ON KASIM-2021
Sevgili okuyucular yukarıdaki başlık On Kasım 2021 tarihini taşısa da bu yazıyı On Kasım 2015 tarihinde yazmışım. Bu yazıyı samimiyetinize dayanarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım beğenirsiniz.
***
Utanıyorum! Eserlerine sahip çıkamadığım için ne kabrine gelebiliyorum, ne de resmine bakabiliyorum. Heykellerinin uzağından geçiyorum.
Bu gün On Kasım, seni bizden koparan o kara gün. Yüreğimizdeki acı, sızı hiç tükenmeyecek, ta ki ölünceye kadar. Suratımızın morartısı, bize bıraktığın eserlerin yok edilmesinden kurtarıncaya kadar gitmeyecek. Biz bıraktığın eserleri kurtaramazsak, çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağız suratımızın morartısını!.. Biliyorum, yattığın yerde bile ışık saçıyorsun dünyaya, çözümler sunuyorsun. Bizi kula kulluktan kurtaran, yurttaş olmayı, kısacası insan olmamızı anımsatıyorsun. Akıl ve bilimi, barışı saçıyorsun.
Darbeciler liberaller, dönek solcular adını kullanarak bize ne öğrettiler; "On Kasımları yas olarak kutlamayalım, atamızın adına yaraşan şenliklere dönüştürelim" dediler. Bak sen şu aymazlara; ölümün şenliklerle kutlandığını bu vatan hainlerinden duyunca irkildim, yüreğimde kanama yapan depremler oluştu. Ne yazık ki, senin ve arkadaşlarının, atalarımızın kanını dökerek kurduğu bu ülkenin okullarında birçok meslek erbabı, politikacısı, esirlikten kurtulan din bezirgânları, "erkeğin elinin kiri" olarak kabul edilen bayanların eşit yurttaşlık kazananları, iş adamları, tüccarların vb. gibilerinde içinde bulunduğu birçok insanın bu öneriye balıklama atladılar. Bu çirkin teklif kendini Atatürkçü gösterip, kirli işler yapanlardan gelmesi daha da ürkütücü olmuştur.
Karşı devrim başladı başlayalı kuşaklar değişiyor, yeni gençlik yetişiyor ama yetmiş yıldır seni unutturmaya ve eserlerini yok etmeye devam ediyorlar. Maalesef Devrim Yasaları, Cumhuriyet Kurumları daha da ileri taşınacağı yerde, ya yıkıp yok ediyorlar, ya da içini boşaltarak işlevsiz hale getiriyorlar. Ülkeyi Ortaçağ karanlığına taşıyıp sömürüyü, kula kulluğu geri getirip meşrulaştırmak istiyorlar.
Nutukta da anlatmış, bunların olabileceğini ilk sen öngörmüş, gençliğe hitabında "Gaflet ve delalet, hatta ihanet" edebileceklerini ileri sürmüştün. Senin bu ileri görüşünün, aklın ve bilimini, yani diyalektiği kullanışının hayranıyım. "Manevi mirasım akıl ve bilim" deyişin rehberimiz, yolumuz, umudumuz oldu. Yılmadık, yılmayacağız!
Bütün dünya seni göklere çıkarırken, kurtardığın halkın önemli bir bölümü, özellikle Osmanlı hayranı ve Ortaçağ karanlığından beslenen, diktatörlük özlemiyle yanıp tutuşanların, talancının, yalancının, kincinin, dincinin, halk düşmanlarının ağır hakaretlerine maruz kalıyorsun!
Yeni eğitim sisteminde seni ve bu vatanı kurtaran insanların unutturulması için özel dersler koydular, adınızı silmeye çalışıyorlar. Bilmiyorlar ki; suyun tersine akıtılamayacağını. Akıl ve bilim; yobazların, din tacirlerinin, asalakların tahmin edemeyeceği kadar büyüktür!..
Evet, benim için On Kasımlar acılarlımın, özlemlerimin katmerleşerek çoğaldığı bir gündür. İnsanlık yaşadıkça adın hiç unutulmayacaktır! Tarihin en müstesna, en kıymetli ve yüreğimizde yaşayacaksın! Yeter ki; sol memenin altı kararmasın.
***
Bu yazının ardından bu gün daha ne yazılabilir ki! Keşke yıllar önceki bu görüşümüz bu gün tersine bir değişime uğrasaydı da, daha değişik ve övücü bir yazı kaleme almış olsaydım.
Saygılarımla.
Kemal Gürbüz
Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı
31.10.2021