PALMİYENİN GÖLGESİNDE BİR KADIN


Garip geldi önce, "palmiyenin de gölgesi olur mu"? Dedim hemen sonra hatırladım,  ağacın uzun gövdesinin izinde üç beş yapraklık gölgede başımı korumaya aldığımı.

Palmiyenin etrafını çeviren yükseltiye oturmuştu kadın, palmiyenin de gölgesinin de farkında değildi. O şu anda öfkesinin gölgesindeydi, İçmelerden bu yana koşuyordu, Marmaris'le İçmeler arası bir yerdeydi, ruhunun isyanına, öfkesine, bacakları uyum gösterememiş oturmuş kalmıştı buraya. Önce nefesini kontrol etmeye çalışmış uzaktaki tek tekneye sabitlemişti bakışlarını, koca denizde tek tekne, koca Marmaris'te tek kadın ve ikisi birbirinden çok uzak. Kendi tek başınalığını biliyordu, o teknenin, teknedekinin yalnızlığının sebebi neydi, acaba o da mı kaçıyordu?  Ama duruyordu, açıkta bir yerde öylece duruyordu, hiç ses yok belki onun da motoru isyan etmişti. Bunları düşünürken nefesi normale dönmeye başlamıştı.

Tam da o anda bir şey düştü kafasına ve nereden geldi diye etrafına bakınırken tepesindeki palmiyeyi fark etti, adını bilemediği meyvelerinden birisiydi başına düşen. Bir tek yaprak sallanıyordu selam verircesine bu da neydi şimdi, yukarı bakmak için yere yattı gözlerini elleriyle siper edip. Bütün vücudu yorgundu siperi falan boş verip açtı kollarını, öylece bırakıverdi kendini, öfkesinin ve palmiyenin olmayan gölgesine. Selam veren tek yaprağa diğerleri de katılmıştı bir fısıltıdır gidiyordu. Sanki bir tek sen yalnızsın hiç bizi düşündün mü?

Birinin beni görmesi için ya senin gibi yatması (kaç akıllı yetişkin durduğu yerde kendini yere atsın da beni görsün) ya da gökyüzünde uçan bir şey görüp kafasını kaldırması gerekir ki uçana kaçana bakarken meyvelerimin olgunlaştığı dönemdeyse renk biraz dikkatini çeksin. "Siz de ağlarsanız artık, deniz kenarında ne güzel karışan yok görüşen yok gelene gidene fısılda dur". Şimdiye kadar kaç kez geçtim palmiyelerin yanından, niye hiçbir fısıltı duymadım veya şimdi nasıl duydum. Onu hiç fark etmedim, dinlemedim hep gölgesi bol ağaçların altında güldüm, eğlendim, dinlendim. Hiçbir şeyi duymaya tahammülümün olmadığı şu anda, buna kalbimin sesi de dâhil, aynı durumda olan bir yalnızın fısıltısını duydu kalbim kendi gümbürtüsünü susturarak.

 

 

Fatma Ayhan 6 Şubat 2024

YAZARIN DİĞER YAZILARI