FRANKO İLE KONUŞTUM
Bahattin Uyar
Ömrü boyunca hiç anayasa kullanmadı. .Sordum kendisine :
- Neden?.
-Bıraktım , dedi.
-Sigarayı mı? Dedim.
-Sigarayı bırakmam, dedi.
-Sigaranın zararlı olduğunu bilmiyor musunuz? dedim.
-Biliyorum ama, “anayasa” daha zararlı.
-Anayasasız devlet olur mu? Hem, devleti anayasasız nasıl yönetiyorsunuz?
-Bal gibi yönetiyorum.36 yıl yönettim. Tıs çıkmadı.
-Muhalif partilerin eleştirilerinden çekinmiyor musunuz ?
-Muhalif mi? O da ne demek ?
-Yani efendim icraatınıza bir şey demiyorlar mı?
- Sıkıyorsa desinler. Ben onları bahçemde yeşertmem.
-Yeşertmez misin? ,anlayamadım.
- Onlar ayrık otu gibidir, 36 yıl hükümdarlık yaptım, Hiçbir muhalifi sarayımın bahçesinde barındırmadım. Girenin filizlerini koparır dururum.
-Meclis ne diyor bu yönteminize?
-Babam aldırmazdı ama , Annem koyu bir katoliktir, böyle lafları hiç sevmez.
-Aile meclisi demedim, “Milletin meclisi” dedim. Mesela Türkiye Büyük Millet Meclisi var ya onun gibi bir şey.
-Geç bu lafları, geç . Milletin meclisi olmaz. Onunla zaten hiç tanışmadık.
-Yani efendim siyasi Partiler vardır, mecliste iktidarı eleştirirler. Tartışmalar olur?
-Siyasi parti mi dediniz ? Bizde siyasi Parti yok. Benim dediğimi yapar. O kadar. Senin anlayacağın parti de ne oluyor? Her şey bende biter. Partiye ne gerek var. Ben tek başıma bütün partileri temsil ederim.
-Basın ne diyor icraatınıza?
-Bizde basın yoktur. Ben” BASIN” dedim mi basarlar.
-Ben“basmayın” dersem onlar basarsa, öyle devlet olur mu? Hem canım, ben meydanı boş bırakmam ki…Adamlarım gereğini yaparlar.
- Ne yaparlar?
(elini gırtlağına yaklaştırarak)
-Gık…
- O ne demek?
-Öyle sustururum ki “gık” çıkaramazlar, demek.
Gözlerimi açtım, kan ter içindeyim. Giyindim, çarşıya çıktım. Tam Sokağın köşesinde karşıma Bizimki çıkmaz mı? Ona,” Franko diye birini rüyamda gördüm. Tanır mısın? Dedim.” Ben “onun kitabını okuyorum.” Demez mi?
. “sigarayı bırakmam anayasayı bırakırım” diyor. Böyle devlet adamı olur mu? İspanya’da Meclis, partiler, basın, muhalefet yokmuş. Dedim. Şaşırdı.
”Ne var bunda” dedi. Bir şey yokmuş…Sonra kulağıma eğildi :
“Ağzını açma gebertirim,” dedi. Esneyerek uyandım.
Titreyerek ağzımı yokladım. Açık kalmış, kapadım.