CUMHURİYETİN KURULUŞ FELSEFESİNE MEYDAN OKUMA
Pkk'nın kendini tasfiye etme kararı ile silah bıraktı haberleri tam bir safsata ve göz boyamadır.
PKK denen örgüt ,sadece Türkiye sınırları içinde olmayıp, İran'ın doğusu,kuzey Irak ve Suriye'de uzantısı olan bir örgüttür. Suriye'de hali hazırda PKK'nın uzantısı Ypg-Pyd'nin, ABD tarafından eğitilmiş 85 bin kişilik silahlı ordusu mevcuttur.
Bu uzantılar silah bırakmadan, sadece PKK'nın silah bıraktığı algısı yaratılmaktadır ve bu bir Akp illüzyonudur.
PKK, asıl niyetini, Misak-ı milli sınırlarımızın çoğunluğunun çizildiği Lozan antlaşması'nı tartışmaya açarak Atatürk''ü ve Lozan Antlaşması'nı hedef alarak göstermektedir.
Bugün Lozan Antlaşması'nı tartışmaya açan zihniyetin, yarın sınırlarımızın yeniden çizilmesini gündeme getireceği gün gibi aşikardır.Emperyalist müdahalenin boyutunu da, nasıl bir anlaşma yapıldığını da bilmiyoruz.Burası herkes için muammadır.Duvarın arkasını göremiyoruz, ancak atılan adımlardan zincirin baklalarını birleştirerek sonuç çıkartıyoruz.Bir soru da şu;
PKK kendini feshettiğini açıklarken Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni dolaylı olarak tanımadığını; Lozan Antlaşmasını kabul etmediğini; T. C. Devleti'nin Kürtlere soykırım yaptığını söyledi.
Eğer Hükümet bu metni resmi olarak reddetmezse TC Devleti kendini yok saymış ve Kürtlere soykırım yaptığını kabul etmiş olmaz mı?
Barış ve terörsüz Türkiye gibi kavramlar kullanılarak, tezgahlanan bu oyunun nihai hedefi, Türkiye'nin üniter yapısını bozmaya yöneliktir.
Sürecin barış ve demokrasi getireceği beklentisi de halk nezdinde çok düşüktür.
Mutlak diktatörlüğün kıyısına gelmiş bir ülkede, zorbalığı artan bu iktidar mı getirecek barış ortamını?
Demokrasinin olmadığı yerde barış mı olur?
Ülkede en güçlü cumhurbaşkanı adayının düzmece gerekçelerle tutuklandığı, iktidarın tam otoriterleşme girişiminin bir halk hareketiyle engellendiği koşullarda barış, demokrasi ve özgürlük konusunda iktidar cephesinin samimi olmayacağı herkes tarafından bilinmektedir.
AKP açısından her bir plan son tahlilde iktidarını sağlamlaştırma hedefine odaklıdır.
Kürt sorunu Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü içinde, şeffaf, demokratik yöntemlerle ve parlamentoda çözülmelidir.
Yani bütün Türkiye'nin çözüme evet demesi gereken ve evet dediğinde gerçekten çözümün ortaya çıkacağı bir meseleyi cumhuriyet ile derdi olan kesimler konuşuyor ve önümüze koyuyor.
Faturanın Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna çıkarılmasına itirazım var.
Erken seçim sonrası yenilenmiş bir TBMM yapısıdır bu meseleyi çözecek olan..
Halk desteği kalmayan cumhur ittifakı değil.