YURDUMUZDA KADINA UYGULANAN SŞİDDET

                                     YURDUMUZDA KADINA UYGULANAN SŞİDDET

       Yurdumuzda kadına şiddet son günlerde Sıla Şentürk cinayeti ile yeniden gündeme geldi. Çok üzgünüm ki bu cinayet ilk değil ve son da olmayacaktır.

      Bizler balık hafızalıyız ne yazık ki çabuk unutuyoruz. Şöyle bir araştırdım, 2021 yılında 280 kadın öldürüldü, 217 kadının ölümü ise şüpheli bulundu. 2020 yılında 300 kadın öldürüldü. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) 2019 yılı verilerine göre kadına yönelik şiddet olaylarının yaygın olduğu ülkeler arasında Türkiye'de var. Cinsiyet ayrımcılığının en fazla olduğu ülkeler arasında Türkiye 129 ülke arasında 26. Sırada yer alıyor.  2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda ise 156 ülke arasında 133 . sırada yer aldı. Bazı istatistiklere göre son yıllarda kadın cinayetleri dört kat, İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasından sonra ise bu sayı daha da artmıştır. Bu rakamlar hem üzücü hem korkutucudur.

    14 Şubat'ta da kasabamızda yaşayan Pınar Gültekin'in vahşice öldürülmesinin davası vardı ve yine karara bağlanamadan ertelendi. Yine kasabamızda genç bir kızımız işvereni olan bir kaptan tarafından taciz edildi.

     Önce şiddet ne demek onu anlamaya çalışalım. Şiddet, bir hareketin bir gücün derecesi, yeğinlik; sertlik, karşıt görüşte olanları inandırma ve uzlaşma yerine kaba kuvvet kullanma; duygu ve davranışta aşırılık demektir. Şiddet, yaşamın her alanında karşılaşabildiğimiz, güç ve baskı uygulayarak, insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel ve toplu hareketlerin tümüdür.

       Kadına yönelik şiddet ise, tehdit, dayatma ve kontrol kullanarak, kadın üzerinde baskı ve üstünlük kurmayı hedeflemektedir. Kadının haklarını ihlal eden her türlü eylem kadına yönelik şiddettir.  Yaşamın her alanında ve anında görebileceğimiz erkek egemenliği bu şiddetin kaynağını oluşturmaktadır. Erkek tarafından uygulanan şiddet, çocuklara da hem fiziksel hem ruhsal zarar vermektedir.

    KADINA YÖNEKLİK ŞİDDETİN TÜRLERİ

    FİZİKSEL ŞİDDET: Vurma, yumruklama, itme, tokat atma, ısırma, yakma, silahla yaralama, kesme ve tedavinin engellenmesi.

     SÖZEL ŞİDDET: Küfür etme, hakaret, bağırma, aşağılama, yıkıcı eleştirilerde bulunma, alay etme, emir verme.

     CİNSEL ŞİDDET: Tecavüz, istenmeyen davranış ve eylemlere zorlama, cinsel organlara zarar verme, cinsiyetinden dolayı aşağılama, doğum veya kürtaja zorlama, cinsel ilişki sırasında zor ve güç kullanma.

     DUYGUSAL ŞİDDET: Arkadaşlarıyla, akrabalarıyla görüşmesine yasaklar getirme, evden çıkmasına engel olma, baskı uygulama, tehdit etme, intihar etmekle tehdit etme, küsme, takip etme, değersiz hissettirme, fiziksel bir etki olmadan uygulanan ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyen davranış ve yaklaşımlardır.

     EKONOMİK ŞİDDET: Zorla çalıştırma veya çalışmasına engel olma, para vermemek, parayı kullanarak aşağılamaya çalışma, devamlı hesap sorma, borçlanmaya zorlamak, ekonomik baskıya yönelik her türlü davranış.

            KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENLERİ

     *Namus, töre,

*Toplumsal ilişkiler, ailede ve toplumda kadına verilen daha düşük değer,

*Bireysel ve biyolojik etkenler,

*Yakın ilişkilerde sorunlar,

*Kültürel olarak erkek egemen toplumlarda iki cinsiyet arasında eşit olmayan ilişkileri sürdürmek için baskı aracı olarak kullanma,

*Cinsel kimlik ve erkek otoritesi,

*Hızlı sosyal değişimler, yoksulluk,

*Toplumsal cinsiyet eşitsizlik, ekonomik eşitsizlikler,

*Eşitsizlikleri körükleyen politikalar, yasaların uygulanmasındaki yetersizlikler,

*Yasaların uygulanmasındaki yetersizlikler.

               ŞİDDET DÖNGÜSÜ

     Şiddet genellikle bir döngü içerisinde seyretmektedir. Oluşan bu döngü kadını önlem almasını engellemekte ve geciktirmektedir. Şiddet döngüsü genel olarak üç aşamada seyreder. İlk aşamada erkek ufak şeylerden kavga yaratır, kıskançlık gösterir, stres ve gerilime neden olarak duygusal şiddet uygular. İkinci aşamada erkek öfkesini kontrol edemez duruma gelir, fiziksel şiddete geçer. Hemen sonrasında da davranışlarına bahane bulmaya başlar. Üçüncü aşamada erkek yaptığından dolayı pişmanlık duyduğunu gösterir ve özür diler. Kadının gönlünü almaya çalışır, değişmek istediğini, bunun tekrarlanmayacağını söyler. Bu durum gerilimin tekrar artmasına kadar sürer. Sonrasında döngü başa gelerek kendini tekrar eder.

       BU DURUMDA KADIN NE YAPMALI?

      Doğrudan Cumhuriyet Savcılığı nezdinde şikayetçi olabileceği gibi, İl, İlçe ve Sosyal Hizmet Müdürlükleri, belediyelerin ve baroların Kadın Dayanışma Merkezleri, Mor Çatı gibi çeşitli kadın örgütlerinden yardım isteyebilir veya alo 183'ü arayabilir.

      Bence en önemlisi kadının bilinçlenmesi, kendinin ve haklarının farkına varması, kendine ve kendi değerlerine saygı duyması, ekonomik özgürlüğünün olması, kendi ayaklarının üzerinde durmasıdır. Nazım'ın dediği gibi, "Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak/ kabahat senin/ -demeğe dilim varmıyor ama- kabahatin çoğu senin canım kardeşim."

      Kendimize saygı duymazsak kimse bize saygı duymaz, haklarımızı bilip kullanmazsak hakkımızı aramazsak kimse bize altın tepside hakkımızı vermez. Biz kadınlar olarak haklarımızın neler olduğunu bilip, sonuna kadar savunmalıyız.

     Tüm insanların eşit, birbirlerinin haklarına saygılı, barış, özgürlük dolu yarınlar en büyük dileğimizdir. Kadınlarımız erkeklerin yanında, el ele, gönül gönüle, omuz omuza olmalıdır.

AYŞE ÖZ 

 

 

   

  

 

    

YAZARIN DİĞER YAZILARI