DİNCİ-KİNCİ, GERİCİ EĞİTİMİ SAVUNMAK!
"Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder."
"En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır."
Mustafa Kemal Atatürk
Haksızlığa, adaletsizliğe, her türlü ülke ve halkın aleyhine yapılan, yapılacak olan şeylere alışmayacağız. Alışılmasına da karşı çıkıp, alışıldığı zaman çıkabilecek olumsuzlukları, hatta felaketleri bir bir gözler önüne sereceğiz. Çünkü bu ülke, bu halk cahillere ve dinci şarlatanlara, soyguncu, yalancı vb. gibilerine bırakılmayacak kadar kıymetlidir.
Bir ülke düşünün; o ülkeyi yönetenlerden biri halkın aleyhine olan, sadece halkın aleyhine değil, ülkenin aleyhine olan, hatta ülkenin parçalanmasına ve yok olmasını sağlayan, cahilleri, cemaat denen dinci (dini kullanan), gerici oluşumları destekleyen uygulamaları destekliyor. Desteklemekte de kalmayıp ülke geleceğini karanlığa sürükleyecek eylemlerde rol veriyor. Akıl ve bilimden yoksun olan bu çalışmalar yasalara ve anayasaya da aykırı olmasına rağmen sokak kabadayısı gibi savunuyor.
2024 yılı bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in konuşması tam anlamıyla kötü, kötü olduğu kadar da nezaketten uzak ve yasa ve anayasaya aykırı işlemleri yaptığının itirafıdır. Bakan, dinci-kinci, gerici, Fettullah Gülen cemaati olan, darbe girişiminden sonra "FETÖ"den de ders almamışa benziyor. Bu tip cemaatler "kula kulluk" anlayışları nedeniyle birer terör örgütü potansiyeli taşımaktadırlar. Çünkü bu tip örgütler halkın aydınlanması, yurttaş olmasına karşı çıktıklarından akıl ve bilimsel gelişmelerden, demokrasiden de nefret ederler. Bunlara "Sivil Toplum Kuruluşu" demek en hafif deyimle cahilliktir.
2024 Yılı Bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin; "Sizin tarikat cemaat dediğiniz, bizim Sivil Toplum Kuruluşu (STK) dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla protokol yapmaya devam edeceğiz. Protokol yaptığımız bu STK'lar, sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız. Ben o STK'larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Defalarca söyledik; biz STK'larla protokol yapıyoruz, aklınıza gelebilecek, Türkiye'de eğitim öğretim sürecine destek olabilecek bütün STK'larla protokol imzalıyoruz."
Bu konuşmasında olayları nasıl çarpıttığının, gerici cemaatlerin önünün nasıl açıldığının ispatıdır. Bilime ve akla karşı olan bu cemaatlerin Milli Eğitime ne desteklerinin olduğunu açıklasa da bizde bilsek. Bu tamamen bakanın ülkenin ve ülke vatandaşının geriye gitmesi için çaba harcadığını gösteriyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin seçilmiş biri olmayıp atanmış biri olduğundan konuşması milletvekillerine meydan okumadan başka bir şey değil. Yusuf Tekin, dinci-kinci cemaatlerin dağa çıkan çocukları engellediğini iddia ediyor ama IŞİD'e katılan binlerce teröristi unutuyor. Üstelikte kadınları cariye ve köle olarak satan, ortaçağ karanlığını savunan terör örgütlerini kutsuyor.
"Demokrasi bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan diktatörler çıkar." (Platon)
Milattan önce (M.Ö) 427-347 yılları arasında yaşayan, Antik Yunan Flozofu olarak da bilinen Platon (Eflatun), yüzyıllar önce demokrasi için söylemiş olduğu yukarıdaki bu sözü akıl süzgecinden geçirmeyenler ülke karanlığını savunanlardır. Bunları Yusuf Tekin'in bilmemesi imkânsızdır. Bu hırsı ve gerici, kinci-dinci cemaatleri desteklemesinin ardındaki gerçek nedir diye sormamız gerekiyor ama dürüstçe cevap almamız mümkün değil.
İşte Mustafa Kemal Atatürk'ün büyüklüğü de burada gizli. Çünkü geleceği ve bu gibi cemaatlerin ülkeyi nasıl yok edeceğini gördüğü için, dininde garantisi olan "Laikliği" getirerek ülkenin kalkınması yolunda büyük adımlar atmıştır.
Acınacak durumdayız ama umudumuzu da yitirmedik. Elbette hiçbir olay, yapı eskiye doğru evrilmez, duraklar, belki durması kısa, uzun zaman olabilir ama devinim hep ileri doğru olur. Bizim amacımız bu ilerlemenin durmamasını sağlamak, ülkenin kalkınmasını ve gelişmesi yönünde akıl ve bilimsel çalışmaların devam etmesini istemektir. Bu devamlılık, gelecek kuşaklarında acı çekmesini bir nebzede olsa önlemektir.
Saygılarımla.
Kemal Gürbüz
Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı