ÇOK ACI BİR KAYIP :
ÖĞRETMEN HASAN SERDAR
Yazan :Bahattin Uyar
Öğretmen olarak benden sonra geldi Muğla’ya… Aslen Muğlalıydı…Yerkesik bucağından…Gelir gelmez şavkı vurdu çevresine. Güzel sesiyle bir saygınlık dağıttı hemşerilerine. Erkek sesinin kalını ile Türküler söylüyordu. Hele bir Türküsü vardı ki o türküye, tam olarak tüm kişiliğinin damgasını vurmuştu. Kiziroğlu Türküsü. Karslı bir aşık olan Murat Çobanoğlu’nun meşhur ettiği Kiziroğlu Türküsünü Muğla’da tanıtan Müzik Öğretmeni, Hasan Serdar olmuştur. Türküyü Dursun Cevlan’nin ağzından notaya çeken meşhur folklörcü Muzaffer Sarısözen’dir.
Kiziroğlu, Malatya’nın Arapkir ilçesinden bir kabadayı olup birkaç kez Padişaha isyan etmiş. Köroğlu’nu sık sık rekabete çağırmış ona meydan okumuş biridir. Halk arasında yayılan destan türündeki hikayelerden anlaşıldığı kadarıyla Kiziroğlu Mustafa Bey, Köroğlu’nun Çağdaşıdır. Çobanoğlu Aşık Murat bu türküyü coşkuyla okurdu.
Haasan Serdar kardeşimiz, bu türküyü Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirip özellikle Tokat lisesinde Müzik öğretmenliği yaparken Murat Çobanoğlu nu incelemiş ve Kiziroğlu Türküsüne kendi güzel sesini katarak okumuştur. Hasan Serdar’ı ben,1964-65 yıllarında tanıdım. Özellikle okul müsamerelerinde, toplantılarda Kiziroğlu şarkısına değer üstüne değer kattığına tanık oldum. Eğri oturalım doğru konuşalım, Hasan Serdar o yıllarda güzel sesiyle Muğla’da hayli sükseli bir öğretmenlik yaşamıştır.Onun müzik öğretmenliği bir başkaydı. Saz ve kemanı iyi kullanan dost yürekli Hasan Serdar, hayli alçak gönüllüydü.
Aslen Yerkesikli olan Hasan Serdar .Yeşilyurt kasabamızdan bir bayan öğretmen olan Bayan Ziba hanımla evlendi. İki çocukları vardı. İkisi de babalarının yerini tutacak çocuklar oldular.Büyük Oğlu tıp fakültesini bitirerek doktor oldu. Öğünmeyi hiç sevmeyen Serdar’ı bir gün oğlunun doktor olmasından dolayı kutlamıştım. Bana dedi ki “Ben sana oğlumun doktorluğundan söz ettim mi ?. Gerçekten övünme huyu olmayan Serdar, oğlundan hiç söz etmemişti. Birçoğumuzun Amerika’da olan torununu bile dilinden düşürmediği bir ortamda ...Öğretmen evinin bahçesine takılır, öğlenleri eve gitmez, yiyecek malzemesi olan gereçlerini yanında getirirdi. Eğer ben bir ressam olsaydım bir tevazu heykeline imza atar ve çerçeveye “Hasan Serdar” yazardım.
Hasan Serdar’ın sesi 20 yıl önceki gibi kulaklarımda çınlıyor.O türküyü bir kez daha okuyucularımın kulakla5rında çınlatmak istiyorum. Yattığı yer nur olsun.
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir hışımınan geldi geçti Peh peh peh…
Kiziroğlu Mustafa Bey
Şu dağları deldi geçti kim kim kim?
Kiziroğlu Mustafa Bey,Bir beyin oğlu…
Yalan dünya geçicidir. Bu gök kubbenin altından Kiziroğlu gibi,Hasan Serdar gibi kimler geldi geçti. Hasan Serdar da geçti ama sıradan biri gibi geçmedi.