1 Haziran 2025 günü Cumhuriyet Gazetesi'nin Pazar Ekinin 2.sayfasında "Dairesel Flora" köşesinde Ayça Ceylan "Rüzgâr Şimdi Nereden Esecek?" yazısı vardı.
Climatic Change dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, Ortadoğu'da rüzgar desenlerinin 2070 yılına kadar ciddi değişiklikler göstereceğini ortaya koyuyor. Bu durum, türbin verimliliğinden enerji politikalarına kadar pek çok alanda stratejik dönüşümü zorunlu kılıyor.
Küresel ısınmanın gezegen üzerindeki etkileri yalnızca buzulların erimesi veya deniz seviyesinin yükselmesiyle sınırlı değil. Atmosferin hareketlerini düzenleyen temel dinamikler de ciddi biçimde değişiyor. Özellikle rüzgar örüntülerinde yaşanan değişimler, enerji sektöründe önemli dalgalanmalara yol açabilir Ortadoğu gibi iklimsel açıdan kırılgan bir bölgede ise bu tür değişimler, yenilenebilir enerji yatırımlarını ve stratejik planlamaları yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor.
Geçen günlerde uluslararası dergide Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü ile Kudüs İbrani Üniversitesinin ortak çalışması 2070 yılına kadar Ortadoğu' daki rüzgar desenlerinde çarpıcı değişimler yaşanabileceğini öne sürüyor.
Yaz aylarında kıyı bölgelerinde yüzey rüzgarlarının saniyede 0,7 metreye kadar artış gösterebileceğini öte yandan rüzgar türbinlerinin çalıştığı 150 metre seviyesinde ise rüzgar hızlarının saatte bir metre olmak üzere belirgin bu yavaşlama olacağını öngörüyor.
Bu durum, var olan türbin teknolojilerinin verimliliğini doğrudan tehdit edebilir. Araştırma, bu üst seviye rüzgar azalmasına sebep olabilir. Böyle bir verimlilik kaybı, yenilenebilir enerji planlaması ve altyapı yatırımları açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
Araştırma kapsamında günün her saatinde, en yüksek ortalama potansiyel rüzgar enerjisi 70 GJ ile Kuzey Kızıldeniz üzerinde simule edildi.
Nil Deltası'nın güneyindeki bölgeler, Ürdün'ün doğusu, Golan Tepeleri ve Huora Dağları civarı, günün büyük bölümünde barındırdığı potansiyel rüzgar enerjisi değerleriyle dikkat çekmekte ve rüzgar enerjisi değerleriyle dikkat çekmekte, rüzgar enerjisi üretimi için uygun bölgelerdir. Ölü Deniz çevresi ve Judean Dağları'nın yakın çevresi de yaz aylarında olağanüstü yüksek potansiyele sahip bölgeler arasında yer alıyor.
Ortadoğu ülkeleri, uzun yıllar boyunca fosil yakıtlara dayalı olarak yürüttükleri ekonomilerini dönüştürmek amacıyla son yıllarda yenilenebilir enerjiye yöneldi. Suudi Arabistan,Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün gibi ülkeler rüzgar ve güneş enerjisi projeleriyle dikkat çekiyor. İklim krizine karşı geliştirilen çözümlerin de iklim değişikliğinden etkilenebileceğini gösteriyor.
Yenilenebilir enerji, iklim değişikliğine karşı en güçlü araçlardan biri olarak görülüyor. Rüzgâr santralları, orta vadede esmeyen rüzgarlar karşısında çaresiz kalmamalı.
Ortadoğu' nun enerji stratejileri, sırf bugünün değil yarının iklim gerçeklerine de yanıt verebilecek esneklikte kurulmalı. Çünkü artık yalnızca "Ne kadar rüzgar potansiyelimiz var? " değil "Gelecekte nereden ve nasıl esecek" sorusuna da yanıt vermek zorundayız.
Enerjiyi tasarruflu kullanmalıyız, harcarken de çok düşünmeliyiz.