GECENİN BİR VAKTİNDE

Ne zaman, gecenin bir vaktinde bağıran bir erkek sesi duysam içimdeki o küçük kız çocuğu büzülür, siner saklanacak yer arar. Yorganı tepesine çeker, kulaklarını tıkar, ama ses ne yapar eder bütün çocukluğunun sesleriyle birlikte kulaklarına ulaşmayı başarır.

Bazı sesler hiç değişmez, iyi bir şey söylerken veya ne söylediğini anlamasan bile bilirsin dediğinin ne olduğunu ve o sesin geldiği yerde neler olduğunu.

İşte yine o ses ve bir adam  gecenin bir yarısı balkona girip çıkıp bağırıyor, ses çok üst perdeden geliyor, sen benim anama nasıl .dersin, o abin olacak uyuz mu bana akıl verecek, o da kim oluyor. Gösterecem, hepinize gösterecem kim olduğumu, hışımla içeri giriyor, benim anam sana ne yaptı ha diye devam ederken sonrasını tahmin edebiliyorum. Polis çağırmak için telefon elimde bekliyorum. Tekrar çıkıyor, içeride başladığı söyleve balkonda devam ediyor. Gözüm kulağım kadında, kadın arkasından mutfak kapısına kadar geliyor, ama mutfağa geçmiyor sus diyor, sus konu komşuya rezil oluyoruz, rahatsız ediyoruz diyor yavaştan yavaştan. Adam yeniden celalleniyor, kimmiş o rahatsız olan çıksın karşıma diye yeniden başlıyor, bağırarak içeri dışarı girip çıkmaya, söylediklerinin yarısı dışarda yarısı içerde.

 Eve, içinde yaşayanlara, mutfakta ve balkonda görünen eşyalara,  uzaktan, dışardan bakılırsa bu evde oturan insanlardan böyle bir hareket beklenmez. Şu anda bir gecekondu semtinden veya köyden farkımız kimsenin olaya müdahil olmaması, pencereye bile çıkmaması ben hariç.

 İnsan dış görünüşünü, ekonomik durumunu ne kadar düzeltirse düzeltsin daha doğrusu düzeltmiş görünsün içindeki vahşiyi ve cahili eğitemiyorsa nerde olduğu hiç fark etmiyor.

Uzun süre balkonda bekledim, adamın giriş çıkışları azaldı sonra bitti. Bir süre daha içeriden sesler gelmeye devam etti sonra kesildi, o arada kadını gözlemliyorum sesinin iniş çıkışlarından. Korkmuş değil, utanıyor konu komşuya karşı, ara ara içeri gir bağırma derken, Allah'ın delisi yine rezil ettin beni diyor da kimse duymuyor. O zaman içim rahatladı kötü bir şey olmayacak. Adamın halleri, belki akşam fazla kaçırdığı içkinin efelenmesiydi, nasıl olsa sabah hatırlamıyorum bahanesinin arkasına sığınacağı. Şimdi olanlar iyi bir şey miydi? Değildi elbette, olayların sonunda genellikle üçüncü sayfaya konuk olunduğundan iyi diyorum.

Sabaha kadar uyuyamadım. O ses başka sesleri, başka zamanları çağrıştırdı, küçük kız olduğu yerde büzüldü kaldı, belki uykuya sığındı. Yıllar önce başka bir şehirde bir sitede oturuyorum, üst katta bir çocuklu bir aile var, her sabah el ele,  kol kola beraber çıkar, çocuklarını servise bindirir işe giderler, çok nazik, çok medeni insanlar diye biliyorum o geceye kadar.

Günlerden bir gün, gecelerden bir gece yukarıda kıyamet kopuyor küfürler, bağırışlar, eşliğinde fırlatılan kırılan eşyaların sesi dayanılacak gibi değil. Bizim bir altımızda oturan yöneticiye iniyorum bir şey yapalım diye, polis çağırdım şimdi gelir diyor. Polis geldi kapılarını çaldı, evdeki sesler durdu, kapı açıldı gayet nazik bir şekilde yok bir şey, ev hali dediler. Polis şikâyetçi olmayınca bir şey yapamayız deyip çekti gitti. Yukarıda biraz bekledim dediğim bundandı, beklerken kötü şeyler de olabilirdi tabi ki.

Bir keresinde başka bir semtte, akşamın geceye evrildiği saatlerde, çocuk ağlaması ve bağırışlarıyla balkona koşuyorum. Aynı katta karşı komşumun iki kızı balkonda birbirlerine sarılmış kuş gibi bağrışıyorlar.  Ne oldu diyorum, çocuklar ağlamaktan anlatamıyorlar. Zaten o anda kıyamet kopuyor, çocuklar o anın geleceğini öngörüp kendilerini balkona atmışlar.

Kapılarını çaldım saç baş karışmış, öfkeden gözleri yuvalarından fırlamış kadın açtı kapıyı, o arada bir zigon sehpa düştü hole, arkasından adam göründü kızgın bir boğa gibi belinde banyo havlusuyla.  Ne var ne oluyorsunuz derken çocuklar koşarak geldiler onları dışarı aldım, kadının kolundan tuttum gel dedim bizim eve geçelim, kadın kolunu kurtarıp, sorarım ben ona beni elin şırfıntısıyla aldatmak neymiş diye zıplaya zıplaya içeri gitti elinde telefonla. Üst komşular indiler çocukları alırken madem kavga edecektiniz çocukları niye göndermediniz diye söylene söylene yukarı çıktılar. O eve yeni taşınmıştım ilk defa böyle bir olaya tanık oluyordum. Adamın bir aldatma hikâyesi varmış, kadında fazla büyütüyormuş, o gün adam işten gelip duşa girmiş ve o kadın telefon etmiş, telefonu karısı açıp saydırmaya başlayınca adam alelacele banyodan çıkıp kadının elinden telefonu almaya çalışırken başlamış olay. Önce çok garipsemiştim diğer komşuların tavrını, olay o kadar sık yaşanıyormuş ki onlar kanıksamışlar artık, inip çocukları alıyorlarmış.

Ertesi gün kadın biraz utanmış gibi baktı yüzüme, sonra hiçbir şey olmamış gibi hatta biraz da arsızlığa vurdurdu, biz böyleyiz dedi kavga döğüş geçinip gidiyoruz. Sonraki günlerde adamı gözledim tesadüfen işyerinin önünden geçtiğimde bir gerinme, bir şişinme, ben istediğimi yaparım onu da yola getiririm, sen de olur olmaz burnunu sokma bakışı yerleşmişti gözlerine.

Yola getirsen ne olur yoldan götürsen ne olur. O iki kız çocuğunun yüreğine ektiğin o güvensizliği, korkuyu, sevgisizliği, kim tamir edecek, edilebilecek mi?

Gözümde iki kadın canlanıyor, öyle bir ses duyduğunda, o günkü kız çocuklarıyla baş etmeye onları sağaltmaya çalışan.

Fatma Ayhan 19 Temmuz 2024

YAZARIN DİĞER YAZILARI