EMEKLİLER TÜRKİYE MECLİSİ-3-
"DOĞRUDAN DEMOKRASİ ÜZERİNE
(YENİ BİR PATİKA AÇMAK)
GENEL BAKIŞ"
(Dünden devam.)
"DOĞRUDAN DEMOKRASİ ÜZERİNE
Bugüne fiili müdahalede bulunmak, geleceği de bugünden zihinsel dünyamızda kurgulayabilmek için dünü ve geçmiş tarihi objektif tarzda kavramaya çalışmak, önemli bir faaliyet olarak algılanmalıdır.
Doğrudan demokrasi veya taban demokrasisi, 21. yüzyılın demokrasisi olmasına rağmen, ne yazık ki binlerce yıllık yönetsel alışkanlıklar ve gelenekler yüzünden bir türlü anlaşılamamaktadır. Oysaki doğrudan demokrasi, insanın nesnellikten kurtulup kendi doğallığına dönüşünü ifade eden en güzel yaşamı kurgulama biçimidir. Bir avuç profesyonel şarlatan politikacı veya yöneticinin tüm toplum bireyleri adına karar alması ve alınan kararlara bizleri uymaya zorlamasının önüne çekilen en güzel settir. Aynı zamanda yoldan çıkmış veya çıkarılmış olan insanlık katarının yeniden doğru yola döndürme çabasıdır. Egemen sistemin nesneleştirdiği tüm değerleri özneleştirme ve özneleştirdiklerini de yeniden nesneleştirme gerçeğine giden en insani ve vicdani müdahaledir. (İnsanın yeniden özneleşmesi ve buna karşılık para ile metanın nesneleştirilmesi gibi. İnsanların yönetilmesi yerine, nesnelerin yönetilmesine doğru atılan en demokratik adım.)
İnsanlık tarihi, doğrudan demokrasinin geçmişte birçok farklı uygulamalarına tanık oldu. Antik Çağ Atina'sındaki doğrudan demokrasi, Anadolu'daki Şeyh Bedreddin ve arkadaşlarının başlattığı hareket, Paris Komünü'ndeki "İşçi Müfrezeleri", Rusya'daki "İşçi, Köylü ve Asker Sovyetleri", İtalya'daki "İşçi Konseyleri", İspanya'daki "İşçi Komisyonları", Rosa Luxemburg'un liderliğini yaptığı "Spartaküs Birliği", Yoguslavya'daki "Öz Yönetim Deneyimi" Brezilya'daki "Topraksız Köylüler Harekatı" Meksika'daki "Zapatistler" (EZLN), 1970'lerin sonlarında yaşanan Fatsa Deneyimi, Filistin'deki İntifada Hareketleri, Ülkemizdeki "Gezi Direnişi" vs. bunların başlıcalarıdır.
Doğrudan Demokrasinin düşüncesinin ve pratiğinin daha iyi anlaşılabilmesi için bu deneyimlerin her birinin ayrı ayrı ele alınıp incelenmesi, uygulamadaki farklılıkların ve eksikliklerin görülebilmesi açısından önemlidir ancak o şimdilik bir başka yazının konusu olarak bir kenarda durmalıdır.
Taban demokrasisi (doğrudan demokrasi) toplumu oluşturan tüm bireylerin ortak yaşamın gereği olarak karşılaştığı her türlü sorunu ortak akıl, ortak karar ve yine ortak çaba ile çözme yöntemidir. Bireyin bugünü ve yarını hakkında kendisinin karar vermesi yani özgür-özne olabilmesi demektir. Bu yüzdende toplumun yaratıcı ve yapıcı enerjisinin açığa çıkarılmasında tetikleyici önemli bir rol oynar.
Doğrudan demokrasi, temsili demokrasiden radikal bir kopuşu ifade eder ve yaşanmakta olan küresel temsili demokrasi krizinin de çözümüdür aslında. Sorun şu ki bizler, temsili demokrasinin bile tam olarak uygulanamadığı bir toplumda Doğrudan Demokrasiyi uygulamaya çalışıyor ve dolayısıyla ciddi bir dirençle karşı karşıyayız. "Tembel, aklı havada, bencil, düşüncesiz, kaygısız" ve kolaya alışmış insanlarla doğrudan demokrasiyi gerçekleştirmek mümkün değildir. Bu yüzden her şeyden önce değişime kendimizden başlamalı ve pratiğimiz aynı zamanda bir okul görevi üstlenmelidir."
(NOT: Devamı var. Muhakkak okumanızı ve fikirlerinizi paylaşmanızı umuyorum. 1,2,3. diye devam edecek ve en son yazı dizisi bitti diye uyarılacaksınız.)
Saygılarımla.
Kemal GÜRBÜZ
Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı
07.11.2022