İNÖNÜ'NÜN LOZAN BARIŞ KONFERANSINA
BAŞDELEGE OLARAK SEÇİLMESİ
Cumhuriyet karşıtları, Cumhuriyetin kurucularına saldırmak için akıl almaz yollara başvurabiliyorlar. Her türlü iftira, çamur atmaktan geri durmuyorlar. Hatta Kurtuluş Savaşı kahramanları arasında ayrım yaparak bir tarafı hain ilan etmeye kalkabiliyorlar. Tabi ki; Kurtuluş Savaşına katılan kahramanları ve şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.
Şu unutulmamalı; Birinci Dünya Savaşından yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu "Serv" anlaşmasını imzalamak suretiyle ömrünü tamamlamış, dünyadaki gelişmelere ayak uyduramadığı için yıkılması kaçınılmaz olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu yenik çıktığı savaştan kendisine İç Anadolu Bölgesinden başka bir toprak parçası bırakılmamış, ordusu dağıtılmış, güvenlik için sınırlı bir jandarma gücü bırakılmıştı.
Küllerinden doğan yeni devletin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacaktı! Bu anlayışın yani, "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir" özdeyişi anlayışında verilen Kurtuluş Savaşı sonucunda Lozan Barış Anlaşmasına baş delegenin kim olacağı sorusu tartışılıyordu.
Aşağıda aktaracağım bilgiler, Sayın Alev Coşkun'un "Diplomat İnönü, Lozan" kitabından alınmıştır.
İnönü'nün Seçilişi
Lozan Barış Konferansı başdelegeliği için birçok isim öne çıkmıştı. Başbakan Rauf Orbay, kendini en doğal başdelege görüyordu. Paris Hukuk Fakültesi mezunu Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşek ve İttihat ve Terekki'den beri aktif politikanın içinde bulunmuş olan Sağlık Bakanı Dr. Rıza Nur da başdelege olmak istiyordu. Doğu Cephesi'nden Ankara'ya dönmüş olan Kazım Karabekir Paşa da başdelege olmak isteyenler listesinde bulunuyordu.
Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'nın ismi bu görev için hiç geçmiyordu. Henüz çok zorlu bir savaştan yeni çıkmış bir cephe komutanı olarak kendisi de böyle bir görevi aklına bile getirmiyordu.
İsmi İlk Kez İzmir'de Ortaya atıldı
Fransız devlet adamı Franklin Bouillon, genelde Ankara hükümetinin düşüncelerini ve Kuvayı Milliye ideallerini anlayan bir Türk dostu olarak kabul ediliyordu. Sakarya Zaferi sonrası, Ankara ile Fransa arasında 21 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Barış Antlaşması'nın gerçekleşmesi için çalışmış ve antlaşmayı Fransa adına imzalamıştı. Bu görüşmeler sırasında Ankara'da Mustafa Kemal'le Bouillon arasında bir dostluk oluşmuştu.
.Bouillon, Mustafa Kemal'e Barış Konferans'ında Türkiye'yi kendisinin temsil etmesinin çok olumlu bir hava yaratacağını ileri sürdü. Mustafa Kemal, eğer İzmir'de yapılırsa bu Barış Konferansı'na TBMM'nin temsilcisi olarak katılmaktan memnun olacağını ve onur duyacağını belirtti. .Mustafa Kemal,
"Yurt dışında bir konferansa katılmasının olanak dışı olduğunu" belirtti. Mustafa Kemal bu bağlamda, "Türk delegasyonu başkanlığına kimi önerirsin, bu konuda görüşün nedir?" diye sordu. İşte ikisi arasında geçen konuşma: Bouillon: İsmet Paşa'yı gönder. Mustafa Kemal: Yapabilir mi? Bouillon: Evet. En iyisini.
İstekliler ve Sorunlar
Lozan'a gidecek kurul başkanlığı için en önemli ve istekli aday o sırada Başbakan olan Rauf Orbay'dı. Dört yıl önce 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması'nı, Osmanlı Devleti'nin Bahriye Nazırı (Deniz Savaş Bakanı) olarak imzalamıştı. Ancak daha sonra bu antlaşmanın Türk milleti ve vatan toprakları için getirdiği olumsuz sonuçları ve işgalleri görmüştü.
. Bu konu ile ilgili olarak Mustafa Kemal'le görüşmesinde, Lozan'a giderken, İsmet Paşa'nın da kurulda danışman olarak katılmasını istemişti.
Yaşamsal Önemi Olan Bir Konu
Mustafa Kemal, Lozan barış görüşmelerini "yaşamsal önemde olan bir konu" olarak değerlendiriyordu. .Mustafa Kemal, mesela "İsmet Paşa" deyince; Yusuf Kemal Bey, "yapabilir" diye yanıt verdi.
Rıza Nur, Rauf Bey'e Karşı
Lozan'a gidecek kurulda bulunması doğal kabul edilen Sağlık Bakanı Dr. Rıza Nur, Başbakan Rauf Bey'in başdelege olarak Lozan'a gitmesine kesin karşıydı. Ayrıca o sırada Mudanya Ateşkes Antlaşması'nı başarı ile sonuçlandırmış olan İsmet Paşa'dan yana ağırlık koydu. .Bütün gelişmeler İsmet İnönü'ye yöneliyordu."
Mustafa Kemal, sonunda ağırlığını koyarak Lozan'a gidecek kurul başkanlığına gelmesi için ordudan istifa etmesini istediği ve sonucunda Dışişleri Bakanlığı'na gelmesini sağladığı İsmet İnönü'yü başdelege olarak gitmesini sağlamıştır.
Görüldüğü gibi bir işi yaptırmak için kılı kırk yararak ve liyakati esas alarak görevlendirmeyi yapan Mustafa Kemal Atatürk, devlet adamlığının nasıl olması gerektiğini de öğretmiş oluyor!...
Saygılarımla.
Kemal Gürbüz
Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı
26.09.2019