YAŞAMIN PARMAK İZLERİ

 YAŞAMIN  PARMAK  İZLERİ

                         Kasım ayı başında ''Mor Umut Salkımları'' adlı şiir kitabını tanıttığım sevgili öğretmen arkadaşımız şair-yazar Yasemin Evren, iki hafta önce de sıcağı sıcağına yeni çıkan anı türü kitabını sağ olsun adresime '' Sevgi bir çiçekse eğer, adı Yasemin olsun ve tüm Evren'e dolsun.Değerli dost Turgay Mutlu'ya saygılarımla'' diye imzalayıp yollamış. Anı yüklü kitabını zevkle severek okudum. Ülkemizde çağdaş, aydın okumuş kadının bir örneği olan Yasemin Evren, Anadolu'daki höyüklerden adını alan köylerde stajyer öğretmenliğinin yanı sıra eğitim öğrenim konularında asli görevini başarıyla tamamlayarak emekli olmuştur. Şimdi de köşe yazıları ve kitaplarıyla da bilgi üretmeye devam etmektedir. Yaşantısında hayata dair ne varsa çocukluğundan başlayarak günümüze kadar olan biteni sıralı olarak bu güzel kitabında yer vermiş. Klaros Yayınevi tarafından basımı yapılan ''Yaşamın Parmak İzleri'' adlı kitabını, özellikle anı türünü seven kitapseverlere okumalarını tavsiye ediyorum. Mutlaka okuyunuz. Ders alacağımız konu ve olaylar var.

                   ''Koronalı günler bana kendimi dinleme fırsatı verdi. Evde yalnız yalnız düşünürken hesaplaştım geçmişimle. Yaralarımı kanattım biraz. Öfkelerimi bastırmaya çalıştım. Neleri eksik yaptığımı düşünürken, kendime hiç özen göstermediğimi fark ettim. Çocuklarımın zaman zaman 'başkalarının çocuklarıyla bizden fazla ilgilendin. Hatta onları bizden daha fazla sevdin' sözleri çınladı kulaklarımda. İçimden bir yerlere kızgın yağlar döktüler sanki. ' Olur mu be yavrucuğum, hiç insan kendi çocuğundan çok sever mi başkasının çocuğunu? Öğretmenlik böyle bir meslek. Çocuğun dünyasına giremezsen yeterince verimli olamazsın. Özveri ister, sabır ister' diyemedim.'' Yazarımız kitabın önsözünde duygularının bir kısmını böyle anlatmış. Hüzünlenmemek  elde değil. Gerçekten öğretmenlik özveri isteyen kutsal bir meslek. Kitabı okurken ilk, orta ve lisedeki öğretmenlerim bir bir gözlerimin önünden geldi geçti. Hayatta olanlara uzun ömürler, vefat edenlere rahmetler diliyorum.

          Kitabın tanıtımı için sunum yazısı yazan Hacettepe Üniversitesi -Akademisyen Okan Alay'ın arka kapak yazısından alıntı:

             Söz uçar. Yazı kalsın diye hoş bir seda işte.'' Önce söz vardı'' der insanlık deneyimi. Söz ve tabii ki ses ve ardından yazı.Sözün yazıyla buluşup, kağıtla, kitapla ve günümüzde ayrıca dijital olanla bir'den çıkıp binlerce kalbe, zihne değmesi, onda duygu ve düşünce olarak yansıması başlı başına önemlidir. Söz uçar, yazı kalır'dı, değil mi? Ve insan şu gök kubbe altında bir hoş seda bırakmak ister, değil mi? Şiirle, öyküyle, denemeyle, anılarla, yazılarla, kitaplarla.İnsan üretmek demektir, var etmek, paylaşmak, geçip giden zamana karşı eserleriyle bir iz, bir ses bırakmak ister. Bir iken bin, milyon, milyar olup devr-i daim etmek ister. Söz ve yazının kadim tarihinde şairler, yazarlar, düşünürler ve dahi kendi halinde insanlar, aslında zamanın uçuculuğu karşısında yazıyla kalıcılık sağlamıştır. Sahi niye yazıyoruz? Niye okuyoruz? Niye paylaşıyoruz? Çünkü; birbirimizin devamı, tamamlayıcısı ve aslında ne kadar farklı olsak da büyük gerçeklik içinde birbirimizin aynasıyız ki!

 


YAZARIN DİĞER YAZILARI