ALAATTİN ÇAKICI VE DEVLET

ALAATTİN ÇAKICI VE DEVLET

 

"Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal, örgütlü bir ulusun ya da uluslar topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır." (Vikipedi, özgür ansiklopedi)

Devlet, Anayasa, yasalar, yönetmenlikler ve çeşitli kurumsal örgütlenmelerle birlikte, belli bir toprak parçasında normlara dayalı, toplumla yönetenler arasında yapılan toplumsal sözleşmeyle ortaya çıkan bir yapılanmadır diyebiliriz.  

Bir ülkede yasalar ve kurumlar tam olarak işlemiyor, işlediğinde de eğilip bükülerek suç işleyenler, vergi kaçıranlar, hırsızlar, katiller v.b. gibi olaylarda suçsuzlar suçlu, suçlular suçsuz çıkarılabiliyorsa; yönetimde bir başıbozukluk, hukuksuzluk, adaletsizlik kol geziyor demektir! Bu durum bir "anomi" durumu ve bir devlet olmaktan ziyade aşiret yapılanması ya da çadır devletine dönüşüyor denebilir.

Son çıkarılan af yasasıyla katiller, hırsızlar, kadın düşmanları, çocuk tacizcilerini v.b. suçlardan hüküm giymişleri sokağa bırakıldılar. Ama gazetecileri, fikir beyan edenleri, siyasileri, iktidara muhalif olanları v.b. bir terör örgütüne ile ilişkilendirilerek içerde tutuyorlar. Bu durum T.C. devletine yakışmıyor!

Son çıkarılan af yasasından mafya lideri Alaattin Çakıcı'da yararlandı ve salıverildi. Tabii ki; bu yasadan yararlandığına kimse bir şey diyemez. Yasayı çıkaranlar bu durumu da göz önünde bulundurduklarına göre Çakıcı'ya niye aftan yararlandın diye sorulmaz. İddialar öyle ileriki; zaten af yasasının adı "Çakıcı" affı olarak da biliniyor. Bizim gibi az gelişmiş ve demokrasisi sorunlu ülkelerde istediğine suç isnat eder, isteğine af çıkarırsın. AKP döneminde, özellikle naylon fatura düzenleyen eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a özel af çıkarılıp bakan yapılmadı mı? Kanun ve hukuksuzluklar o kadar çok ki, sayfalara sığmaz.

Alaattin Çakıcı bir zamanlar AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da tehditler savurmuş, hakaretler etmiş fakat ne zaman MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli AKP ile ortak olmuş, işte o zaman Alaattin Çakıcı "U" dönüşü yaparak AKP'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı savunmaya başlamıştır. Tabi ki, insanlar görüş değiştirip birilerini savunabilir, kimse de bu duruma bir şey diyemez. Fakat birilerini tehdit ediyorsa o zaman işin rengi değişir!

Mafya liderini hastanede ziyaret eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Alaattin Çakıcının Hapishaneden çıkması için çok çaba sarf etti. Bu çabasının meyvesini de "Çakıcı affı" olarak bilinen afla da taçlandırmış oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir zamanlar AKP Genel Başkanı ve o zamanlar Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'na (karşılıklı olarak) ağza alınmayacak sözler sarf ediyordu. Bir anda ne olduysa oldu AKP ile ortaklık kurdu. Bahçeli neden "U" dönüşü yaptı bilinmiyor. Çok çeşitli, belki de doğru olmayan iddialar olsa da perde arkasını bilmek mümkün değil.

Alaattin Çakıcı serbest kalır kalmaz tehditlerine devam etti. Çakıcı'nın dünya görüşü, yaptıkları ortada. Düşüncelerini aşırı, hatta ırkçı bulsam da, işin içine suç teşkil edecek eylem ve davranış söz konusu olmadığı sürece fikirlerini söyleme özgürlüğünün olmasını doğal karşılarım.

Kamuoyunda "Af Yasası" olarak bilinen yasayla tahliye olan Çakıcı, Edirne Belediye Başkanı, CHP'li Recep Gürkan'la yaptığı görüşmenin ardından CHP'si Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak, "Sözde Atatürkçü" diyen suç örgütü lideri "Kılıçdaroğlu gibi düşünenler Atatürkçülük adı altında CHP'sinin içini boşaltarak Gazi Mustafa Kemal'e ihanet içindedirler. Eğer kalbi Atatürkçü olsalar PKK'nın siyasi kanadı HDP ile seçime girmezlerdi. Aynı yanlışı milliyetçiyim diyen bir hanımefendi de yapmıştır." Dedi. "Türkiye eski Türkiye değil" diyen Çakıcı, devlet başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, dünya Türklerinin yaşayan son efsanesi lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye ve tüm kamuoyuna saygılarımla arz ederim." Dedi ve bu suç söyleminin arkasından Kemal Kılıçdaroğlu'na tehdit mektupları gönderdi. Bunlarla bağlantısı olup olmadığı bilinmez ama daha sonraki günlerde bir siyasetçi ve gazeteciler dövülerek şiddet uygulandı.

 

Öncelikle Çakıcı'ın kime övgü düzeceği, kimi ziyaret edeceği kendi tercihidir. Ama vatan sevgisi konusunda 83 milyon vatandaşımızdan daha çok vatanperver olmadığını hepimiz biliyoruz. Kendi kendine vatanseverler, sevmeyenler diye vatandaşları bölmesi, ayrıştırması ve söylemde bulunması cahilliğinin göstergesidir. Bu gibi ırkçı söylemler milliyetçilik değil, olsa olsa bilgisizliktir. Bir Türk olarak tüm bu ülkede yaşayanlar en az benim kadar vatanını sever ve korur. Vatanı sevmek ve korumak birilerinin veya bir grubun tekelinde değildir.

"Türklerin yaşayan son efsane lideri Devlet Bahçeli'ye" övgü düzmesi kendinsin bileceği bir durumdur. Ben öz be öz bir Türk olarak Devlet Bahçeli'nin ve onlar gibilerin beni temsil etmesi mümkün değildir. Milliyetçiliği ayaklar altına alan birine destek veren biri Türklerin lideri olması şöyle dursun, ne yapacağı belli olmadığından hem Türklere, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve hem de Türkiye'de yaşayan, vatandaş olmayan yabancılara da büyük zarar vermektedir.

Çakıcı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önce Oslo'da PKK ile daha sonra HDP ile ortaklık kurduğunu, seçim kazanmak için Abdullah Öcalan'dan mektup getirttiğini, Osman Öcalan'ı TRT'ye çıkartıp destek istediğinden de haberi yok galiba. Artvin'de Kemal Kılıçdaroğlu'na PKK'nın saldırdığından da haberi yok zannederim. Vatansever böyle mi olur, daha dün olan olayları bilmeyen, biliyorsa daha da vahim, biri nasıl olurda siyasete ve insanlara ayar vermeye kalkabilir. Sormak lazım Çakıcı'ya; Atatürk ve İnönü'ye "iki ayyaş" diyen mi, T.C. kurucularına hakaret edenler mi Atatürkçü? Acaba Gazi Mustafa Kemal'e Çakıcı mı ihanet etmiş, yoksa Kemal Kılıçdaroğlu'mu ihanet etmiştir? Bir insanın bunları görmemesi, duymaması için kör olması lazımdır.  

Doktor dedi ki; bırakın Çakıcı kendi halinde kalsın, derdinin dermanı yoktur. Aslında dermanı "Tarih okumak" olsa da bundan sonra iflah olmaz. Çünkü düşünme, sorma, sorgulama yeteneğini kaybetmiş ve tek düşüncesi şiddeti kendine kılavuz etmiş birinden düzelme beklenemez dedi. Allah akıl fikir versin ne deyim!

"Hareket halindeki cehaletten daha korkunç bir şey yoktur!"

George Bernard SHAW

Saygılarımla.

 

Kemal Gürbüz

Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı

31.01.2021               

YAZARIN DİĞER YAZILARI