Suriye'de yeni bir dönem başlıyor. Rusya'nın, ABD ve Batının destelediği alan Ukrayna ile süren savaşı neticesinde, Amerika'yla ve Batıyla Suriye'deki üsleri dâhil ya da değil, anlaşıp, Esat'ı da ikna ederek Suriye'yi terk etmiş bulunmaktadır, bu senaryonun birinci perdesi! Senaryonun kincisi perdesi ise, Ukrayna savaşında ekonomik olarak kayıplarının artması üzerine, iki cephede birden savaşı Rusya'nın daha çok ekonomik ve insan kayıplarına neden olacağı için Suriye'yi terk etmek zorunda kaldığı. Emperyalistler arasında vekâlet savaşları dediğimiz (ilk raundu) birinci savaş oyununu Batı ve ABD kazandı, şimdilik! ABD ve batı bu vekâlet savaşlarında elini ataşa atmadan, yani ekonomik ve insan kaybına uğramadan yürüttüğü bir savaş oldu.
ABD'nin ve Batının savaşta ekonomik kayıplarını Suudi Arabistan ve Katar'ın ağrırlık olarak karşıladığını bilmeyen yoktur. Üstelik ABD ve Batı silah ve diğer malzemeler satarak da karına kar katmıştır. İnsan kayıplarına gelince, kendilerine Müslüman'ım diyen IŞİD, El Kaide vb. gibi dinci-kinci terörist örgütlerin, yine Müslüman olan ülkelere saldırması sonucu verilen kayıplardır. Yani para Müslümanlardan, ölenler Müslümanlardan, silah emperyalist ülkelerden, saldırılan ülke de Müslüman bir ülke, eh, ABD ve Batının niye kayıpları olsun ki!
Esat'ı deviren dini-kinci terör örgütleri, korkarım ki, Esat'ı mumla aratacaklar, Afganistan örneğinde olduğu gibi. Suriye halkı yine yoksul olması, yine kargaşa olması içten bile değil. Umarım bu konuda ben yanılırım da, Suriye demokratik bir idare şekline kavuşur!
Herkeste biliyordu ki, Esat diktatördü, şimdi iktidara gelenler demokrat mı olacaklar? Bu iç savaşta demokrasiyi getirmek için mi savaştılar? Bu gelenler daha birkaç yıl önce batı tarafından terörist gruplar olarak açıklanmamış mıydı? Hem de kendilerini destekleyip maşa olarak kullandıkları bu gruplara! Çok yazık çok Suriye halkına ve Müslümanlara!
Batının ikiyüzlülüğünü görmeyen, maşası olan bu kendine Müslümanlar, batıya böyle hizmet edip, çıkarlarını korudukça, ister diktatör olsun, isterse kökten dinci olsun, önemi olmaz kimin iktidar olduğu. Onun için bunların sonu da Esat'tan farkı olmayacağını gösteriyor.
Yıllardır Batı bize niye Mustafa Kemal ATATÜRK'den, kemalizmden ve Ulus devletten vazgeçin diyor? Çünkü ATATÜRK Sevr Antlaşmasını yırtıp atmış, emperyalizme, karşı büyük bir savaş vermiş, bağımsız yeni bir ülke kurmuştu. Bu kurduğu ülkeyi de batıda olduğu gibi demokrasiyi getirmeye çalışmış, özgürlüklerini de içine alan bağımsız bir Cumhuriyet kurmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk yirminci yüz yıla damgasını vurmuş tek liderdir. "Yurtta barış, dünya da barış" diyerek her alanda mazlum milletlerin uyanmasını sağlamış, bağımsızlık savaşlarını başlatmalarına örnek oluşturmuştur.
Batı Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında (100-200 yıl) yarı sömürge haline getirmiştir. Osmanlıyı onlarca, yüzlerce yıl sömürmeleri yetmiyormuş gibi, birinci dünya Savaşıyla da paylaşmışlardı. Çünkü Osmanlı Batıdaki gelişmelere sırtını dönmüş, Ebussuud Efendi fetvalarıyla matbaanın 300 yıla yakın ülkeye geç girmesi, bilimsel gelişmeleri görememesi, Osmanlının bilimsel ve akıldan uzaklaşmasının neticesidir, yarı sömürge ülkesi olması!
Bu gün Suriye'deki iç savaşa övgü yağdıranlar çok erken konuşmaktadırlar. Bunlarında Esat'tan farklı olmayacağı gün gibi ortada duruyor dersek yanılmamış oluruz zannederim. Bir buçuk milyon Müslüman var, İsrail'i "tükürükle boğarız" diyenler, ne yazık ki, Suriye'nin bu durumundan yararlanarak, İsrail'in Suriye topraklarını işgal etmesini önleyemiyorlar! Suriye'de iktidara gelenlerin ağzından bu işgale tek sözün söylenmemesi de gösteriyor ki, Suriye parçalanacaktır. Suriye iç savaşından en karlı çıkan İsrail gözüküyor. En zararlı çıkan ülke de Türkiye gözüküyor!
AKP ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yine aynı Erdoğan. Birkaç ay önce Esat'tan randevu almak için cevap beklerken, şimdi zafer naraları atmaları, bana göre doğru değil. Çünkü bu gün işçisine, memuruna, çitçisine, beyaz yakalısına, emeklisine açlık sınırının altında maaş veriyorsa, bu Suriyelilere harcanan paraların olduğunu bilmeyen yok gibi.
Tutarsız politikalar, dün ak dediğine, bu gün kara diyen bir anlayışın ülkeyi iyi yere götürmediği gün gibi ortada! Umarım ben yanılırım..
Saygılarımla.