Eyvah eyvah! Bir toplum nasıl cahil bırakılır, bir ülke nasıl çöker, çürür, nasıl yok olur, biraz sonra okuyacağınız röportajda gizli. Adamın kör cahilliğine mi yanayım, ülkenin düştüğü duruma mı yanayım, şaşkınlık içindeyim! Ülkeyi on beş yıldır yönetenlerin 4+4+4 ucube bir eğitim sistemi getirerek, eğitimi dinci ve kinci vakıflara terk etmeleri, akıl ve bilimden yoksun programlar uygulamaları sonucu ülke çökme noktasına geldi! Toplum, çürümeye yüz tuttu. Her tarafı İmam Hatip Okullarına çevirmeleri toplumu kul, köle, devleti çökme notasın getirdi. Bu eğitim sistemi tam da sömürgecilerin istediği bir eğitim sistemidir! Röportaja katılanların hepsinin giyim kuşamları, havaları yerinde gözüküyor.
En sağlamı size yapılan röportajla baş başa bırakayım.
Spiker: Mısır piramitlerinin Türkiye’den kaçırıldığı ortaya çıkarılmış. Bu tip tarihi eser kaçakçılığı konusunda ne düşünüyorsunuz?
Birinci şahıs: Ben yurt dışından geldiğim için bilemeyeceğim, bir şey söyleyemeyeceğim.
İkinci şahıs: Tarihi eserler çok değerlidir bence, yani eee Türkiye’de kalması daha iyi. Yurt dışına kaçması, kaçırılması iyi değil.
Üçüncü şahıs: (Araya giriyor) Bence hiç hoş değil, niye kaçırıyorlar ki, niye güvenlik yok? Bence daha çok Türkiye’de güvenliğin olması lazım!
Dördüncü şahıs: Ne düşünüyorum, iyi değil herhalde.
Beşinci şahıs: Çirkin bir şey, ne düşüneceğim. Eee Mısır Piramitlerinin kaçırıldığını söylüyorsunuz değil mi? Gereksiz yani, kaçırılmaması lazım.
Altıncı şahıs: Her şey günümüzde yok olmuş, tüm bu eserlere sahip çıkmıyoruz. Bunlar muhtemelen Avrupa’ya kaçırılıyor. Avrupa da büyük bir fiyata satıyor.
Spiker: Sizce Mısır piramitlerini nasıl kaldırıp kaçırabilirler?
Altıncı şahıs: Bence bu olayı herhalde gümrükte bir bağlantıları olması lazım ki; kaçırabilsinler. Yoksa imkânı yok çıkacak. Avrupa’da biliyorsun öyle bir güvenlik olayı var ki, Türkiye dışında her yerde çantanız didik didik aranıyor veya başka türlü alarmlar var. Hani diyorum gümrükle ilgili bağlantısı olan kişilerin kaçırması lazım. Muhtemelen havaalanından veya kara yoluyla olmuş olabilir.
Yedinci şahıs: Kötü bir şey, kabul edilecek bir şey değil. Bu tür işlemleri yapan kişilerin kötü bir şekilde cezalandırılması lazım!
En son noktayı kendini tarih öğretmeni olarak tanıtan sekizinci şahıs koyuyor.
Sekizinci şahıs: Olaya ilmi açıdan baktığınızda, zaten Türkiye’de her türlü kaçakçılık var demi, açık konuşmak lazım. Türkiye’de denetim mekanizması çalışmıyor bir, ikincisi Türkiye’de herkes başlı başına bir kanun, kanunlar yetmez. Daha iyi, daha iyi yıpratıcı kanunlar olmalı. Bence bu bir şebeke olayı, şöyle tek kişi bunu yapamaz. Çeşitli şeyler altında Avrupa’ya gidiyor, bu şekilde pasaportlar alınıyor, sahte pasaportlar düzenleniyor, bu şekilde.
Spiker dayanamıyor, ek sorularla bu vatandaşın dikkatini çekmeye çalışıyor. “Nasıl kaldırılıp kaçırılmış olabilir sizce? Nasıl taşınmış olabilir piramitler sizce?
Sekizinci Şahıs: (Sorulan sorulardan uyanamıyor) Piramitler bana kalırsa, büyük ihtimalle deniz yoluyla.
Spiker artık çileden çıkıyor, “Peki, sizin mesleğiniz ne?”
Sekizinci şahıs: (Havalarda, koltukları kabarıyor, kara gözlük gözünde, kendinden emin bir şekilde cevap veriyor) Tarih öğretmeniyim ben.
En kötüsü, bayanlı-erkekli konuşan bu gencecik insanların gelecekte bu ülkede söz sahibi olmalarıdır! Tanrım, yetmiş yıldır bu ülkeyi yönetenler bu topluma nasıl hıyanet etmişler, anlaşılır gibi değil!
“Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” Diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü suratımıza bir şamar olarak çarpmış durumda!
Bir Çin atasözü, “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan, tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan, ağaç dik, yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.” Diyen bilgenin ne kadar haklı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Bu gün dahi Ortaçağın gerici eğitim düzenini savunanlar, bu toplumu ya toptan ortadan kaldıracaklar, ya da çürümeyi hızlandırarak başka toplumların kulu, kölesi yapacaklar.
Hırsızlara, arsızlara, soysuzlara, namussuzlara, hainlere, halkın kanını emenlere v.b. gibilerine diyeceğim bir şey yoktur. Onlar zaten görevlerini en iyi şekilde yapıyorlar. Benim sözüm, liberalim, muhafazakârım, dindarım, aydınım, sosyalistim, komünistim, Atatürkçüyüm v.b. dürüstüm diyenlere! Nerdesiniz? Ne yapıyorsunuz? İnlerinizden çıkın artık. Üzerinde yaşayacağımız, yaşatacağımız bir vatanımız olmayacak! Böğürü böğürü yatamayacaksınız. Çocuklarınıza, torunlarınıza kölelikten başka bir şey bırakamayacaksınız!
Ahmaklar size diyorum!
Kemal GÜRBÜZ
Şair-yazar, Devlet Sanatçısı.
08.02.2018