegül'ün annesi Emine Hanım ile İsmet Bey uçaktalardı, biz Amsterdam'a gelirken.
İki gün sonra Amerika Birleşik Devletlerine uçacaklardı. Çünkü ABD'de üniversitede hoca olan ailenin büyük oğlu Onur vardı. Onur ve ABD'li eşi Kiersten Boston Üniversitesi'nde hoca. Kiersten ve Onur'un ikinci çocukları olmuştu. Birincisi kız, Elif Diana, bu defa erkek Rafi Ayaz dünyaya gelmişti.
Direkt ABD'ye uçmamak için, hem de çocuklarını görmek için Altındağ çifti, bu yolu seçmişti. Hesaplanandan bir kaç önce gelmişti, bebek. İki gün sonra ABD'ye uçtular, Altındağ'lar.
İzmir'de bizi Ayşegül ile Tamer karşıladı, Gaziemir'deki evlerine döndük. Eşimin amcası İsmail Hakkı Şakar'in oğlu Hakan ile benim ağabeyim Mustafa Sapmaz'ın kızı Emel'in oğulları Batuhan ve Bahar'ın kızları Beren olmuştu, bir ay kadar önce. Onlara ziyarete gittik. Güzel bir akşam geçirmiştik. Ziyarete gittiğimizde Pelin ve Muammer Şakar da önceden gelmişler ve Muammer kardeşi Ayşegül için park edecek yer bulmuştu.
Tamer Sunay, bizimle birlikte gelmemiş soğuk algınlığını hissettiği için.
Cuma günü kahvaltıdan sonra çıktık yola. Tamer bizi Muğla'da bırakıp Marmaris Marinaya geçti, kayığına bakmak için. Hava fırtınalı olduğu için döndü, İzmir'e.
Böylece bir seyahat işini tamamlamış olduk.